Samast'ın görüntüleri ve sonrası Akşam yazarı Şakir Süter'i 1970'li yıllara, o dönemin gazeteciliğine götürdü.
Abone olyazısıyla 1970 yılında gece sekreterliği yaptığı Yeni Ortam gazetesinde yaptıklarını anlatan Şakir Süter, o yıllarda gençlerin yapılan haberlere bakışını anlatıyor:
"O tarihlerde haber ve fotoğrafların altında, bugünkü gibi buzağı aranmazdı!Şimdilerde durum hayli farklı; normal düşünen kafalar için ise akıl alır gibi değil. Haberi, “haber olduğu için” ve de gerçekten “değeri ölçüsünde” sayfaya koyup geçiyordu ustalarımız. Birileri üzülüyor, kimileri seviniyordu ama haber “birilerini üzmek, sevindirmek” amacıyla değil, haber olduğu için konuluyordu."
O tarihlerde de "özel-resmi" yerlere hizmet verenlerin gazetecilere haber aktardığını vurgulayan Şakir Süter şöyle devam ediyor:
"Sadece ve sadece gazetecilik yapmak isteyenlerin giderek azınlıkta kaldıklarını söylemeliyim; maalesef; koca bir maalesef! Bu cümleden olmak üzere.. Bizim cenahta işler gerçekten çok değişti. Haberi bazı durumlarda “birileri yazıyor..” Fotoğraf ya da görüntüleri yine “birileri çekiyor..” Jandarma da çekebiliyor, polis de, yabancılar da!. “Medyaya dağıtmak için değil, kendi arşivleri için” diyeceğim de, dilim varmıyor, çünkü... Polis, çektiği kaseti kendi arşivinden önce, bazı televizyon kanallarına “servis” yapıyor! Kaynağın polis olduğu çok açık ama bir “pompalama” yapılıp “jandarma” deniyor. Telefonlar açılıp soruluyor:
- Görüntüleri aldınız mı, aldınız mı? Resimdeki jandarmayı gördünüz mü?
Denilmek istenen, dedirtilmek istenen çok açık:
- İşin içinde asker var, asker! Katil devlet!