CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Erdoğan'ın Gazze'ye gideceğim sözlerini unutmadı
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Gazze'ye savaş gemileri göndereceği açıklamasına karşılık olarak Kemal Kılıçdaroğlu'nun verdiği "Gönderirsen alnından öperim" yanıtıyla başlayan polemik durmak bilmiyor:
OĞLUNUN GEMİCİĞİYLE GAZZE'YE GİRSİN |
"Başbakan bir soruma hâlâ yanıt vermedi. Gazze'ye savaş gemilerini gönderecekti. Gönderirsen alnından öpeceğim, dedim. Göndersin, niye göndermiyor? Uluslararası sularda gerekli güvenlik önlemini aldık diyor. Madem aldın, buyur gemileri gönder Gazze'ye. Millete niye yalan söylüyorsun? Ben yalanı ortaya çıkarmak peşindeyim. Mavi Marmara bozuktu diye gönderemediklerini söylediler. Eee bildiğim kadarıyla tamir edildi. O olmadıysa oğlunun gemisi var. Yardımları onunla gönder, yanında da iki üç savaş gemisiyle. Bakayım Gazze'ye girebiliyor musun, giremiyor musun?" |
"Ben yalanı ortaya çıkarmak peşindeyim. Mavi Marmara bozuktu diye gönderemediklerini söylediler. Bildiğim kadarıyla tamir edildi. O olmadıysa oğlunun gemisi var. Yardımları onunla gönder, yanında da iki üç savaş gemisiyle."
Gazze tartışmasıyla başlayan tartışma henüz sonlanmamışken Kılıçdaroğlu bu kez de MİT-PKK görüşmelerinin peşinin bırakmamaya kararlı gibi görünüyor. Görüşmenin MİT ile PKK arasında değil, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "özel temsilcisi" ile PKK arasında olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'a şu sözlerle yüklendi:
"Görüşme yani başbakanlık ile PKK arasında. Görüşmeyi yapan Hakan Fidan o tarihte Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı. Giderken yanına MİT'ten de birini almış. Zaten Fidan'ın kendisi de, 'Sayın Erdoğan'ın temsilcisiyim' diyor. Nedense gazeteciler bu soruyu Erdoğan'a hiç sormadı? Başbakan İmralı'ya gider görüşülür diye yanıt veriyor. Oysa gidilen yer İmralı değil, Oslo 'Efendim, adamı harcatmayız...'. Hangi adam bu? Hakan Fidan. Ya o adam zaten senin isteğin üzerine oraya gitmiş. Bir bürokrat olarak orada görüşmeleri yapmış. Bunun harcanılacak bir tarafı yok ki. O nedenle senin de çıkıp özür dilemek dışında yapacak bir şeyin yok."
DIŞ POLİTİKA YALPALIYOR
AK Parti'nin dış politikasının olmadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, Türkiye dış politikasının "batılı güçlerin politikasına bağımlı" olarak yönlendirildiğini öne sürdü:
"Bir ay önce Suriye yönetimi ile en yakındın, şimdi yine aynı yönetim var, ne değişti? Libya için, 'NATO'nun orada işi ne' dedin, gidip paşa paşa imza attın. Gittin, Kaddafi'den insan hakları ödülü aldın. 1 yıl sonra düşmanın oldu? Üstelik Sarkozy ile birlikte ortak düşmanın oldu."
İSRAİL'İ İSRAİLİN AVUKATI KORUYACAK
Kılıçdaroğlu, "İsrail'in avukatı" polemiğini yine gündeme getirerek AK Parti'yi "İsrail'in avukatı iktidar" sözleriyle seslendi:
"Milletin gözünden kaçırarak İsrail kalkanını Malatya'ya konuşlandırdın. Hani karşıydın? Efendim bu kalkan Türkiye'yi koruyacak falan diyordun. ABD hükümet sözcüsü gayet açık net, 'İsrail'i korumak için bunu yaptık' diyor. Konuşlandırma nedeni de o. İran'a karşı İsrail'i korumak. O zaman İsrail'in avukatı kim, İsrail'in güvencesi kim?"