BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,79
ALTIN 2.970,33
HABER /  POLİTİKA  /  CHP

Gandi Erdoğan'a ne demek istedi?

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu

Abone ol

İNTERNETHABER- CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın pazar günü AK Parti İstanbul Gençlik Kolları toplantısına itafen yaptığı konuşmayı sert dille eleştirdi.

Başbakan Erdoğan'ın "Kininize sahip çıkacaksınız" sözlerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "İlk defa Sayın Başbakan'ın ruh sağlığından endişe etmeye başladım. O konuşmada mantık yok, gerçeklik yok, sağduyu yok" dedi.

MİT Yasası'nı bir gecede onaylayan Cumhurbaşkanı Gül'ü de eleştiren Kılıçdaroğlu, "Cumhurbaşkanlığı koltuğu sizi ve eski partinizi temsil etmiyor" dedi.

CHP lideri Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında siyasi gündeme ilişkin gelişmeleri değerlendirdi. Kılıçdaroğlu'nun hedefinde MİT Yasası'nı hazırlayan AK Parti hükümeti ve yasayı jet hızıyla onaylayan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül vardı.            

Şeytanın aklına gelmez
Kılıçdaroğlu, Kamu İhale Kurumu'na düzenlenen operasyonu da sert dille eleştirdi:
"Kimsenin aklına niye gelmiyor bu ülkede hükümet yok mu? İşte bu konuda konuşmuyorlar Kamu İhale Kurumu'na sokaktan atama yapılmadı, bakıyoruz büyük yolsuzluk olayları var. Kamu İhale Kanunu 54 kez değiştirildi. Şeytanın aklına gelmeyecek yöntemler bunların aklına geliyor. Sıfır riskle nasıl yolsuzluk yaparım. Şimdi o operasyonu yapan polisin başına bir şey gelecek mi? Savcı görevden alınacak mı?"

UYUM FALAN YOK

Başbakan Erdoğan'ın, hafta sonu MİT kriziyle ilgili yaptığı değerlendirmede söylediği "Kimse devletin kurumları arasındaki uyumu bozamaz" sözleri Kılıçdaroğlu'nun eleştiri oklarının hedefi oldu.

"... Neymiş uyum varmış. Milleti kandıracağınızı mı sanıyorsunuz. Devletin kurumları arasında uyum falan yok. Devletin kurumları arasında uyum varsa niye MİT Yasası'nı çıkardınız.

RUH SAĞLIĞINDAN ENDİŞE EDİYORUM

Sayın Başbakan iki gün önce bir konuşma yaptı. Bütün samimiyetimle söylüyorum:

Başbakan'ın ruh sağlığından endişe eder hale geldim. Bu ülkede çatışma çıkarsa bunun sorumlusu Başbakan olacaktır.

O toplantıda gençlere şunu söylüyor:

'Gençler kininizin davacısı bir gençlik olun!'

Ben Başbakan'a, Başbakan'ın yakınlarına ve hekimlere soruyorum:

Onun ruh hali nasıldı bu konuşmayı yaparken. Çok samimi olarak açıklama istiyorum. Başbakan'ın ruh sağlığı hakkında hekimleri açıklama yapmalıdır.

ÖNCE KİN TUT SONRA DA...

Hastalık insanlar içindir. Hastalık ağar da hafif de olabilir. Hastalık hali nedeniyle kimse böyle bir konuşma yapamaz. Hastayken daha güzel bir üslup kullanırsınız. Siz gençlere önce 'kin tutun, sonra o tuttuğunuz kine sahip çıkın' diyorsunuz.

Bunları söyleyen bir ülkenin Başbakanı. Siz kin toğumları ekiyorsunuz. Kindar gençlik için çaba harcıyorsunuz.

HANGİ DİNDE NEFRET VAR?                                         

Git Cumhurbaşkanı'yla tartış!
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu'nun dün açıkladığı Hrant Dink raporunu da değerlendirdi:
"Hrant Dink davasıyla ilgili rapor yayımlandı. Bizim söylediğimiz her şey o raporda da var. Heralde CHP'liler hazırlamadı o raporu. Başbakan'ın o raporu okuması lazım. Okusun ki o kamu görevlilerini niye terfi ettirdiklerine bir sorsun. Arzu ederse de Cumhurbaşkanı'yla 'niye bu raporu yazdınız' diye tartışabilir."

Sayın Başbakan da dinlesin:

Hangi dinde nefret var? Hangi ahlakta kin var? Kindarlık ve kin duygusunu besleyen nedir? Senin geçmişinde ne oldu da gençlere kin ekiyorsun?

GENÇLERE YUNUS EMRE'Lİ ÇAĞRI

Buradan gençlere sesleniyorum:

Sevgili gençler, asla ve asla kin tutmayınız. Yunus Emre bir şiirinde şunu söyler;

Kamu, alem birdir. Biz kimseye kin tutmayız.

Evrensel bir değerdir Yunus Emre. Siz bunu öğrenin, Başbakan'ın söylediklerini değil. Derslerinizi çalışınız, ülkenizin sorunlarına sahip çıkın, edebi erkanı ailenizden öğrenin, haksızlıklar karşısında dilsiz kesilmeyin, haksızlıkları, hukuksuzluklara karşı isyan edin.

