Son zamanlarda gazetecilerin tarihe tanıklık eden kitapları yavaş yavaş ortaya çıkyor. Gazetecinin meşrebine göre tanıklığın değiştiğini varsayarsak bu tanıklık şöyle:
Abone ol
Gazetecinin tarihe tanıklık ettiği yaygın bir söylemdir. Doğrudur, ama gazetecinin meşrebine göre bu tanıklığın şekli de değişir.
Son dönemde bu işi ciddiyetle yapan gazetecilerin kitapları art arda yayımlanıyor. Bunların başında Altan Öymen'in "anılı kitap"larının ikincisi olan "Değişim Yılları" geliyor. (Doğan Kitap, Ekim 2004)
Öymen, kendi "değişim"inin özgün fotoğraflarla destekli öyküsüyle birlikte, 1947-1951 yılları arasında Türkiye'deki değişimi, tatlı/rahat söylemiyle aktarıyor. Siyasetten spora, ekonomiden krallar ve artistler sosyetesine, Rus otobüsünden Amerikan troleybüsüne kadar günlük yaşamın her kesitini belgeliyor Öymen. Hele Türkçe ezandan Arapça ezana dönüşün bir öyküsü var ki, ibret belgesi.
Tarihe belge düşen bir başka kitap, soruşturmacı gazeteciliğin önde gelen isimlerinden Fikret Bila'nın "Hangi PKK" adlı yapıtı. (Ümit Yayıncılık, Ekim 2004)
Bila, Türkiye'yi son 20 yılda, düşük yoğunluklu da olsa, savaş koşullarında tutan PKK/Kongra - Gel'in nereden nasıl gelip nereye vardığını, bu süreçte yaşanan askeri ve siyasi tüm olayları belgeleriyle ve de bilinmeyen yönleriyle tarihe mal ediyor.
Yine soruşturmacı gazeteciliğin genç ve başarılı isimlerinden Nedim Şener de son dönemin siyaset - ticaret ilişkisinin belgeselini sunuyor: "Kod Adı: Atilla" (Güncel Yayıncılık, Ekim 2004).
Alaattin Çakıcı ekseninde geçen olayları, fonda mafya dünyasını seyreder gibi, ilgiyle ve hayretle okuyorsunuz.
Son dönemi, bir başka boyutuyla ve eğlenceli - iğneli anlatımıyla Melih Aşık "Açık Pencere'den 2000'li Yıllar - 2" kitabıyla (İthaki Yayınları, Ekim 2004) belgeliyor.
Bu dört kitap, yakın tarihimizi el altında tutmak için, iyi bir kaynak oluşturuyor.
Bir gazeteci
Geçtiğimiz hafta "bizim kuşak"tan has bir gazeteci dostu yitirdik. Özer Oral, bu mesleğin yüz akı belge adamlarındandı. İş ve sendika dünyasından haberleriyle/yazılarıyla toplumsal gazeteciliğin düzgün örneklerini verdi.
Özer Oral'ın Babıali'den sonra "Medya"ya uzak kalışının nedenlerini (efendiliği nedeniyle pek anlatmamıştır) hep düşünmüşüzdür. Çünkü, düşünmeye değer.
Bir şiir
Dizelerimiz Kamil Aydemir'in "Yüreğimle Yüreğine Dokunsam" kitabından (Kora Yayın, 2004):
"hasretin yüklü bulutum / sensizliğin ayazında ağlarım / evinin camlarına çarpan damlalarda ben varım / acılarım susun / rengi solmasın düşlerimdeki kaktüsün
YAZI:Nail GÜRELİ