Almanya'da doğup büyüyen ve Türkiye'de top koşturan futbolcuların yaşadığı kültür farkını Kazım Kanat yazdı.
Abone olGalatasaray'da gece kulübünde eğlenen futbolcular olayında farklı bir yorum var. Farklı ve görüşleriyle dikkat çeken Kazım Kanat medyanın linç kampanyasına aktılmayanlarından.
Ona göre sorunun temelinde futbsolcuların yaşadığı kültür şokunu atlatılamaması yatıyor. Vaktiyle Fatih Terim'in Adana'dan İstansbul'e gelirken aynı sorunları yaşadığını belirten Kanat, şu örnekleri veriyor.
Sanki; Adana'dan gelen Fatih Terim isimli delikanlı, İstanbul'un yaşam kültürüne ayak uydurabilmiş miydi?.. Ne uydurması canım; İstanbul'a geldiği ilk günlerde Şişli'de gittiği gece kulübünde, önüne konulan viskiyi yere atıp, "Delikanlı adam rakı içer" diyerek gece kulübünü birbirine katmamış mıydı? Dahası... "Maçın varken gece yarısı senin burada ne işin var" diyen Galatasaray üyesi emniyet müdürünü evire çevire dövüp hapishaneye düşmemiş miydi?. Şunu anlatmaya çalışıyorum: Adana'dan gelip İstanbul'daki değişim sürecinde böylesine kültür şoku yaşayan Fatih Terim, bugün Almanya'dan gelip Türkiye'ye ayak uyduramayan 3 genci acımasızca sorguluyor.
Terim'in böylesi dönemlerden geçmesine rağmen, bu futbolcuların başına gelenlerin gülünç olduğunu idia eden Kanat, futbolcuların profesyonelce davrandığını belirtiyor.
Yaşananların Türkiye ile Almanya'da doğup büyüyen ikinci nesil Türkler arasında yaşanan kültür farklılığı olduğunu bununda futbola yansımalarının olduğuna dikkat çeken Kanat şu sözlerlerde konuya açıklık getiriyor:
Asıl sorun şu. Bizim çocuklarımız gerçek anlamda kültür şokunu çözemediler. 20 yıl önce Erhan Önal, İlyas Tüfekçi ve Erdal Keser'le başlayan bu Alamancı kültürü bugün İlhan Mansız, Ahmet Dursun, Serhat Akın, Ümit Davala ile devam ediyor. Araştıralım, tartışalım; Almanya'dan gelen ve ikinci kuşak dediğimiz bu çocuklarımız ülkelerinde sevilmiyorlar. Daha acısı, geldikleri ülkede de daha acısını yaşıyorlar. Sözün özü şu; Galatasaray'da yaşanan olaylara, "Gece kuşları gece kulübünde basıldı" gözlüğü ile bakmak ve onları kapının önüne koymak Türk gibi basit bir çözüm. Ama asla çağdaş bir çözüm değil. Şunu anlayalım; Bu çocukları bu noktaya getiren Türk-Alman kültüründeki dejenerasyon