BIST 9.395
DOLAR 34,57
EURO 36,65
ALTIN 2.900,44
HABER /  POLİTİKA  /  CHP

Gandi AK Parti'yi bir sevdi bir dövdü!

CHP Lideri Kılıçdaroğlu alkol düzenlemesinden güneydoğu'ya, futboldan twittera bir dizi konuda açıklama yaptı...

Abone ol

İNTERNETHABER.COM - CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, aday olamayacağı yönündeki tartışmalardan Kürt ve Alevi sözcüklerini kullanmamasına, alkolle ilgili düzenlemeden Hizbullah tahliyelerine, Futboldan twittera, Muhteşem Yüzyıl dizisinden Oktay Ekşi'ye ilişkin olarak bir dizi konuda çarpıcı açıklamalarda bulundu.

NTV'den Banu Güven'in sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, hükümetin Tütün ve Alkollü İçkiler Düzenleme Kurulu'nun tebliğiyle ilgili olarak şöyle konuştu: Alkol her yerde satılmaz, çocukların korunması lazım. Kendi çocuklarımız var. Kimse bir şey söyleyemez. Ama alkolü yasaklayacağız diye sosyal hayatı değiştirecek önlemleri almak doğru değil.

İşte Banu Güven'le Kemal Kılıçdaroğlu'nun yaptığı söyleşinin tam metni:

Masum Türker dedi ki Kemal Bey aday olamayabilir?

Bu sayın Türker'den önce de söyleniyordu. Biz ona baktık ve uygulama alanı olmadığını biliyorduk. Keşke sayın Türker'de baksaydı...

Siz parti içi demokrasi vurgusunu sık sık yapan birisisiniz. Bu seçime CHP nasıl gidecek? Ön seçim olacak mı?

Ben kurultayda da daha sonraki açıklamalarda da ağırlık olarak eğilim yoklaması yapacağımızı belirtmiştim. Sadece delegelerin parti üyelerinin de görüşlerini alacağımızı belirleyeceğiz

Neye göre belirlenecek?

İllerin durumuna göre. Bazı iller var ki orada ön seçim ve eğilim yapmakta zorlanırız. Bazı iller var oralarda ön seçim yapılması gerekiyor. Bu çalışmayı yaparken gerekçelendireceğiz. Onları önce MYK daha sonra da Parti Meclisi'ne getireceğiz. 40'a yakın ilde delegelerin nabzını tutacağız.

Bu partide yeni bir dönem

Evet partide merkezin yükünü azaltmış olacağız. Bazı kamuoyu şirketlerinden de yararlanacağız. Öyle bir araştırma yaptıracağız. Tek kanaldan gitmeyeceğiz.

Kamuoyunun araştırmalarına pek fazla önem verilmiyordu. Demek ki bu dönemde bir değişiklik var.

Evet biz düzenli olarak nabız tutmaya karar verdik.

Bugün itibarıyla sahip olduğunuz desteğe dair rakamsal bulgu var mı? Tahmininiz var mı?

Kamuoyuna da yansıdı. Şu an bize gelen rakamlar yüzde 30-31 bandındayız. Tabii bizim hedefimiz tek başına iktidar olmak. Biz ülkeyi AKP'den daha iyi yönetiriz, bu konuda kararlıyız. Daha iyi teknisyenlerimiz, uzmanlarımız, dünyayı daha iyi sorgulayan siyasal anlayışımız var. İnsanların inançları ve etnik kimlikleriyle uğraşmayacağız, sosyal ve ekonomik sorunlarla uğraşacağız.

Sizin için başarı kriteri ne olacak?
Kılıçdaroğlu'nun bu soruya verdiği yanıtı okumak için ikinci sayfaya geçiniz

[PAGE]

Geçmişte aldığımız oy belli. Anlamlı bir artış yakalarsak, ben daha önce yüzde 40 demiştim.

Başarısızlık çizgisi var mı?

Varolan çizginin altına düşerseniz, bu zaten başarısızlıktır. Başarısızlığın ölçüsü kamuoyu vicdanıdır. Kamuoyu sizin yakaladığınız rakamı olumlu bulmuyorsa siz başarısız olmuşsundur.

Kurultay sonrası yeni yönetim şekillendi. Siz sayın Baykal'la hala özel görüşmeler yapmakta mısınız? Yoksa...

