BIST 9.658
DOLAR 34,64
EURO 36,38
ALTIN 2.915,23
HABER /  GÜNCEL

Gasp yok tahsilat var

Uzan Grubu'na ait malvarlıklarını ve işletmeleri ihale ile satan TMSF satışların gasp olduğu yönündeki eleştirilere Başkan Ahmet Ertürk'ten cevap geldi.

Abone ol

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk, satışlardan elde edilen yüksek değerlerin, borcunu ödemek isteyen batık banka sahiplerinin de menfaatine olduğunu belirterek, ''Onları bir kez daha, eğer samimiyseler, bu satışların başarısına destek vermeye çağırıyorum'' dedi. Ertürk, bugün sona eren çimento fabrikalarının satış sürecinde, ihalesi yapılan Trabzon Çimento Fabrikası ihalesinin ardından düzenlediği basın toplantısında, heyecanlı bir satış maratonunun son etabını geçmiş olduklarını, bundan önce gerçekleşmiş olan 9 adet medya satışı ile birlikte 18 günlük bir satış maratonunun sonuna gelindiğini bildirdi. TMSF'nin İmar Bankası hakim ortaklarından bugün yapılan satışla birlikte toplam 1 milyar 435 milyon 990 bin dolarlık tahsilat elde etmiş bulunduğunu ifade eden Ertürk, bu satışların ilgili kuruluşların en kısa zamanda izin ve onayları vermesinden sonra gerçekleşeceğini de hatırlattı. Ertürk, bu süreçte açık, şeffaf ve objektif kurallara dayalı bir satış modelinin rekabetçi bir ortamda gerçekleştirildiğine hep birlikte tanık olduklarını ifade ederek, bu modelin sağladığı yüksek satış değerleri sayesinde batık bankalar sorununun topluma yüklediği ölümcül maliyeti önemli ölçüde aşağıya çekmeyi başaracaklarına inandıklarını söyledi. Çimento satışlarını yöneten arkadaşları, bu başarılı modelin oluşmasına yardımcı olan Garanti Yatırım ile Ernst & Young temsilcilerine, satışlara katılıp farklı bir rekabet ortamı sunan işadamı katılımcılar ile basın mensuplarına Fon yönetimi adına şükranlarını sunan Ertürk, bu satışların başarısının sadece TMSF yöneticilerini değil, geçmişte yaşanan bu felaketin maliyetine katlanan bütün vatandaşları da sevindirdiğine inandığını söyledi. Ertürk, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Bu satışlardan elde edilen yüksek değerler borcunu ödemek isteyen batık banka sahiplerinin de menfaatinedir. Onları bir kez daha, eğer samimiyseler, bu satışların başarısına destek vermeye çağırıyorum. 22 bankanın Fon'a devredilmesi ile sonuçlanan Türkiye tarihinin en derin ekonomik krizinden geçerek buralara geldik. 2003 yılında 6 milyar dolara ulaşan bir kayıt dışı mevduatın, toplumun, Hazine'nin, Fon'un sırtına yüklenmesiyle oluşan bir hileli işlemler zincirinin bugün bir bölüm maliyetini aşağıya çekmek için hep birlikte çaba gösteriyoruz. 6 milyar dolar sadece mevduat ödemeleri olarak Hazine'nin, Fon'un sırtına yüklenen bir maliyettir. Bunun ödenmeyen vergileri, stopajları bir o kadarlık tutara ulaşmaktadır. Bu alacağı tahsil için gösterdiğimiz çabaların, bir gasp gibi, bir el koyma gibi algılandığına, böyle anlatılmak istendiğine şahit oluyoruz. Dünyanın hiçbir hukuksal düzeni, hiçbir ülkenin hukuk rejimi soygunu ve hırsızlığı hoş görmez ve korumaz. Hiç kimse dünyada yaptığı hırsızlığın hoş görülmesini, üstüne çizgi çizilmesini bekleyemez. Türkiye'de bizim uygulamak durumunda olduğumuz hukuk düzeni kamu alacağını toplumun, herkesin, hepimizin sırtına yüklenmiş olan bu alacağa tahsil etme çabasından ibarettir.'' -TOPLUMA VE SORUMLULUK SAHİPLERİNE ÇAĞRI...- Ahmet Ertürk, TMSF'nin, elinde sağlam kanıtlar olmadan ve tahsilde yarar, hatta zorunluluk görmeden hiçbir grubun mal varlığına el koyma gibi, şirketlerinin yönetimini devralma gibi bir keyfiliğe sapmadığını, gitmediğini söyledi. Ertürk, şunları kaydetti: ''Şirketlerin yönetimlerini devraldığımız grupların hiç birinin çıkıp (hayır, bizim Fon'a Hazine'ye borcumuz yoktur) demediğini, diyemediğini görüyoruz. Ama şunu hep yapmaktadırlar, (evet borcumuz var ama bu borcu ödememek için her türlü yola başvurmaya kararlıyız) Bu hiçbir hukuk sisteminin cevaz vermeyeceği bir ileri davranış yoludur. Fon'un kamu alacağını tahsil yolunda gösterdiği özverili çabaları yalanlarla, iftiralarla sekteye uğratmaya çalışanlar, Fon'un çalışmalarını bloke etmek isteyenler, Fon'un kamu alacağını tahsil yolundaki gücünü azaltmak için her türlü çabayı sergileyenler, şunu bilsinler ki bu soygunun ve bu hırsızlığın işbirlikçileridir. Fon yönetimi bu çabalarını sadece bir kamu görevi anlayışı içinde değil, aynı zamanda, bir vatandaşlık görevi bilincinde, bir ahlak mücadelesi anlayışı ile yerine getirmektedir. Bütün toplum kesimlerini, bütün sorumluluk sahiplerini yakın geçmişin bu ahlaki yozlaşmasının toplumun sırtına yüklediği bu ölümcül maliyeti aşağıya çekme çabasına katkıda bulunmaya çağırıyorum.''