BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  MEDYA

Gazete manşetleri Öcalandan

Öcalan'ın İmralı'da avukatlarıyla yaptığı görüşmeler ertesi günü manşet olarak çıkıyor.

Abone ol

Terör örgütünün el başısının İmralı'daki hapsi tartışma konusu. Avukatlarıyla yaptığı her görüşme ertesi günü terör örgütü yanlısı olduğu iddia edilen gazetede satır satır çıkıyor. Ülke gündemine ilişkin mesajları avukatları aracığıyla gazeteye manşet olması Büyükanıt'ın da tepkisini çekmiş. Hürriyet yazarı Emin Çölaşan, Büyükanıt'ın "dünyanın hiçbir yerinde terör örgütlerinin gazete çıkarmasına izin verilmiyor. Bizde özgürce çıkıyor " şeklindeki eleştirisini gündeme getirdi.

olarak duyuran Çölaşan, 11 Kasım'da avukatları ile görüşen Öcalan'ın sözlerinin ertesi günü gazetede nasıl çıktığını şu sözlerle dile getirdi:

"11 Kasım 2006 Cumartesi. "Öcalan: Şimdiden söylüyorum. Ateşkes konusunda mayıs ayına kadar bekleriz. O tarihe kadar olumlu adımlar atılmazsa arkadaşlardan (örgütten) özür dileyeceğim, biz elimizden geleni yaptık diyeceğim. Ondan sonra ne yapacaklarına kendileri karar verirler! Kimse benim sorumlu olduğumu iddia etmesin. İmha dayatılırsa (operasyonlar sürerse) onlar da kendilerini korumak için savaşacaktır. Gerçekten çözüm isteniyorsa ve gerekli adımlar atılırsa, o zaman biz PKK’yı dağdan indirmek için elimizden geleni yaparız."

Sonra ekliyor: "Zaten bizim isteklerimiz AB’nin istekleriyle örtüşüyor. AB, Kürt sorununu çözmemiş bir Türkiye’yi kabul etmez... Tek başına af ile bu sorun çözülmez. Kim kimi affedecek? Affedenleri kim affedecek? Hatta onların daha çok affa ihtiyacı olacak..." 12 Kasım 2006 Pazar. "Öcalan: Milliyetçilik gelişiyor. Bir fayda getirmez. Türkiyelilik kimliğini geliştirelim..."

Çölaşan sözü hükümetin acizliğine getirererek, Büyükanıt'ın basının önünde böyle sitemde bulunmasını anlamlı bularak şunları söylüyor:

"Pekiii, yukarıdaki soruların muhatabı kim? Elbette hükümet!.. Çünkü AB virüsü onları hücrelerine kadar sarmış durumda.
Var mı ortada bu ziyaretlerin sadece "avukatlık mesleğinin gereklerine uygun" geçmesini sağlayacak, AB’den korkmayan bir "babayiğit" hükümet?