Yeni TCK'nın yürürlüğe girmesine çok az kaldı. Medyada sürekli olumsuz yanları ortaya koyulan yeni TCK'nın olumlu bir yanı var. Cengiz Hortoğlu, bunu ortaya koydu.
Abone olCengiz Hortoğlu, yi yazdı. Bu madde eğer Hortoğlu'nun yorumladığı gibiyse basın açısından hiç bir sorun yok.
Önceki gün Best FM Haber Müdürü Sayın Murat Erdin'in sunduğu 'Konuşan Türkiye' programına konuk oldum.
Yeni TCK'nın hayatımızı nasıl etkileyeceğini konuştuk. Konuyla ilgili olarak gelen soruların yoğunluğu ve programa gösterilen ilgi sevindiriciydi.
TCK'nın toplumu en çok ilgilendiren bölümlerinin başında,'haber alma özgürlüğünün nasıl etkileneceği' geliyor. Çünkü gazeteci görevini kendisi için değil toplumu bilgilendirmek için yapar.
Yeni TCK'da haber alma özgürlüğünü çok yakından ilgilendiren ve gazeteciler lehine olan çok önemli bir maddeden söz etmek istiyorum.
Bu maddede aynen 'Hakkını kullanan kimseye ceza verilmez' deniliyor. (TCK madde 26/1)
Gazeteci de görevinin gerektirdiği bir hakkı kullanıyor mu?
Elbette gazetecilik de bir hak kullanımıdır.
Bu hakkın dayanağı da Anayasamız ve yasalardır.
Anayasa'nın 26. maddesinde; 'Herkes düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama hakkına sahiptir' denilmektedir.
Anayasamızın 28. maddesinde 'de basın özgürlüğüne ilişkin düzenleme yer almıştır.
İşte gazeteci, haber, eleştiri ve yorum yaparken Anayasamızın ve yasaların kendisini tanıdığı hakları kullanıyor.
Peki haber verme hakkının sınırları yok mudur?
Elbette vardır.
Yargıtay kararlarında bu kurallar açıklıkla belirtilmiştir.
Yapılan bir haber; gerçeklik, güncellik, kamu yararı, kamunun aydınlatılması ve konu ile anlatım arasında bağlantının bulunması kurallarına uygun yapılıyorsa gazeteci yasal hakkını kullanıyor demektir. Bu durumda yaptığı haberden dolayı iftira, hakaret veya özel yaşamın gizliliğini ihlal gibi suçlarla suçlanamaması gerekir.
Ancak buradaki gerçeklikten ne anlaşılmalıdır? Bunu biraz açalım.
Varsayalım ki bir hırsızlık suçu işlendi. Bu suçu işleyenin B.A. olduğu iddia ediliyor. Gazeteci de haberini bu doğrultuda yaptı. Daha sonra hırsızın B.A. değil A.B. olduğu anlaşıldı. Gazeteci bundan sorumlu tutulamaz. Çünkü haberini olay sırasındaki iddialara göre yapmıştır. O anki gerçek odur. Gazeteciden beklenmesi gereken olayla ilgili yeni gelişmeyi de haber olarak vermesidir.
Eğer, suçu işleyenin kim olduğunun kesinleşmesinden sonra haber yapılması beklenirse haber verme hakkı sınırlanmış olur. O haber güncelliğini yitirir. Gazetecilikte zaman çok önemlidir.
İnternet haberciliği ile birlikte zaman daha da önem kazanmıştır
Ama yeni TCK'ya göre yukarıda örnek olarak verdiğim bir haber nedeniyle gazeteci hakkında, hırsıza istenenden daha fazla bir ceza istenebilecek.
Anayasal ve yasal haklarını kullanan gazeteci yeni TCK ile birlikte bu haklarını kullanamaz hale gelecek.
Eleştirmeden, yorum yapmadan, gizli belge ve bilgileri ortaya çıkartmadan nasıl gazetecilik yapılacak? Kamuoyu nasıl aydınlatılacak? Toplum gerçekleri nasıl öğrenecek?
Gazeteci aleyhine maddeler Anayasamızın basın özgürlüğü ile ilgili maddeleri ve TCK'nın 26. maddesi ile çelişmiyor mu?
YAZI:Cengiz HORTOĞLU
AKŞAM