BIST 9.890
DOLAR 35,32
EURO 36,78
ALTIN 2.960,52

Gazeteci de, politikacı da arkadan vurur!

Habertürk'te çok cevher var da, bir inattır gidiyor, İnternet gazetenin satışını engellemesin diye, Fatih Altaylı elindeki cevherlerin yazılarını Türkiye ile sınırlı tutuyor.

Habertürk yazarlarını gazeteden okuyan okudu okudu, okuyamayanlara da geçmiş olsun. Özellikle yurdışında yaşayanlara...

Her neyse, keyfi bilir Fatih Altaylı'nın... Sonuna kadar böyle inat etse keşke. Yaptığı iş İnternethaber'e yarıyor çünkü. Habertürk'teki "bayat" yazıları okumak istemeyenler İnternethaber'de Nazım Alpman'a yöneliyor.

Bu girişten sonra, asıl meseleye gelirsek. Habertürk'ün cevheri Nuran Yıldız'ın başlattığı tartışma sürüyor. Herkes bir şeyler yazdı, "gazetecinin arkadan vurması" ile ilgili...

Ben de daha ileri giderek, arkadan vuranın sadece gazeteciler olmadığını, aslında politikacıların gazetecilerden hiç de geride kalmadığını sizlerle paylaşmak istiyorum.

Yıl 1991... Orhan Keçeli'nin en kudretli zamanı. Demirel iktidarda, Orhan Keçeli İl Başkanı. Kimler çalmıyor ki Keçeli'nin kapısını. Özer Çiller bile, onun yönetimine girmek için çırpındı durdu zamanında. Mehmet Ali Aydınlar ve daha kimler kimler...

Allah'ı var, Keçeli görüştüğü kişilerin yüzüne bakarken gülücüklerini hiç eksik etmezdi. Ama o kişiler odasından çıktığı andan itibaren, az önce gülen, az önce şefkat dağıtan, az önce iyilik meleği olan Keçeli gidiyor, yerine bir başkası geliyordu.

Bırakın arkadan vurmayı, arkadan öyle sallıyordu ki sormayın gitsin.

Demirel iktidarının en kudretli bakanlarından Cavit Çağlar mesela. Bursa'da Cavit Bey'in kızının nişanındayız. Baba, başkonuk... Çiller ise düğün derneklere katılmama yeminini Cavit Çağlar için üç dakikalığına bozmuş ve Bursa'ya gelmişti.

Çiller'in gelişinde her şey süt liman... Ama o kalkıp gidince, Cavit Çağlar ile tayfası "arkadan vurma"nın alasını yaptı! Çiller'in arkasından yüz kızartıcı küfürler etti orada bulunan politikacılar... Hatırladığım kadarıyla Demirel'in hemşehrisi İbrahim Gürdal bunların başını çakıyordu.

Peki siz Demirel'in de "arkadan vurma" işinde başı çektiğini bilir misiniz? Ya da Demirel'in okkalı küfürler ettiğini... Ben söyleyenin yalancısıyım, Baba karşısına dikilenlere önce gülüyor, uğurlarken demediğini bırakmıyormuş!

Bugüne bakıyoruz, geçen gün bir bakanla oturuyoruz. Reha Muhtar'a öyle bir sallıyordu ki o bakan! Yüzüne nasıl davranıyor, ya da davranır orasını bilemem... Ama gazetecinin arkasından vurmanın alasını yapıyordu sözünü ettiğim bakan!

Meclis'te görev yapan meslektaşlarımızla ilgili politikacıların söylediklerini burada yazarsam, destan olur. Tabii bayan meslektaşlarımızın o politikacılarla ilgili söyledikleri de var... Ankara'da adettendir herhalde, her iki kesim de birbirini arkadan vurdukça vuruyor! Bunlar yüzyüze geldiklerinde ise, bir başka dünyadalar sanki!

Özeti şu; arkadan vuran bir tek gazeteciler değil, iş dünyası da, politikacılar da arkadan vurmayı seviyor ve vuruyor. Gazetecilerinki göz önünde olduğu için (yazıyorlar çünkü) dikkat çekiyor.

O halde işin içinden çıkmak için, al birini vur ötekine demek en güzeli...