Sayın Baykal'la özel bir görüşme yapmış değilim. Mevcut sorunlar önümüzde duruyor. Parti seçime hazırlanıyor. Özel gruplar oluşturuldu. PM ve milletvekili arkadaşlarımıza görev verdik. 81 ile gidiyorlar. Bu yoğun trafikte sayın Baykal'la özel görüşme olmadı. Ancak bu hiç olmayacak anlamında değil tabi. Kendisinin tecrübelerinden yararlanmak elbette isterim.

Kurultay'da yaptığınız konuşmada 'Kürt' ya da 'Alevi' tanımı yapmadığınız yönünde eleştiriler var... Sorunun bir adı yok mu?

Sorunun adı var onu istediğiniz şekilde tanımlayabilirsiniz. Biz sorun yoktur demiyoruz. Aleviler'in de Kürtler'in de sorunları var. Bunları bir kismi onların etnik kimliklerinden kaynaklanan sorunlar. Yoksulluk derseniz Batı'da var. Kültürel açıdan dalepler var, biz onları görmeyeceğiz demedik.

Bir taraftan Doğu ve Güneydoğu raporu diyorsunuz. İki dilli yaşam ihtiyacının dile getirilmesi var. Burada meselenin adı konuyor değil mi?

Elbette, doğu ve güneydoğu derken sadece Kürt kökenli vatandaşlarımız yaşamıyor ki. Kürtler de var Türkler de var Çerkezler de var. Orada Kürt vatandaşlarımızın sorunu var, tabii ki giderilmesi gerekir.

Ana dille eğitime sıcak bakıyor musunuz

Hayır! Ana dilini herkes öğrenebilir. Ama ana dille öğretim farklı bir şey...

Ahmet Türk'le konuşurken demişti, çekilen sıkıntıları anlatmıştı. İki Dil Bir Bavul filminde küçük Zülküf'ün yaşadıklarına şahit olduk. Ana dilleri başka olduğu için kavrayamıyordu. Siz nasıl yaklaşıyorsunuz?

Bu tür olayları siyasetçilerin oy kapmak amacıyla konuşmaları doğru değil. Bu olayın pedagojik yönü var. Oraya gidip Kürtçeyi öğretecek kişinin eğitim alması lazım. Var mı öyle birisi; yok! Sorunlar iki tane sözcükle ifade edilecek boyutun çok daha ilerisinde. Önce tanımı doğru yapmayız. Bu ülkede ana dil konuşma yasağı vardı. O yasağa karşı direnen biz olduk. Bu yasa teklifini veren biziz. 1989'da olayı ortaya koyan yine bizim partimiz. Biz yine kendi sorumluluğumuz bilinci içerisinde 89'daki raporu güncelleştiriyoruz. Biz çalakalem rapor yazamayız.

Hangi aşamadayız?

Arkadaşlar çalışıyorlar. Ön çalışmalar yapıldı, tartışmalar yapıldı. Henüz gidilmeyen iller var, oralarda görüşülecek.

Bu rapordan ne beklemeliyiz?

Hem öneri olacak hem tahlil olacak

Tahlil derken yeni şeyler söylemek lazım değil mi?

Ama niçin bu sorular Başbakan'a sorulmuyor?

Hükümetin yeni şeyler planlandığı söyleniyor, hükümet TRT örneği veriyor

O zaman hükümete göre yeterli mi?

Birileri yeterli görmüyor ki, biz konuşuyor

Bir şey söyleyeyim. Sayın İçişleri Bakanı 5 konuda komisyon kurduk. Hiçbir gazeteci arkadaşımız 'Siz beş konuda araştırma ekibi kurduğunuzu söyledik, Allah aşkına ne oldu bu' diye sormadı. Şimdi biz onları da bekliyoruz. Bizim ekibimiz var, çalışıyoruz. Geçen gün oturup kendi aramızda tartıştık. Olgunlaştırmadan görüş birliği sağlamamız lazım.

Fikir ayrılığı oluyor mu?

Fikir ayrılığı değil de daha mükemmeli ne olur noktasında yoğunlaşıyoruz. AB uygulamaları var AİHM kararları var onları konuşuyoruz. Biz bu ülkede herkesin barış içinde huzur içinde yaşamasını istiyoruz. Olay tek boyutlu bir olay değil.

