Gandi Kemal umut oldu ama...
Yumuşak huylu, temiz yüzlü, dürüst, iyi ahlâklı ama... Sırtına vur lokmasını al, kabalık yapmamak için sesi çıkmayacak gibi…
Mevlâna ne güzel
söylemiş: “ Birinin bir eşeği vardı ama palanı yoktu; palanı
bulduğundaysa eşeğini kurt kaptı… Birinin suyu vardı ama ibriği
yoktu; Suyu bulduğundaysa, ibriği
kırılmıştı…”
Gandi Kemal umut oldu
ama...
Şairin dediği gibi;
meydan buluyoruz at yok. Atı bulduğumuzda meydanı kaybediyoruz.
Bir Başbakanımız var, gerçekten cesur.
Ama fazla cesur mu ne?
Bir Başbakanımız var, gerçekten cesur.
Ama fazla cesur mu ne?
İşi
despotizme götürmeye çok yatkın.
Kimseyi takmıyor.
Demokratik açılım konusunda samimi.
Ama kendi demokrat değil…
Her an “yaptığını yıkacak” diye ödümüz kopuyor…
* * *
Demokratik açılım konusunda samimi.
Ama kendi demokrat değil…
Her an “yaptığını yıkacak” diye ödümüz kopuyor…
* * *
Yeni bir ana
muhalefet partisi lider adayı var.
Yumuşak huylu, temiz yüzlü, dürüst, iyi ahlâklı ama…
“Bu kadarı da fazla” dedirtecek türden.
Sırtına vurun lokmasını alın, kabalık yapmamak için sesi çıkmayacak sanki.
Bu gidişle bırakın “Lider” olmayı, genel başkanlığı bile zor yapacak gibi.
Başı sıkıştığında Fatih Altaylı’ya, Uğur Dündar’a ya da M. Ali Birand’a telefon edip “şimdi ben ne yapayım?” diye soracak neredeyse...
Yumuşak huylu, temiz yüzlü, dürüst, iyi ahlâklı ama…
“Bu kadarı da fazla” dedirtecek türden.
Sırtına vurun lokmasını alın, kabalık yapmamak için sesi çıkmayacak sanki.
Bu gidişle bırakın “Lider” olmayı, genel başkanlığı bile zor yapacak gibi.
Başı sıkıştığında Fatih Altaylı’ya, Uğur Dündar’a ya da M. Ali Birand’a telefon edip “şimdi ben ne yapayım?” diye soracak neredeyse...
* * *
Oysa öyle olmadığını biliyorum.
Olmayacağını da umuyorum ama...
Çevrenizdekilere sorun herkesin aynı şeyi söylediğini duyacaksınız.
Meselâ bugün Doğan Gurubu tarafından desteklenmenin avantaj değil, dezavantaj olduğunu göremiyor.
Bir "atlama taşı" olarak kullanılma tehlikesi olduğunun farkında değil.
Oysa öyle olmadığını biliyorum.
Olmayacağını da umuyorum ama...
Çevrenizdekilere sorun herkesin aynı şeyi söylediğini duyacaksınız.
Meselâ bugün Doğan Gurubu tarafından desteklenmenin avantaj değil, dezavantaj olduğunu göremiyor.
Bir "atlama taşı" olarak kullanılma tehlikesi olduğunun farkında değil.
Son üç gündür
Doğan Gurubu televizyon veya gazetelerinden birinden çıkıp, diğerine
giriyor…
Oysa bu imaj hemen değiştirilmeli.
Şimdiye kadar medyanın kimi iktidar yaptığı görülmüş ki?..
Cem Boyner ve Mesut Yılmaz ve en başında Tansu Çiller kadar Doğan Gurubundan destek alan kaç siyasetçi çıktı?..
Peki şimdi neredeler?..
Aydın Doğan'ın hiç destek vermediği Tayyip Erdoğan başbakan.
Arkasında medya desteği hiç olmayan Devlet Bahçeli ise neredeyse CHP kadar milletvekiline sahip..
Ben, Kılıçdaroğlu'na bu desteğin Aydın Doğan'ın emriyle olduğu kanısında değilim.
Aydın Doğan'ın gazetecileri patronlarının başına sardıkları belâyı, Kılıçdaroğlu'nu "Başbakan" yaparak çözeceklerini sanıyorlar.
Oysa bu imaj hemen değiştirilmeli.
Şimdiye kadar medyanın kimi iktidar yaptığı görülmüş ki?..
Cem Boyner ve Mesut Yılmaz ve en başında Tansu Çiller kadar Doğan Gurubundan destek alan kaç siyasetçi çıktı?..
Peki şimdi neredeler?..
Aydın Doğan'ın hiç destek vermediği Tayyip Erdoğan başbakan.
Arkasında medya desteği hiç olmayan Devlet Bahçeli ise neredeyse CHP kadar milletvekiline sahip..
Ben, Kılıçdaroğlu'na bu desteğin Aydın Doğan'ın emriyle olduğu kanısında değilim.
Aydın Doğan'ın gazetecileri patronlarının başına sardıkları belâyı, Kılıçdaroğlu'nu "Başbakan" yaparak çözeceklerini sanıyorlar.
