Yeni TCK'yla birlikte basına büyük kısıtlamalar gelecek. Gazeteciler, istedikleri şekilde haberleri yazamayacaklar. Bu duruma duyulan tepki büyük. Meriç Köyatası da tepkili.
Abone olMeriç Köyatası, "Şimdi biz bu haberleri yazamayacak mıyız? (1)" isimli yazısında Yeni TCK'yı eleştirdi.
Yeni Türk Ceza Kanunu, basınla ilgili öyle tanımlamalar ve hapis cezaları getirdi ki, 1 Nisan'dan sonra nasıl haber ve yorum yapacağımız bir muamma haline geldi. Durduk yerde hapse girme tehlikesi baş gösterdi. Bazı maddeler ve yaşanan somut olayları sıralamak istiyorum.
Yeni yasaya göre, bir kişinin intiharını azmettirme, teşvik etme, intihar kararını kuvvetlendirme, basın yayın yoluyla gerçekleştiriliyorsa 4 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası söz konusu. İntiharı teşvik etmek iyi bir şey değil de, buyrun size bir haber ve yorum.
Japonya'da adı yolsuzluk olayına karışan falanca bakan, onurunu kurtarmak için harakiri yaptı. Burada onurunu kurtarmak lafı başlı başına bir intihara teşvik. Şimdi bizde Yüce Divan'da yargılanan eski bir bakan bunalıma girip intihar etse, ailesi de kalkıp 'Onuruna çok düşkündü, falanca gazetede ya da TV'de Japon bakan intihar etti ve onurunu kurtardı haberinden etkilendi' iddiasıyla mahkemeye başvursa, 4 yıl ile 10 yıl arasında hapse girme riskimiz var mı yok mu?
Şerefe karşı işlenen hakaret suçu da ayrı bir konu. Bir kişinin şerefini saygınlığını rencide edebilecek yakıştırma veya iddiada bulunmak, bir kamu görevlisinin rüşvet aldığını söylemek, hakaret suçuna giriyor. Cezası, üç aydan iki yıla kadar hapis. Bu iş basın yoluyla yapılıyorsa ceza üçte bir oranında artırılıyor.
Şimdi gelelim geçenlerde yaşadığımız habere. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül için rüşvet alıyor iddiasında bulundu. Bu konuyla ilgili basın toplantıları, mitingler düzenledi. Sırf bu konuyla ilgili bir de olağanüstü Kurultay düzenledi. Kurultay konuşmasının büyük bir bölümünü de bu suçlamalara ayırdı. Şimdi Mustafa Sarıgül Deniz Baykal hakkında dava açıp 3 ay ile 2 yıl arasında hapsedilmesini talep edebilir. Tamam da, bütün gazeteler ve televizyonlar da, ana muhalefet partisi genel başkanın konuşmalarına geniş yer verdi. Burada biz de, hakaret suçuna ortak olup daha ağır hapis cezası ile karşı karşıya kalacak mıyız?
Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ile cezalandırılır.
Hafta sonunda yaşadık. Nevruz gösterilerinde Türk bayrağı yakıldı. Kimlerin ne maksatla yaktığı belli. Türk bayrağı yakana, vatan haini, kansız diyemeyeceğiz, ayrıca 3 yıl hapis var da bununla kurtulsak iyi. Bu haberi yorumsuz da versek, başımıza iki ayrı hapis cezası da gelebilir. Birincisi halkın bir bölümünü diğer bölümüne karşı kin ve düşmanlığa tahrik etmek. Bu haberi vererek kin ve düşmanlık tohumları mı atıyoruz? Şahsen ben çok öfkelendim de... İkincisi de suç örgütünün propagandasını yapmakla suçlanabiliriz. Bu durumda alacağımız hapis cezası 1.5 yıl ile 4.5 yıl arasında değişiyor.
Çünkü o bayrağı yakan kişiler, aslında bir suç örgütünün üyeleri. Bayrağı yakmalarındaki amaç da kendi tabanları ya da hedef kitlelerinde eylem yaparak dirildiklerini göstermek. Şimdi bu kişiler bayrağı bir meydanda yaktı. Olayı sadece o meydandakiler biliyor. Ve bu eylem, o eylemi yapanlar açısından aslında bir propaganda gösterisi. Biz de eylemi basın yoluyla dünya aleme duyurduk. Bu suç örgütünün propagandasını yapmış olup 4.5 yıl hapis yer miyiz?
Her gün karşımıza çıkan haberlerden ve hapse girme risklerinden örnek vermeye devam edeceğim.
YAZI:Meriç KÖYATASI
AKŞAM