BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.968,40
HABER /  DÜNYA

Füze saldırısı altında olan İsrail'in Demir Kubbesi gündemde

İsrail'in hava savunma sistemi Demir Kubbe'nin füze ya da roketleri önleme kapasitesi zamanla artsa da yoğun saldırılara karşı koymada zorlanıyor.

Abone ol

İsrail-Hamas arasındaki çatışmalar tüm hızıyla devam ediyor.

İsrail ile Filistinli gruplar arasındaki çatışmalarda, İsrail'in hava savunma sistemi Demir Kubbe yeniden gündeme geldi.

Saldırıların ilk gününde İsrail Gazze'den fırlatılan roket sayısının 2 bin 500 olduğunu açıklarken, Kassam Tugayları rakamın 5 bin olduğunu iddia etmişti.

Rafael Advanced Defense Systems tarafından çalışmalarına 2007'de başlanan Demir Kubbe'nin ilk testleri Temmuz 2008'de ve son testi Temmuz 2010'da yapıldı. Sistem, Mart 2011'de de teslim edilerek 7 Nisan 2011'de Gazze'den gelen bir Grad füzesinin önlenmesiyle operasyonel hale geldi.

"Füzelerin havada imhası"

Savunma doktrininin önemli bir parçasını ve ilk hattını oluşturan İsrail füze savunma mimarisinin temel amacını, füze atım kapasitesinin tahrip edilmesi ve füzelerin havada imhası için erken uyarı, tespit ve aktif savunma sağlanması oluşturuyor.

Bu bağlamda İsrail, dışardan gelebilecek füze ve roket tehditlerine karşı katmanlı hava savunma sistemi geliştirmeye devam ediyor. İsrail'in Hava Savunma Sistemi mimarisi, Demir Kubbe (4-70 kilometre), Davut Sapanı (40-300 kilometre), Arrow 2 (500 kilometre) ve Arrow 3 (2 bin 400 kilometre) olmak üzere 4 katmana ayrılıyor.

"Sistem doyuma ulaştığında etkisiz hale gelebiliyor"

Özellikle farklı alanlardan eş zamanlı seri füze veya roket atışlarıyla sistemin doyuma ulaşması halinde, Demir Kubbe kalkanı yetersiz kalabiliyor.

Ayrıca saldırıyı yapanların silah ve mühimmat konusunda envanterini genişletmesiyle de İsrail'i hedef alan mühimmatın tespit ve imhası için etkin biçimde çalışması zor hale geliyor.

İsrail'in içinde bulunduğu asimetrik çatışma kapsamında, Demir Kubbe'nin mücadele ettiği füze ve roketlerin imalatı ile İsrail'in tehditler ve önleyici sistemlerin geliştirilmesi için ihtiyaç duyduğu teknolojik gereksinimlerin arasında maliyet ve hız bakımından bir uçurum mevcut.

Sisteminin tamamının batarya başına 100 milyon dolar maliyeti olduğu belirtilirken, Demir Kubbe'nin tek bir roketi dahi önleme maliyetinin 20 bin ila 100 bin dolar arasında değişebildiği ancak saldırıda engellenen en ucuz roketlerin maliyetinin ise 100 doları aşmadığı ifade ediliyor.

Buradaki maliyet asimetrisi, İsrail'in bölgede özelikle Hamas ve Hizbullah gibi aktörlerle ilişkilerinde ana dinamiklerden birini oluşturuyor.

Bu nedenle İsrail’in en ileri hava savunma teknolojisinin, Hamas ve İslami Cihad gibi örgütlerin birçoğu atölye şartlarında üretilen füze ve roketlerinin niceliği karşısında bazen yetersiz kaldığı görülüyor.