Sabah Gazetesi'nin okur temsilcisi Yavuz Baydar, gazetecilik mesleğinde yaşanan hataların doğal olduğunu ve bunu okurla paylaşmak gerektiğini yazdı.
Abone olYavuz Baydar, başlıklı yazısında, gazetecilerin de hata yapabileceğini ve böyle durumların kibir yapılmaması gerektiğini vurguladı.
Özeleştiriye açıklık, bir gazetecilik meziyeti. Hesap sorana hesap sorulabilmeli. Bunu 'görebilen' gazeteci, kendi fark ettiği hatalarını bile korkmadan okura 'teşhir' edebilir!.
Sevgili okurlar, bu köşenin sahibi sizsiniz. Aynı ölçüde, bu eleştiriözeleştiri zincirinin halkalarında gazetecilerin açıklığı, inancı, iyiniyeti en önemli malzeme.
İşte size bir örnek.
Hafta başında kapımdan içeri gazetenin acar muhabirlerinden Esra Tüzün girdi.
"Hata yapmışım, düzeltebilir miyiz?" dedi.
Yani kendisini ihbar etti.
Tüzün, geçen hafta Kanserin Karanlık Yüzü başlıklı bir dizi yayınladı. İki hata yapmış. Diyor ki:
"Newcastle Üniversitesi'nden Türk doktor Tevfik Dorak'ın kanser araştırmalarına yer verdiğim yazı dizisinde istenmeden iki hata yaşandı. Birincisi, Dr. Tevfik Dorak, demirin çok kuvvetli bir 'anti oksidan' olduğundan bahsetti, halbuki tam tersi, 'oksidan' demek istemiş. Kendisi, yanlış anlamaya yol açan bu hatasından dolayı özür diliyor.
İkinci hata ise kutuplarda yaşayan penguenlere ilişkindi. Kutuplara yakın bölgelerde yaşayan yunus, balina, fok ve kutup ayılarını kapsayan anne sütüne yönelik araştırma yerine hayvan örneği olarak benim tarafımdan hata yapılarak 'penguen' yazıldı. Oysa penguenler kuş oldukları için süt veremezler. Dr. Dorak, ana sütündeki toksit maddeler nedeniyle bu bölgelerde yaşayan yunus, balina ve fokların ilk çocuklarının genellikle uzun yaşamadıklarına dikkat çekmişti. Düzeltip özür diliyorum."
İşte bu kadar. Okurla kurulan diyalogda lafı uzatmadan, mazeret bulmadan, hiç eveleyip gevelemeden verilen cevaplar, gazeteciyi sadece yüceltir.
Okur, karşısında bir "toplum düşmanı" değil, iyi niyetine rağmen kusurlu işler yapabilen insanlar olduğunu gördükçe, gazeteciliğe güven duyar.
Bu gazete doğru, dengeli ve dürüst habercilik yapmak için çırpınan insanlarla dolu.
Bundan kuşku duymamanızı isterim.
Az önce gördüğünüz örnekte olduğu gibi, okurla iletişim kurmada sürekli ileri adımlar atıyoruz.
Haberlerin yanlışları, eğrilikleri, eksikleri, çarpıtmaları vs. okurlar tarafından kolayca anlaşılıyor. Aynı şekilde, okurun ve okur adına eleştirinin karşısında gazetecinin ne kadar 'hakiki', ne kadar 'samimi' olduğu da kolayca anlaşılmalıdır. Tahammüle, komplekse kapılmamaya alışacağız. Eğer bu köşe hem okurla diyaloğa, hem de gazetecinin daha kaliteli habercilik faaliyetine katkıda bulunacaksa, hesap vermeyi gurur kırıcı değil, onur verici bir iş olarak göreceğiz. Elbette ki, hata yapmak insanın içini mutlulukla dolduran bir şey değil. Ama hataları azaltmanın yolunu bulmak, hatalardan ötürü özür dilemek de mutsuzluk yaratmamalıdır.
Okurların çok büyük bir kısmı zaman ayırıp gazetesini eleştiriyor. Bunu yıkıcı bir amaçla değil, daha iyi bir gazete için yapıyor. Aynı şekilde Sabah gazetesi de iyi niyetli gazetecilerle dolu.
Elbette, her iki tarafta da kötü niyetliler vardı, var ve olacak. En ufak bir hatadan yola çıkıp gazeteye hakaret yağdıran, kin kusanları "ciddiyet ve nezaket" alanına geçmeden ciddiye almıyoruz.
Ama nazik, ciddi ve somut eleştiriyi hoşgörüyle karşılamak, acı söyleyen dostla "düşmanı" ayırmak da, iyi niyeti kanıtlayan bir gazetecilik meziyetidir, bunu hiçbir zaman unutmayalım.
YAZI:Yavuz BAYDAR
SABAH