* * *
Hâsılı, Kılıçdaroğlu bu kadar
sevildikten, bu kadar umut
verdikten sonra kamuoyunda
adı, "Aydın Doğan'ın Adamı"
ya da "Turgay Ciner'in
Adamı"na çıkarsa, işte o zaman milletçe yanarız.
Kim kışkırtır bilmem ama umutlarını yitiren halk birbirini yer…
Bu yazdıklarım Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı çıkmak değil, bir siyaset bilimcisi olarak onu uyarmak içindir.
Aksine, Kılıçdaroğlu'nun şu anda yakaladığı havayı mükemmel bulanlardanım.
Ama dün de dediğim gibi, "Doğan ve Ciner Gurubu kanallarını geziyor ve çok konuşuyor"...
Halk muhabbet değil, "somut çözüm" bekliyor.
Çünkü...
Siyasetçinin önce umut olup sonra umutları yıkmasının ne demek olduğunu (Merhum) Ecevit örneğinde gördük...
Kim kışkırtır bilmem ama umutlarını yitiren halk birbirini yer…
Bu yazdıklarım Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı çıkmak değil, bir siyaset bilimcisi olarak onu uyarmak içindir.
Aksine, Kılıçdaroğlu'nun şu anda yakaladığı havayı mükemmel bulanlardanım.
Ama dün de dediğim gibi, "Doğan ve Ciner Gurubu kanallarını geziyor ve çok konuşuyor"...
Halk muhabbet değil, "somut çözüm" bekliyor.
Çünkü...
Siyasetçinin önce umut olup sonra umutları yıkmasının ne demek olduğunu (Merhum) Ecevit örneğinde gördük...
Öptüler,
öptüler, öptüler!..
Demokrasi
tarihimiz, “Düşün
peşime” diyen karizmatik liderlerle
dolu.
Onlar da halkımızı elinden tutup bir tenhaya götürdüler ve öptüler, öptüler, öptüler…
Orta halli geldikleri makamdan, Karun gibi zengin ayrıldılar…
İlk defa, karizmatik olmayan bir siyasetçi çıktı ortaya.
O da orta halli ama “çalacağa” pek benzemiyor.
Çalmak istese de beceremez zaten çünkü genetik yapısı müsait değil.
Halka, “Düşün peşime” demiyor.
Aksine, “Ey halkım, düşün önüme sizi takip edeceğim” diyebilecek kadar mütevazı görünüyor.
Ama o kadar fazla mütevazı görünüyor ki abartıyor.
22 Mayıs Sabahı’na kadar korkarım “mütevazılık” ortadan kalkacak; “Pısırık” olacak.
Çünkü halka “Düşün Peşime” demeyen yeni lider adayını bu sefer de medya elinden tuttu. Ha bire tenhalık bir yere çekip duruyor.
Onlar da halkımızı elinden tutup bir tenhaya götürdüler ve öptüler, öptüler, öptüler…
Orta halli geldikleri makamdan, Karun gibi zengin ayrıldılar…
İlk defa, karizmatik olmayan bir siyasetçi çıktı ortaya.
O da orta halli ama “çalacağa” pek benzemiyor.
Çalmak istese de beceremez zaten çünkü genetik yapısı müsait değil.
Halka, “Düşün peşime” demiyor.
Aksine, “Ey halkım, düşün önüme sizi takip edeceğim” diyebilecek kadar mütevazı görünüyor.
Ama o kadar fazla mütevazı görünüyor ki abartıyor.
22 Mayıs Sabahı’na kadar korkarım “mütevazılık” ortadan kalkacak; “Pısırık” olacak.
Çünkü halka “Düşün Peşime” demeyen yeni lider adayını bu sefer de medya elinden tuttu. Ha bire tenhalık bir yere çekip duruyor.
Günün
güzelliği
Anıtkabir’de,
Başbakan’a samimi bir dille; imzalanan
“uranyum takası”
anlaşmasının çok önemli olduğunu
ancak BM’nin yaptırım
kararı için işlettiği bir süreç olduğunu hatırlattıktan
sonra; “Çözüm Brezilya-Türkiye imzası ile çözülecek sanıldı ama
BM
İran’a yönelik yaptırımdan
vazgeçmiyor. BM’den yaptırım
kararı çıkarsa ciddi sorun olur” diyerek yılların diplomatlık
deneyimini aktaran CHP Genel Başkan
Vekili Onur
Öymen’e teşekkür eden
ve “Gözlerimizi BM’den
ayırmayacağız” sözünü
veren Başbakan
Erdoğan arasındaki çağdaş
siyaset…
Sıyırıyor
Başbakan Erdoğan, Zonguldak’ta yaptığı
konuşmada "Şunu da bilelim
ki bu yörenin insanları bu tür olaylara alışık. Kaderleri
bu" dedi.
Suçu
(Hâşâ) Allah’a atıp
sıyırmaya çalışıyor…
Fıkra
değil…
T. S.
Eliot bir şiirinde şöyle
diyordu:
Biz
içi boş
adamlarız
Biz
içi doldurulmuş
adamlarız
Birbirimize
yaslanırız
Başımız
samanla dolu.
Heyhat!
Kuru
seslerimiz
Birlikte
fısıldarken yavaş ve anlamsızdır
Kırık camların
üzerindeki fare
adımlarımız
Kuru
bodrumumuzda…
İşte dünya böyle son
bulur
Gürültüyle değil, iniltiyle…