NATO, yarın tarihi bir zirve topluyor. Zirvede Türkiye'ye kurulacak füze kalkan projesi ele alınacak.
Abone olNATO'nun, Portekiz'in başkenti Lizbon'da düzenleyeceği zirve, dünya tarihi bakımından da önemli bir dönemece evsahipliği yapacak. Zirveye, tarihî özellik kazandıran etken ise Genel Sekreter Andres Fogh Rasmussen'in masasında duran sıcak gündem maddeleri...
Rasmussen, zirveyi dört önemli gündem maddesi başlığı altında toplantıya çağırdı. Birincisi, NATO'nun yeni stratejik konsepti. İkincisi, Füze Kalkan Projesi. Üçüncüsü çıkmaza giren Afganistan Sorunu... Son önemli madde ise NATO ve Rusya ilişkileri. Hiç kuşkusuz ki, NATO'nun yeniden değerlendirilerek ortaya konulacak yeni savunma konsepti, diğer bütün gündem başlıklarını da doğrudan ilgilendirip, şekillendirecek.
Girizgâhı uzatmayalım. Bu başlıklar içinde Türkiye'yi en çok ve doğrudan ilgilendiren konu, Füze Savunma Sistemi. Belli ki bu konu, uzun süre Ankara'nın ayaklarını ateşte tutacak. NATO, füze kalkan projesini Türkiye'ye kurmayı planlıyor. Bunun için Ankara-Washington hattında aylardır yoğun temaslar yapılıyor.
FÜZE KALKAN PROJESİ TAMAM GİBİ
NATO, iç hukukuna dayanarak, dışarıdan gelecek saldırılar için üye bir ülkenin toprağına savunma gücü yerleştirmeye çalışıyor. Görünen o ki, Türkiye bir NATO üyesi ve müttefiki olarak, alınan bu karara direnemeyecek. Olsa olsa, pazarlık yaparak, füze sisteminin teknik ve hukuki yönleriyle ilgili bir takım taleplerde bulunacak.
NATO da füze savunma sisteminin Türkiye'yi kurulacağından emin görünüyor. Gerek Rasmussen'in yaptığı açıklamalar gerek Beyaz Saray sözcülerinin değerlendirmeleri, Ankara'nın dış politika kulislerinde de 'Bu iş bitti' yorumlarına yol açıyor.
Zaten, Türkiye'nin, NATO hukukuna karşı çıkarak, bu sistemin Türkiye'ye yerleştirilmesine itiraz etmesi, ciddi bir krize yol açabilir. Ve bu çıkacak kriz, NATO'nun arkasındaki asıl ve yegâne güç olan ABD ile Ankara'yı karşı karşıya getirebilir. Bu nedenle, Türkiye'nin direnmesi, deyim yerindeyse 'beyhude' görünüyor.
BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN HAKLI İTİRAZLARI
AK Parti iktidarı, Türkiye'nin sahip olduğu 'zor coğrafya'daki geleceğini yakından ilgilendiren bu konuda, çok yoğun bir mesai yürütüyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD Başkanı Barack Obama ile füze savunma sistemi konusunda yaptığı görüşme basına yansıdı. Peki, Erdoğan ABD'den ve NATO'dan nasıl bir güvence istiyor? Erdoğan, füze savunma sisteminin kuruluşuyla ilgili bildirgeye, 'İran tehdidi' ibaresinin konulmasına kesin olarak karşı çıkıyor.
BAŞBAKAN'IN İRAN HASSASİYETİ
Türkiye'nin İran ile uzun yıllardır süren komşuluk ilişkilerinin sarsılmaması için Başbakan kesin bir tavır koydu. Bildiğimiz kadarıyla Erdoğan'a bazı NATO üyelerinden de bu konuda destek geldi. Başbakan'ın balistik füzelerden gelebilecek muhtemel saldırılar konusunda da çözüm talebi var. Yani, füze sistemi Türkiye'ye kurulduğunda, doğudan gelecek düşman füzeler, Türkiye semalarında parçalandığında ne olacak. Serpintiler meselesi nasıl çözülecek? Ankara'nın Hariciye koridorlarında da kafa karıştıran bu sorulara yarınki zirvede yanıt aranacak?
PROJE Mİ KALKAN TÜRKİYE Mİ?
Ama asıl yanıt aranması gereken soru şu mu acaba? Füze sistemi aslında İran'ın nükleer silah tehdidine karşı bir baraj olarak kuruluyor. Bu proje ile, 1639 tarihli Kasr-ı Şirin Anlaşması'ndan bu yana sınırları bile değişmeyen İran ile Türkiye'nin ilişkileri nasıl bir seyir izleyecek. NATO müttefiki olarak Türkiye, İran'a karşı bir kalkan mı olacak?
NATO KANDİL'E NEDEN MÜDAHALE ETMİYOR?
Soğuk Savaş'ın bitiminde savunma konseptini, yok olan 'Komünizm Hayaleti' yerine 'Radikal İslam' ile mücadele olarak değiştiren NATO, Türkiye'ye nasıl bir rol biçiyor? Osmanlı dönemindeki 'Hasta adam' 21'inci Yüzyıl'da Batılı müttefiklerin 'füze rampası' mı oluyor?
NATO, Kuzey Irak'ta Kandil Dağı'ndaki kamptan, Türkiye'ye sızarak kan döken terörist PKK'ya neden 5. maddeye dayanarak müdahale etmiyor? Komşu bir ülkeden NATO üyesi bir ülkeye saldırı yapıldığında 5. madde işletilir ve NATO saldırgan ülkeye müdahale eder. Neden, bu durumda 5. madde işletilmiyor da füze kalkanı Türkiye'ye kurulurken, NATO'nun iç hukuku Ankara'ya dayatılıyor? Bu çifte standardın sebebi ne? Galiba, 'Yeni dünya düzeni'nde, Ankara açısından cevap bekleyen en temel sorular bunlar...