Kendilerini tanımladıkları isimleri, sıfatları sizden duymak isteyen kesimler duyacak mı? Diyarbakırlı birisi sizden Kürt lafı duyabilecek mi?
CHP Lideri'nin bu soruya verdiği yanıtı okumak için üçüncü sayfaya geçiniz

[PAGE]

Diyarbakırlı kardeşim 'Bana Kürt de' derse söylerim ne olacak ki!

Alevi meselesi sizin programınızda nasıl yer alıyor?

Yaklaşımımız çok açık. Aleviler'in cemevi ibadet yeri sayılsın. Açılım yapıyorum deyip, halkı kandırıp gereğini yapmayan bir iktidar var. AKP samimiyse oturur adam gibi der ki, ben şu önerileri getiriyorum. Siz ne düşünüyorsunuz diye sorulması lazım. Soruluyor mu; hayır, masaya konuluyor mu; hayır! CHP'nin bu konuda ne düşündüğü belli. 89'da koymuşuz onu. Resmi internet sitemize koymuşuz, vazgeçmiş değiliz.

Şimdi daha da ileri götüreceğiz diyorsunuz

Biz toplumu ayrıştıran değil kaynaştıran bağlamda ele alıyoruz. AKP ne düşünüyor? İktidardaki partinin ne düşündüğünü kimse merak etmiyor. Ben AKP'nin bu konudaki çözümleri nedir bilmiyorum. Bana bir Allah'ın kulu AKP'nin çözümleri şunlardı demeli.

Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun yürürlüğe giren 102. maddesi sebebiyle Hizbullah tahliyeleriyle görünür oldu. Siz bunu Recep affı diyerek eleştirdiniz. Tutukluluk süresini düzenleyen bir genelleme beraati öngören bir uygulamadır.

Yargıç yüzü görmeyen binlerce tutuklu var. Bu demokrasiyle bağdaşmaz. Delillerin karartılma şüphesi var tutukluluk uzatılabilir. Davalar siyasallaştığı için, AKP'ye karşı olanların içeriye tıkılmasıyla bir görüldüğü için kim itiraz ederse atın içeri dendi. Şimdi yapılan uygulamanın yanlışlığı çıktı ortaya. 5 yıl Hizbullah davasında dosya Adli Tıp'ta kalıyor. Adli Tıp kime bağlı? Adalet Bakanlığı'na bağlı. Bakanlık Adli Tıp'a 'neden beş sene bekledi?' diye sordu mu? Yargıya 'iki günde niye karar vermedin' demek hukukla bağdaşır mı?

Tutukluluk süresini sınırlandıran bir yasaya ihtiyaç vardır. Ancak yargının işlemesi gerekir mi diyorsunuz?

Kişileri uzun süre tutmaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Ama belli olaylar vardır ki, 10 yıl gibi bir sürede dosyayı karara bağlayamıyorsanız orada sorun var demektir. O sorunlara siyasi iktidar hiçbir şekilde çözüm üreteceğim diye ortaya çıkmadı. Tek amacı yargıyı ele geçirmekti ve yargıyı ele geçirdi. Yargıya yeteri kadar ödenek mi ayırdı, bağımsız mı kıldı, savcının istediği teknik donanımı sağladı mı? Tabii ki hayır...

Bugün AK Partili Hüseyin Çelik, bir medya kuruluşunun eski yöneticisinin İl Başkanlığı'na gelmesi halen Basın Konseyi Başkanı'nın partinize gelmesini eleştirdi..

Bunu söyleyen bir siyasetçi. Onun siyasetçi olmadığını gösteriyor

Siz Ekşi'nin Basın Konseyi'nde kalmasını ister misiniz?

Onu bilemem. Ama İstanbul İl Başkanlığı'na getirdiğimiz arkadaşımız, bizim gençlik kollarından yetişme. Bu bizim Türkiye'yi daha iyi yöneteceğimizi gösteriyor. Özel sektörde başarılı oldu, iyi yerlere geldi. Burada da başarılı olacak, göreceksiniz.

Muhteşem Yüzyıl konusunda sizden bir şey duymadım. Bu diziyle ilgili RTÜK'ten bugün uyarı cezası geldi. İlk kez bir fragmana ceza verildiğini gördük. Bu tartışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz

Bir dizi bu. Belgesel değil, belgeselle dizi arasında bilmeyenlerin verdikleri ceza. Ne var bu dizide? Bir dizi çekeceksiniz, çocuklar için sakıncalıysa ona göre önlem alacaksınız. Niçin ceza verildi? Sayın Arınç bu dizinin kaldırılmasını istedi. Bir siyasetçi dizi ile nasıl uğraşır? Birn Başbakan bir heykelle nasıl uğraşır? Eleştiri ve hoşgörüyü siyasete sağlıklı bir şekilde kazandırmazsak bu tür ucubeler çıkar ortaya. Bunlar demokrasilerde olmaz.

