BIST 9.627
DOLAR 35,25
EURO 36,81
ALTIN 2.967,70
HABER /  GÜNCEL

Gazetecilere TCK eleştirisi

Gazetecilerin Yeni TCK tartışmaları sürüyor. Mersin'de yaşanan tartışmada Avukat Fikret İlkiz, gazetecilerin bu konuda çok pasif kaldığını belirtti.

Abone ol

Basın hukuku konusunda uzman olan Avukat Fikret İlkiz, gazetecilerin yeni Türk Ceza Kanunu (TCK) konusunda gerekeni yapmadıklarını söyledi. İlkiz, gazetecilerin kendi sorunlarına uzak, basın ve ceza kanunları konusunda da bilgisiz olduğunu öne sürdü. Mersin Barosu tarafından, Avukatlar Haftası etkinlikleri kapsamında düzenlenen, "Yeni Türk Ceza Kanunu-Basın Yayın Fiilleri ve İfade Özgürlüğü" konulu konferans, Mersin Taksim Group Otel'de yapıldı. Avukat Fikret İlkiz'in konuşmacı olarak katıldığı konferansın açılışında söz alan Mersin Baro Başkanı İsa Gök, yasada yer alan 25 maddenin, basın yoluyla yapılanlardan kaynaklandığını söyledi. Yeni TCK'nın hata, eksik ve yanlış saplamalarına rağmen, iyi bir yasa olduğunu belirten Gök, "Telefon dinleyen, şantaj yapan, adliyeye ifade vermeye geleni suçlu ilan eden, kişilik hakları ve özel yaşama müdahale eden, televole türü yayınlarla toplumsal değerleri rencide eden tutumlar, TCK'nın basınla ilgili yeni düzenlemelerini getirmiştir. Yasayı hazırlayan komisyon belki kantarın topuzunu kaçırdı, belki gazetecilik yapmak isteyenleri engelleyen maddeler koydu. Ama umarım 1 Haziran'a kadar topuzun ayarı düzeltilir" dedi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve birçok yayın kuruluşunun hukuk danışmanı, Anadolu ve İstanbul Üniversiteleri İletişim Fakülteleri'nin Öğretim Görevlisi İlkiz, konferansına gazetecilerin hak ve sorumluluklarıyla başladı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin (TGC) yayınladığı, "Türkiye Gazetecilerinin Hak ve Sorumlulukları Bildirgesi"nden söz eden İlkiz, gazetecilerin ifade özgürlüğünün bu bildirgede altı çizilen sorumluluk ve meslek ilkeleriyle sınırlanabileceğini söyledi. Gazetecilerin yasada yer alan düzenlemeler konusunda gerekeni yapmadıklarını belirten İlkiz, "Tasarıyı hazırlayan komisyon, bizden tüm yasaya ilişkin rapor istedi. 2 kez rapor verdik, bir de alt komisyonda sözlü bildirimde bulunduk. Ama gazeteciler gerekeni yaptı mı derseniz, hayır derim. Gazeteciler kendi sorunlarına karşı duyarsızlar. Bu zayıf örgütlenmelerinden, basın ve ceza kanunlarını bilmemelerinden kaynaklanıyor. Örneğin yeni basın kanunu, 26 Haziran 2004 tarihinde yürürlüğe girdi. Ama çoğu gazeteci, kanunu bilmiyor" şeklinde konuştu. 5187 Sayılı Basın Kanunu'nun, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddesinin aktarılmış hali olduğunu belirten İlkiz, 'Haber kaynağını açıklamama hakkını' kuraldan yasal güvenceye getirildiğini söyledi. Daha sonra yeni TCK'nın basın ve ifade özgürlüğü ile ilgili maddelerini tek tek ele alan Fikret İlkiz, yasanın 6. Maddesi'nde tanımı yapılan, 'basın-yayın yoluyla' kavramının yazılı, görsel, işitsel, elektronik tüm yayınları kapsadığına dikkat çekti. İlkiz, yeni yasanın suçta 'kast' arayacağını vurguladı. Basın ve ifade özgürlüğü hukuku uzmanı İlkiz, TCK'nın 'hakaret' suçunu belirleyen 125., haberleşmenin gizliliğinin ihlali ile ilgili 132., kişilerarası konuşmaların dinlenmesi ve kaydedilmesine ilişkin 133., özel yaşam alanını düzenleyen 134. ve adil yargılanmayı engellemeye teşebbüsü düzenleyen 288. Maddeleri üzerinde özellikle durdu. 125. maddede, 'bir olgu oluşturma ve yakıştırma' kavramlarının ceza kapsamına alındığını belirten İlkiz, bu iki kavramın herkese göre değişeceğini, bu nedenle değişmesi gerektiğini söyledi. Yasanın, 'Topluma Karşı Suçlar' bölümünde yer alan maddelerin Terörle Mücadele Yasası'ndan daha sert olduğunu öne süren İlkiz, bu maddelerle, yargı-basın ilişkilerini düzenleyen 288. Madde'nin mutlaka değişmesi gerektiğini ifade etti.