KİN TUTAN İNSAN DEĞİLDİR

AKP'li gençlere de söylüyorum:

Sevgi ve hoşgörü bütün dünyanın ortak normudur. İnsan kin tutmaz, suyun kir tutmadığı gibi. Kin tutarsanız, insan değilsiniz. Kimse kusura bakmasın!

BAŞBAKAN FARKI BİLMİYOR

Başbakan Erdoğan'ın aynı konuşmada, "Seçilmişleri, atanmışlara feda etmeyeceğiz" sözlerini de değerlendiren Kılıçdaroğlu, tutuklu milletvekilleri örneğiyle Başbakan Erdoğan'a yüklendi.

"Seçilmişlerle atanmışlar arasındaki farkı bilmiyor. Eğer seçilmişleri atanmışlara feda etmeyeceksek, cezaevinde tutulan milletvekillerine ne diyeceksiniz? Onlar seçilmiş değil mi? Medya bu konuşmayı nasıl ciddiye aldı ona şaşıyorum. Başbakan seçilmişlerle atanmışlar arasındaki farkı da bilmiyor.

Başbakan seçilmişlerle atanmışları iki kutup sayıyor ve buradan bir fay hattı yaratabilir miyim derdinde. Erdoğan tam, tipik bir bölücüdür. Çete yasalarını gece yarısı çıkarıyorsun. Milletvekillerinin içeride olmalarının tek sorumlusu sensin. İkincisi de TBMM Başkanı'dır.

SAYIN CUMHURBAŞKANI REKOR KIRDI

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Mit Yasası'nı bir gecede onaylamasını eleştiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Adaleti bilmek adaleti sağlamıyor. Ben açıkçası bu yasayı imzalayan Cumhurbaşkanı'nın devlet adamlığına bir katkı sağladığını sanmıyorum. Sayın Cumhurbaşkanı'nın devlet adamlığı kimliğinden çok şey götürmüştür. Sayın Cumhurbaşkanı bu yasayla başka bir rekorun altına imza atmıştır. Hiçbir cumhurbaşkanı bu kadar hızlı bir imza atmamıştır. Karşılığı olarak da rekorlar kitabına girmelidir.

BU YANLIŞA İMZA ATANLAR...                                           

Kurultay öncesi gövde gösterisi
CHP lideri Kılıçdaroğlu, grup toplantısını hafta sonu yapılacak olan Tüzük Kurultayı'na ilişkin değerlendirmeleriyle noktaladı. İşte Kılıçdaroğlu'nun kurmaylarında coşku yaratan o konuşması... Ayrıntılar için TIKLAYIN

Bu hukuk cinayetini biz sormasak bile tarih soracaktır. Bu yanlışın altına imza atanlar tarih karşısında sorumlu olacaklardır. Başbakan'ın tek derdi iktidarda nasıl kalabilirim. Milli ve manevi değerlerimizi, toplumsal barışı, demokratik birikim, adalet duygusunu, hukuka ve yargıya olan güveni harcadı... Ama bir şey var ki Sayın Başbakan harcamadı. Suça bulaşan hırsızlığa yolsuzluğa bulaşan arkadaşlarını dostlarını harcamadı aldı onları özel olarak korudu.

ONAYLAMAK İÇİN OKUMAK ŞART DEĞİL

Demek ki bir yasayı onaylamak için o yasayı okumaya gerek yok.

Buradan Sayın Cumhurbaşkanı'na sesleniyorum:

Bulunduğunuz koltuk önemli bir koltuktur. Yasaları incelemek zorundasınız. Bu kadar hukuka aykırı bir yasayı gözü kapalı onaylama hakkını hiçbir hukuk, hiçbir adalet sistemi size vermez. Bu makamınızı yıpratır. Sizin göreviniz o makamı güçlendirmektir. Sizin hukukçularınız bu yasayı veto etmek için gerekçe bulamıyorsa, eski Yargıtay başkanlarını çağırsaydılar. Onların bu konuya ilişkin onlarca kararı var.

BU İLK DEĞİL

TBMM'den yaklaşık, 1.5 ay önce bir yasa daha geçti. Cumhurbaşkanlığı Yasası. Böyle bir yasa olabilir mi? Anayasa'yı yasayla değiştiriyorsunuz. Parasal yardımda sınırlama var ama maddi yardımda sınırlama yok. Bu kadar hukuka aykırı yasayı sayın Cumhurbaşkanı tereddütsüz imzaladı. Sonra da çıkıp, 'CHP bu kanunu Anayasa Maahkemesi'ne götürebilir' dedi. Bu ayrı bir konu. Ama siz şuna yanıt verin:

Siz bu yasayı niye imzaladınız? 'Benimle ilgili bir yasaydı o yüzden imzaladım' diyorsanız o ayrı. Ama sizin hukukun üstünlüğü kavramını bilmeniz gerekir. Siz hangi gerekçeyle bunun altına imza atıp, yayımlatıyorsunuz.

ESKİ PARTİNİZİN MAKAMI DEĞİL

Bu onayla kanunsuzluğa geçit verdiniz. Şöyle bir algı yarattığınız:

Başbakan söyler, sayın Cumhurbaşkanı imzalar. Siz bir siyasi parti liderinden talimat alma algısı yaratamazsınız. Cumhurbaşkanlığı sadece sizi ve eski partinizi değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin tamamını temsil ediyor.