Tarihi kişilerin sadece kitapta yer aldıkları halleriyle yansıtılması gereklilik midir?

Hayır gereklilik değil. Bakın Napolyon'a yüzlerce çekilmiştir. Orada eleştiriler de vardır. Pekçok ülkenin tarihinde vardır. Bu bizde baskıcı zihniyetin olduğun ve RTÜK kanalıla oluştuğunu gösterir. Bu onların tarafsız olmadığını gösterir. Benimle ilgili yalan yanlış bilgiler verildi. Almanya'da olmadığım halde Almanya'daymışım gibi verildi. Bununla ilgili açıklamalarım tekrar logosu konmadı.

Tütün ve Alkollü İçkiler Düzenleme Kurulu'nun tebliğiyle ilgili neler söyllersiniz?

Alkolle ilgili sağlıklı, tutarlı politikalar olabilir. Bütün bunlar sağlıklı düzenlenmesi lazım. Bir sorun varsa sorunun çözmek için sorunun uzmanlarıyla yola çıkmak lazım. Siz herhangi bir lokantayı basarsanız bunlar doğru değil.

Başbakan Kuveyt ziyaretinde 'Biz bize yeteriz' dedi. Bir yakınlaşma yaşanıyor, bu sizi mutlu ediyor mu? AB konusunun sizler tarafından konuşmadığını görüyoruz

Türkiye Arap dünyasına model bir ülkedir. Bizim dizilerin Arap dünyasında ilgi duyulmasının nedeni Arap dünyasının Türkiye'ye duyduğu özlemdir. Dolayısıyla biz onlara benzemek değil onlar bize benzemek istiyorlar. Daha demokrat ve özgür bir dünya istiyorlar. Biz elbette ki Türkiye'yi daha iyi şekilde konumlandırmalıyız. Biz bize yetiyor muyuz? Hayır! Kimse kimseye yetmez. Biz bütün dünyayla entegre olmalıyız. Ortadoğu'da gücümüz var. Biz bunun gücümüzün farkında olmalıyız. Aynı zamanda biz yönümüzü Batı'ya dönmüşüz. Arap dünyasında demokrasiler, özgürlükler hep tartışmalıdır. Biz bize yetmiyoruz...

Hamit Altıntop'u FIFA'nın altın golünü attığı için tebrik ettiniz. Futbol sever misiniz?

Gençliğimde arkadaşlarımla maç yapardık. Bürokraside takımlarımız vardır. Herkesin dünyasında elbette futbol vardır. Ama şimdi gençliğimizde duyma ilgiyi duymuyoruz.

Taraftarlık var mı?

Var tabi! Milli takım derler genelde...

Twitter'da sizinle ilgili bir karikatür tartışıldı. Siz serinkanlılığızı korudunuz. Sizin takip ettiklerinizde mizahçıları gördüm. Twittera siz mi yazıyorsunuz?

Doğrudan kendim yazmıyorum, ama her metni görüyorum. Mizah dünyası bizde çok zengin. Mizah dünyasının zenginliği siyasetin düzeysizliğinden kaynaklanıyor.

Özellikle takip ettiğiniz çizer var mı?

Karikatürist olarak Latif Demirci olağanüstü yetenek. Diğer mizahçılar alınmasın...

Ankara'daki meslektaşlarım CHP'nin ışıkları geç saatlere kadar yanmakta. Burada neler oluyor

Burada güzel şeyler olacak. Kamuoyuna da yansıyacak bunlar. Pek çok kanalda ortak üretim yapıyoruz. Bir grup arkadaşımız seçimlere hazırlanırken bir görev üstleniyor. Bir başka grup arkadaşımız broşürlerle uğraşıyor. Her hafta her arkadaşımız ne yaptıklarını anlatıyor.

Siz de geç saate kalıyor musunuz?

Tabii ki

Peki ev halkı ne deniyor?

Evde durum pek parlak değil tabi. Ama şöyle sonuçta onlar da bu hayata alıştılar. Yorgunluğumuzu biliyorlar, çabayı da biliyorlar, sonuçta alıştılar...