Cumhuriyet Gazetesi Spor Müdürü Arif Kızılyalın, Galatasaray camiasında 'teknik kadroyla yönetim arasında oluşan sorunların üzerine bir sünger çeken' lig şampiyonluğunu yazdı.
Abone olGalatasaray şampiyon oldu. Tüm sarı-kırmızı aileyi kutlamak gerekir.
2 yıl önce bu zamanlar küme düşme hattında 'Bucaspor'u yenip ligde kalmanın keyfini' yaşarken şimdi üst üste ikinci şampiyonluğu kucaklıyorlar.
24 ay içinde gelinen bu nokta gerçekten önemli.
Evet, sarı-kırmızılı ekip bu süre içinde takımı tamamen değiştirdi.
Hatta pazar gecesi Sivasspor'u yenen 11'de, o 'enkaz' takımdan 1 futbolcu bile yoktu...
Elbette Ünal Aysal ve yönetiminin geride kalan süre içinde harcadığı para ve yeniden yapılandırılan kadro, çifte şampiyonlukla şampiyonlar ligi çeyrek finalistliği adına büyük önem taşıyordu.
Ama futbolu bilenler hak verirler ki salt transferle bir yere varamazsınız.
Harcı karacak 'lider' de önemlidir.
'Lider faktörü'
Ve burada Fatih Terim faktörü ortaya çıkıyordu.
Terim, Galatasaray'daki 8. sezonunda 6. lig şampiyonluğunu yakalamanın haklı gururunu yaşıyordu.
Gerçekten, Terim demek, Galatasaray için şampiyonluk demek.
Hele kazanılan 19 lig zaferinin 6'sında bu teknik adamın payı varsa; kabaca bir matematik hesabına göre de neredeyse her 3 şampiyonluktan birinin altında 'TERİM' adı yazıyorsa, işin sırrı kimse kusura bakmasın Fatih Terim'dir.
Üstelik UEFA Kupası da perçinidir Fatih Terim adının kulüp üzerindeki.
Bu bağlamda Galatasaray camiasının en muhalif kesimleri bile Sezar'ın hakkını, Sezar'a, Fatih hocanın hakkını da Fatih hocaya vermek durumunda.
Sevmiyorlarsa bile saygı duyacaklar.
Gelelim şampiyonluk gecesinin ardındaki demeçlere.
Görünen o ki, teknik direktör Fatih Terim görevine devam ediyor.
Hem Terim'in Galatasaray TV'deki demeçleri hem Başkan Ünal Aysal'ın 'sıcağı sıcağına' yaptığı açıklama 'Terim bir yıl daha Galatasaray'da tezini doğruladı.
Aslında Mersin maçı sonrası Fatih hoca görevinde kalacağını deklare etmişti.
"Aslında başka planlarım vardı" diyerek AS Roma'dan aldığı teklifi ifade eden ama "Artık inadına kalacağım. Daha da başarılı olacağım" diyerek de, yönetime sinyali göndermişti.
Ne var ki Ünal Aysal'ın pazar günü yaptığı açıklama Galatasaray içindeki 'fokurdamanın' teyit edilmesi gibiydi.
Ne diyordu Galatasaray Başkanı sıcağı sıcağına mikrofonlara, "Fatih hocanın da benim de 2014'e kadar kontratımız var. Ben seçildim geldim, o sözleşmeli teknik direktörümüz. Kendisi ile çok başarılı 2 yıl geçirdik. Geride kalan sürede sıkıntılarımız, özellikle yanlış anlaşılmalarımız olmadı mı? Oldu..."
'Yanlış anlaşılmalar'
Evet, neydi bu yanlış anlaşılmalar diye dün Galatasaray'ın 'akil abi'lerine sorduk.
Öncelikle şunu belirtmekte fayda var ki, Fatih Terim modelini her yönetim kabul edemez.
Terim, kulübün futbolla ilgili biriminin anahtarını alır, direksiyona geçer.
Geçenlerde bu örneği veren eski bir futbolcu büyüğüm şöyle diyordu.
"Eskiden Fatih hoca futbolcuyken sahamız yoktu idman yapacak. Minibüse doluşur Belgrad ormanlarına Altunizade'ye falan giderdik. Fatih hocanın bazen canı sıkılır şoföre 'geç arkaya sen' der otururdu direksiyona...."
Gerçekten de Fatih hoca çalışacağı tüm profesyonelleri belirler.
Kuralları vardır.
Yeri gelir yemeğe karışır.
Çim sahanın uzunluğu ile uğraşır.
Forma seçiminde görüş belirtir.
Bu işler Fatih hocanın görevi mi?
Değil.
Ama kazanan her zaman haklıdır diye düşünürsek demek ki Fatih Terim haklı...
İşte bu durum Galatasaray yönetimini pek memnun etmiyor 2 yıldır.
Ali Dürüst hariç, birçok yöneticinin, sıkıntısı var 'tek adamlık' formülünden.
Ama Terim başarılı olduğu için sesleri çıkmıyor.
Görünen o ki Terim 'tamam' diyene kadar da çıkmayacak,
Hatta Ordu ve Mersin maçlarında yaşananlar bile Terim'in kredisini azaltamadı.
Ki normalde o davranışları başka biri yapsa, o ceza başka bir Galatasaray teknik direktörüne verilse, sarı-kırmızılı yönetim çoktan 'değişim'e gitme kararı almıştı.
Terim'in alternatifleri
Ama Terim'in alternatifini yaratmak öyle kolay değil.
Hele takım başarılıyken...
Farz edin bir şeyler oldu, Galatasaray ile Terim'in yolları ayrıldı.
Kimi getireceksiniz takımın başına?
3 seçeneğiniz var.
1 - Jose Mourinho
2 - Jupp Heinckens
3 - Capello
İnanın, camia da, Galatasaraylı olmayanlar da tartışır 4. bir ismi.
Hatta Dortmund'un başındaki Klopp'u getirseniz bile "Zamanında Skibbe gelmişti de ne oldu" deriz.
Bu bağlamda Galatasaray'ın başarıları Fatih Terim'in apoletlerine sırma olarak işleniyor ve yönetim içindeki muhalif grubu da artık yavaş yavaş 'Terim-sever' yapıyor...
Evet, görünen o ki eğer Galatasaray 'kazara' şampiyonluğu kaçırsaydı çok şeyler konuşulacak, su yüzüne çıkacak, çatlak sesler, kulüp marşını bastıracaktı.
Ama şampiyonluk boyası, kulüp içindeki çatlakları örtmeye yetti.
Zaten futbol böyle bir oyundur.
Eğer kazanırsan varsın, kaybettiğinde senden kötüsü olmaz.