17 yaşındaki Münevver Karabulut'u, kafasını keserek öldüren Cem Garipoğlu'nun intiharının ardındaki sır perdesini psikolog Şerife Yörük anlattı.
Abone olCem Garipoğlu'nun cezaevinde intihar etmesiyle başlayan 'Gerçekten öldü mü, kaçırıldı mı?' soruları bitmemişken, Garipoğlu'nu intihara sürükleyen psikolojik sorunlar tartışılmaya başlandı.
Garipoğlu'nun gündeme bomba gibi düşen intiharı çok farklı nedenlere dayandırılıyor.
Ölüm nedeni ile ilgili farklı yorumları psikolog Şerife Yörük Radikal'e değerlendirdi:
"DAHA ÖNCE PLANLANMIŞ"
Cem Garipoğlu’nun kendisini çamaşır ipiyle asarak öldürmek istemesi, bu ölümün daha önceden planlanmış ve üstünde düşünülmüş bir intihar olduğunu göstermektedir. Psikolojide,ölümü düşünmek, ölüm için hazırlık yapmak ve sonuç olarak intihar girişimlerinde bulunmak depresyonun son aşaması olarak değerlendirilmektedir. Bu süreç ele alındığında, Garipoğlu’nun intihar eylemi gerçekleşmeden önce depresif duygu durumuna sahip olduğu ve akut bir ölümün aksine, üstünde düşünülmüş ve tasarlanmış bir intihar olduğu düşünülebilir.
"PİŞMANLIK DUYGUSU"
Cem Garipoğlu tutuklandığında ilk kelimesinin ‘pişmanım’ olması, suçluluk duygusu yaşadığını göstermektedir. Suçluluk duygusu, süperego denilen vicdan muhasebesi sonucunda üstbenlik tarafından, benliği cezalandırma olarak düşünülebilir. Pişmanlık duygusuyla sürekli olarak kendisini sorgulayan, yargılayıcı ve cezalandırıcı bir tutum izleyen kişilerde suçluluk duygusu gözlemlenmektedir. Ruhsal yapının düzenini bozacak şekilde suçluluk hissetmek ve vicdan muhasebesi yapmak suçluluk psikoloji olarak değerlendirilmektedir. Böyle durumlarda kişi yaptığı hatadan dolayı, kendisini affedemez ve özdeğerini kaybetmeye başlar. Süperego (vicdan) tarafından gelen baskılar yüzünden bu hatayı geçmişte bırakıp,hayatına devam edemez. İç sesi durdurmak için intihar eylemi gerçekleşebilir.
"CİNAYET AİLESİNİ DE ETKİLEDİ"
Yapılan hataların sonuçları başka kişileri etkilediğinde, kişi var olan durumu sırf kendisine ait olan bir sorumluluk olarak değerlendiremez. Cem Garipoğlu’nun işlediği cinayet şüphesizki kendisiyle birlikte ailesini ve tüm çevresini etkilemiştir. İşlenen bir suç sonucunda,bilinçaltında yatan suçluluk duygusuna ek olarak, aile ilişkilerinin bozulması, toplum tarafından dışlanma ve reddedilme duygusu, varoluşsal sebebin anlam yitirmesine ve hayattan zevk alamamaya (anhedoni) neden olarak öz kıyım düşünceleri, kurguları ve eylemlerini ortaya çıkarabilmektedir.