Futbolun dini imanı, sağı, solu olmaz

TRT, Radyospor CUP turnuvası için Antalya'dayım... Hayatımda gördüğüm en fanatik bir Galatasaraylı Tülay Akınsal'la tanıştım... Fenerbahçeli denilince, tüyleri diken diken oluyor Tülay Hanım'ın...
Galatasaray-Leverkusen maçını birlikte izledik.
Olmaz böyle bir şey...
Bir turnuva...
Bir antreman maçı ya da...
Sadettin Saran'ın akrabası olduğunu öğrendiğim Tülay Hanım,
öldü öldü dirildi...

Ve tabii ki, üzgün bir şekilde stattan ayrıldı...

Benim gibi bir belayı da başına sarınca, hepten yıkıldı...

Maç öncesinde lobide biraz da siyaset konuştuk Tülay Hanım'la... Fenerbahçe düşmanlığının daha fazlasını iş başındaki iktidara besliyor. Kızıyor, köpürüyor, sonra da dönüp alternatifsizlikten söz ediyor:

-Suçlu Baykal...

Bir ara Hakan Şükür'ü sordu...

-Geldi mi acaba?

Hakan gelmişti ama onu göremedik... Ama ben Meral Hanım'a takılmadan edemedim:

-Hakan Şükür Galatasaraylı ama "Fethullahçı!"

Ne yalan söyleyeyim, Tülay Hanım, Hakan Şükür'le ilgili düşüncelerini aktarırken, beni çok şaşırttı:

-Olsun, kurban olurum ben ona... Çok hizmeti oldu bize...

İşte bu sözler, tepeye iliştirdiğim başlığın oluşmasına neden oldu.
Bir kez daha anladım ki, futbolun, daha doğrusu sporun dini, imanı, sağı solu olmaz...

Teşekkürler Tülay Hanım...

Ne iyi ettiniz bu gerçeği bir kez daha gözümüze gözümüze soktunuz...

Saran dünya çapında iş yapıyor ama

Antalya, yerli ve yabancı futbolcu kaynıyor.
Çalışan ve işsiz kalan teknik direktörler de var tabii...
TRT, Radyospor işbirliği ile gerçekleştirilen futbol turnuvasında Leverkusen, Bursaspor, Galatasaray, Werder Bremen takımları yarışıyor...

7'incisi düzenleniyormuş bu sene...

Türkiye için önemli bir turnuva...


Ama itiraf etmeliyim ki, turnuva öncesinde canım sıkıldı...

Turnuva Antalya'da ama, Antalya'nın yerel yöneticileri ortada yok... Sadettin Saran'ın ev sahibi olduğu kokteyle, Antalya'nın valisi, belediye başkanı her nedense katılmadı.

Hadi o gün, memleket sevdaları ağır bastı, kokteyle gelemediler.

Uluslararası bir turnuvada niye yoklardı peki?

Anlamak mümkün değil!

Bu kadar güzel bir organizasyona gelen uluslararası takımlar, mahalle takımlarının oynadığı stadyumda maç yapıyor. Antalya'da başka stad yok muydu? Yoksa o stadların kullanılmasında bir engel mi vardı?

Bir bilen varsa beri gelsin!