İstenilen bir krediyi onaylamayan Vakıfbank eski Genel Müdürü Hasan Kılavuz'a içerisi para dolu bir valiz gönderildi. Valizi götüren kişi ise bir gazeteci...
Abone olYeni Şafak yazarı Şamil Tayyar, Vakıfbank eski Genel Müdürü Hasan Kılavuz'un başından geçen bir olayı köşesinde aktarıyor... Çantayla rüşvet taşıyan gazeteci kim? Geçenlerde Vakıfbank eski Genel Müdürü Hasan Kılavuz ile sohbet ettik. ANAP'lı Metin Gürdere'nin Vakıfbank'tan sorumlu olduğu dönemde genel müdürlük koltuğuna oturan Kılavuz, başından geçen "ilginç" olayları anlattı. Bunlardan ikisi, gazeteci arkadaşlarımızla ilgiliydi. Birisini burada anlatmak istiyorum. O tarihte bir firmanın, "milyon dolar" olarak ifade edilen çok yüklü miktarda kredi talebi var. Ama Genel Müdür, bu kredi talebine, teminatlarını yeterli bulmadığı için "olumlu" yanıt vermiyor. Araya "hatırlı" kişiler giriyor. Yine de kredi riskini ortadan kaldıracak teminat miktarında artış sağlanmadığı için kredi talebine "onay" çıkmıyor. Kredi talebinin tıkandığı bu noktada, Kılavuz'un telefonu çalıyor. Arayan, "can dostum, arkadaşım" dediği bir gazeteci. "Ağabey, seninle çok acil görüşmem lazım" diyor. O anda, öğle yemeği için İstanbul Yolu üzerindeki Shell akaryakıt istasyonunun yanı başındaki lokantaya gitme hazırlığı yapan Kılavuz, "Yemeğe gidiyordum, madem acil, atla oraya gel" diyerek adresi tarif ediyor. Kısa süre sonra bu iki dost, lokantada buluşuyor. Sipariş verilen Karadeniz pideleri fırında pişerken, bu gazeteci, "ağabey" diye hitap ettiği genel müdürden sözkonusu firmaya kredinin verilmesi için ısrar ediyor. "Olmaz, teminatları yetersiz" deyince, gazeteci, yanında getirdiği çantayı masanın üzerine koyup açıyor: "Ağabey, şu işe bir 'evet' de. Sen de kurtul, ben de kurtulayım." Çantada, "yüklü miktarda" para var. Kılavuz o anı şöyle anlatıyor: "Arkadaş olarak gördüğüm bir insanın bunu yapmasına çok kızdım. Yemeği kısa kestim. Görevden ayrılana kadar o kredi talebine onay vermedim."