Cumhuriyet Gazetesi İnternet Genel Yayın Yönetmeni Oğuz Güven, "terör örgütü propagandası yapmak" suçlamasıyla yargılandığı davada 3 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Abone olİSTANBUL 28. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, "terör örgütü propagandası" yapmak suçundan yargılanan Cumhuriyet gazetesinin internet genel yayın yönetmeni Oğuz Güven, 3 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırıldı.
3 YIL HAPİS CEZASI
Mahkeme, Güven'i "FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak" suçundan 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasına çarptırırken; "PKK/KCK terör örgütünün yöntemlerini meşru gösteren ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik eden bildiri ve açıklamaları yayınlamak" suçundan ise 1 yıl 2 ay 17 gün hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme sanığın kişilik özellikleri, duruşmadaki tutum ve davranışlarını dikkate alarak tekrar suç işlemeyeceği yönünde kanaat oluşmadığından cezayı ertelemedi veya hükmün açıklanmasını geri bırakmadı.
"TÜM SUÇUM SEHVEN YAZILAN BİR KELİMEDİR"
Sanık Oğuz Güven savunmasında "Ortada hukuksal bir suç olmamasına rağmen bu kadar uzun mütalaa verilmiştir. Şehit savcı beyin ölümü üzerine internet üzerinde yazılan tüm yazılar benim suçum gibi yorumlanmaktadır" diyerek iddia makamının lehine delilleri görmezlikten gelerek cezalandırılmasını istediğini belirtti. Güven, "Tüm suçum sehven yazılan bir kelimedir. Bu kelime de yayınlandıktan 52 saniye sonra silinmiştir. Niyet okuyarak bir suç isnadı olmayacağı anlaşıldığında, tarafıma bir de PKK suçlaması yöneltilmiştir. İnternet sitesinde yayınlamak zorunda olduğum haberlerden de suç isnadı yapılmaya çalışılmaktadır. Bizim gazeteci olarak görevimiz haber yapmak ve paylaşmaktır. Bu haberler nedeniyle hakkımda daha önce hiçbir dava açılmamıştır. Gazeteci susarsa halkın sesi kısılır. Demokrasi susar. düşünce özgürlüğü için vermiş olduğum çabalarımın suç olarak algılanmamasını istiyor, beraatimi talep ediyorum" diye konuştu. Güven son sözünde de "Beraatimi istiyorum" dedi. Güven'in avukatı Tora Pekin de "Bu davanın açılması dahi ifade özgürlüğünü ihlal etmiştir. Müvekkilimin beraatini talep ederim" dedi.
CHP'Lİ YARDAKAŞ DA İZLEDİ
İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 3. celseye, tutuksuz yargılanan gazeteci Oğuz Güven ve avukatı Tora Pekin katıldı. Duruşmayı, Güven'in kızı Demet Güven, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu üyesi Sibel Güneş ve CHP Milletvekili Barış Yarkadaş ile karikatürist Musa Kart da izledi.
OĞUZ GÜVEN NEDEN YARGILANIYORDU ?
Oğuz Güven, Denizli Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper'in trafik kazasında ölümüne ilişkin Cumhuriyet Gazetesi'nin resmi twitter hesabındaki paylaşım ve PKK/KCK terör örgütüne ilişkin paylaşılan haberler nedeniyle yargılanıyordu.
''ACI ACI GÜLÜMSÜYORUM''
Adliye önünde konuşan Oğuz Güven, "Kararın kendisi zaten Türkiye'deki durumu anlatıyor. Ben bunu komik olarak nitelendiriyorum. Tutuklandığımda da gülmüştüm bu karara. Burada bir kez daha acı acı gülümsemek zorunda kalıyorum. Eksik kelimeyle atılan 52 saniyelik tweetten dolayı ceza üstüne ceza yağdırdılar. FETÖ propagandasından tutukladılar üstüne de PKK'yı eklediler. Aradılar taradılar, dışarıdan iki buçuk yıl önceki tweetleri buldular. Bu karar, Türkiye'de hukukun biçildiğinin göstergesi bir karar olmuştur benim için. Üstüne söyleyecek fazla bir söz yoktur" dedi.
"BU KARARLAR TÜRKİYE'Yİ BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ OLMAYAN ÜLKE KATEGORİSİNDE TUTMAYA DEVAM EDİYOR"
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyesi Sibel Güneş de, "Oğuz Güven TGC Yönetim Kurulu Üyesi'dir. 150 gazeteci şu an içeride tutuklu. Basın özgürlüğü iktidarın beğendiği ve sevdiği şeyleri söyleme özgürlüğü değil. Burada bir başlık nedeniyle arkadaşımız hapis cezasına çarptırıldı. Bu kararlar Türkiye'yi basın özgürlüğü olmayan ülke kategorisinde tutmaya devam ediyor. Gazetecilerin mesleklerini yapmalarına izin verilmesini istiyoruz" ifadesinde bulundu.
"SANİYE TUTTUM... MAHKEME BAŞKANI KARARI 52 SANİYEDE OKUDU"
CHP Milletvekili Barış Yarkadaş da, neredeyse her Salı günü bir gazetecinin yargılanmasına ve ceza almasına tanık olduğunu dile getirerek "Oğuz Güven'in yönettiği internet sitesi, merhum başsavcının hayatını kaybettiği bir tweet attı. Bu tweet ekranda sadece 52 saniye kaldı. Daha sonra bizzat editörler tarafından silindi. Basın tarihine 52 saniyelik dava olarak geçen bu dava ne yazık ki, trajikomik bir biçimde sonuçlandı. 28. Ağır Ceza Mahkemesi başkanı içeride kararı açıklarken ben kronometremi açtım. Hakim tam 52 saniyede bu kararı okudu. Aslında 28. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 52 saniyede adalet yerle bir edildi" şeklinde konuştu.