Gazeteciler Binali Yıldırım ve Ekrem İmamoğlu'na ne sordu?
Binali Yıldırım ve Ekrem İmamoğlu’nun 16 Haziran Pazar günü, İsmail Küçükkaya’nın moderatörlüğünde katılacakları program yıllar sonra bir ilk olacak. Herkes pazar gününü beklerken gazeteciler İmamoğlu ve Yıldırım'a mutlaka sorulması gereken soruları söylediler.
Abdurrahman Dilipak
Her iki adaya:
2025 Digital devrim. Farklı bir dünya bizi bekliyor. Sanal para, 3D Printer, e-demokrasi. Globalizm, Kavramları, kurumları ile, farklı algıları ve altyapıları ile yepyeni bir dünya, Hayal gerçeğin anasıdır ve e-devrim artık bir hayal değil realite. “Akıllı ev” değil artık “akıllı şehirler” konuşuluyor. Siyaset, ekonomi, aile, din algısı, tarih algısı, gelenek her şey değişecek. Evden okul, evden iş, İHA’lar, SİHA’lar, siber güvenlk ve tehditler, humonoidlerin, Siborg’ların, Genomiklerin sokaklarda dolaştığı bir İstanbul için bu işe nereden başlayacaksınız! Bana hayalinizi söylerseniz sizin kim olduğunuzu daha yakından tanıyacağım.
Emin Çapa
Binali Yıldırım'a:
Bugüne kadar AKP'nin İstanbul vizyonu tamamen inşaat rantına dayalıydı. İstanbul'u bir teknoloji merkezi olması için somut olarak neler yapacaksınız?
Ekrem İmamoğlu'na:
İstanbul alt ve orta gelir grupları için yaşaması en zor şehir. Siz orta gelirli İstanbulluları desteklemek için belediye olarak neler yapacaksınız?
Her iki adaya:
Belediye genç ve çocukların 21. YY ile uyumu için neler yapabilir? Zengin aile çocukları bu imkanlara ulaşabiliyor, dezavantajlı ailelerin çocukları için ne yapacaksınız?
Gürkan Zengin
Binali Yıldırım’a:
31 Mart'tan birkaç hafta geriye gittiğimizde bir 'Binali Yıldırım algısı' vardı. 31 Mart'tan birkaç hafta sonraya gittiğimizde başka bir 'Binali Yıldırım algısı' var. Filmi geriye saracak olsanız şu son bir- iki ay içinde yaptıklarınız içinde 'yapmazdım' dediğiniz şey nedir?
Ekrem İmamoğlu'na:
2010-2011 sezonunun süper lig şampiyonu size göre hangi takımdır; Trabzonspor mu Fenerbahçe mi? Aklınız -mantığınız ve vicdanınız size ne diyor?
Muharrem Sarıkaya
Her iki adaya:
Sonuçta hangisi seçilirse seçilsin belediye başkanı olacaklar. Ülkeyi yönetmeyecekler, uluslararası anlaşma yapmayacaklar, dış politikayı yönlendirmeyecekler. Uzun süredir göz ardı ettiğimiz şey bu. Uzun süredir sanki seçilen kişi ülkeyi yönetecekmiş gibi bir algı var ama bu çok yanlış. Bu bakış açısı İstanbul’u geri plana itiyor. Bu hem İstanbul’a hem de İstanbullulara haksızlık. Bu nedenle ben her iki adaya da İstanbul için ne yapacaklarını sorardım. Bu kentin sorunlarını çözmek için neler yapacaklar, hangi projeleri önceleyecekler? Bunları proje bazında ve yapacakları süreyi de belirterek anlatmalarını sağlamaya çalışırdım. Yani vaatlerini birer taahhüt olarak ortaya koymalarını isterdim çünkü bu taahhüt hem seçmenin oy verdiği adayı denetlemesi açısından hem de bir sonraki seçimde yarışacak adaylar açısından önemli.