BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Gazetecilik böyle yapılır!

Başbakan Erdoğan'ın Fatih Altaylı'ya bazı gazetecilerin çıkarları için kendisiyle görüştüğünü söylemesi, Ergun Babahan'ı şu açıklamları yapmak zorunda bıraktı.

Abone ol

Ergun Babahan, isimli yazısında gazeteciliğin nasıl yapılması gerektiğini anlattı.

Gazeteciliği iş takipçiliği için kullanmak gerçekten bu mesleğe yapılacak en büyük kötülüktür. Ne yazık ki, Türk Basını'nın yakın tarihi bunun örnekleriyle doludur..

Başbakan Erdoğan dün Hürriyet yazarı Fatih Altaylı'ya verdiği özel mülakatta gazeteci kisvesi altında iş takipçiliği yapanlardan şikayet etmiş. Başbakan, "Benden gazeteci gibi randevu alıp gelen, başka işler için konuşanlar var. Şikâyet eden bunlar" demiş.
Gazeteciliği iş takipçiliği için kullanmak gerçekten bu mesleğe yapılacak en büyük kötülüktür. Ne yazık ki, Türk Basını'nın yakın tarihi bunun örnekleriyle doludur.
Başbakan'ın bu konuyu ima yoluyla değil, açık isimler vererek gündeme getirmesi daha doğru olurdu. Çünkü, mesleğimizin adının temize çıkması, halka güven vermesi, çürük elmaların ifşa edilmesiyle mümkün olacaktır.
SABAH Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni olarak, elinizde tuttuğunuz gazetenin genel yayın politikasının sorumlusu olarak bu konuyla ilgili bazı saptamalar yapma zorunluluğu duyuyorum.
Öncelikle şu gerçeğin altını çizeyim. Ben ve çalışma arkadaşlarım, medya sektörüne girmeden önce kendini kanıtlamış, işlerini kurmuş ve belirli bir büyüklüğe ulaştırmış bir işverenle çalıştığımız için çok şanslıyız.
Turgay Ciner, Merkez Grubu'nu kurup medya sektörüne atılmadan çok önce madencilikten enerjiye, turizmden havacılığa kadar birçok alanda kendini kanıtlamış bir isim.
Bu gerçeği vurguladıktan sonra medya ile ilgili saptamalara geçebilirim.
1) Bu gazetede genel yayın yönetmenliği görevini devraldığım günden bugüne gazetenin patronu Turgay Ciner'in bir gün bile benden ve iddialı söylüyorum, gazetedeki herhangi bir çalışandan kendi işiyle ilgili siyasi veya bürokratik bir görevli ile konuşmamız için bir talebi olmamıştır.
2) Yine patronumuz Turgay Ciner ne benden, ne de herhangi bir gazeteci arkadaşımdan kendi işleriyle ilgili olarak lehte veya aleyhte bir yayın yapmamızı istememiştir.
3) Göreve başladığım günden bugüne SABAH gazetesi yayınlarının tüm sorumluluğunu ben ve çalışma arkadaşlarım taşıyoruz. Bu gazeteyi gazetecilik ilke ve değerleri doğrultusunda hazırladık ve böyle yapmaya devam edeceğiz.
4) Patronumuz Turgay Ciner, bugüne kadar benden veya bir gazeteci arkadaşımdan, hükümet lehinde veya aleyhinde yayında bulunmamız için herhangi bir talepte bulunmadı. Bu konuda ben ve çalışma arkadaşlarım, doğru bildiğimiz ilke ve değerler doğrultusunda bir yayın politikası izledik.
Merkez Grubu'nun yayındaki üst düzey bir yöneticisi olarak aynı durumun atv haber, Takvim, Yeni Asır gazeteleri ve Merkez Dergi grubu için de geçerli olduğunu biliyorum.
5) Turgay Ciner'in bir medya patronu olarak benden ve arkadaşlarımdan tek bir talebi vardır. Elimizdeki yayın organlarında Cumhuriyet'in kurucu değerleri doğrultusunda yayın yapmak, kimsenin namusuna, ailesine, ekmeğine saldırmamak.
Başbakan Erdoğan'ın gazetecilik ve iş takipçiliği üzerine yaptığı açıklamalar vesilesiyle Merkez Grubu ve SABAH'ın yayın politikasını siz sayın okurlarımızla paylaşmak istedim.
Çünkü biz inanıyoruz ki, basın halk adına, kamu adına hükümet dahil tüm icrayı denetlemek durumundadır.
Basın bu denetimi halk adına yapıyor ve yapmak zorunda.
Hükümetten bir çıkar sağlamak uğruna kendini iktidara beğendirme çabasına giren bir grubun gazetecilik yapma şansı yoktur, olmaması da doğrudur. Ancak bu gerçek, bizi hükümetlerin Avrupa Birliği, enflasyonla mücadele, hukuk reformu gibi başarılı icraatlarını görmezlikten gelecek bir kompleks içine de sokmaz.
Bu hedeflere ulaşmadaki tüm icraatlarda, iktidardaki partinin adı ne olursa olsun yanında yer alırız.
Ancak bu hedeflerle ve Cumhuriyet'in kurucu değerleriyle çelişen uygulamalar olduğunda da kararlılıkla eleştirel bir tutum alırız.
Merkez Grubu olarak medyada yayın çizgimizin yukarıda anlattığım ilkeler olduğunu bir kez daha vurgulamakta yarar gördüm.

YAZI:Ergun BABAHAN
SABAH