BIST 9.916
DOLAR 35,29
EURO 36,77
ALTIN 2.976,48
HABER /  GÜNCEL

Futbolcu şansa inanır

Sporcuların büyük bölümünün başarıya ulaşmada şans faktörünün önemli olduğuna inandığı ortaya çıktı.

Abone ol

Dumlupınar Üniversitesi, Beden Egitimi ve Spor Yüksekokulu Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Veysel Küçük’ün, Kütahya 1. Amatör Küme’de futbol oynayan ve yüzde 84’ünün üniversite ve lise mezunu 120 sporcu arasında yaptığı araştırmaya göre, sportif performansın elde edilmesinde şans ve uğur faktörüne inanılırken, araştırmaya katılanların yüzde 45’inin müsabaka öncesinde kendilerine şans getireceğine inandıkları bazı davranışlarda bulunma ihtiyacı hissettikleri belirlendi. Deneklerin büyük çoğunluğu, sportif performanstaki en büyük şanssızlığı sakatlık ve motivasyon yetersizliği olarak değerlendirmekte. Yrd.Doç.Dr. Veysel Küçük, sporda başarıyı etkileyen faktörleri, sporcudan kaynaklanan iç ve çevreden kaynaklanan dış faktörler olmak üzere iki gruba ayırıyor. Küçük, bu araştırmanın amacının, sporcunun sahip olduğu iç faktörlerden psikolojik özelliklerin ve özellikle şans ve uğur faktörünün sporcu performansı üzerindeki etkisini incelemek olarak belirtirken, başarı veya başarısızlığa sebep olan faktörler, zaman içindeki süreklilik, kişiye bağımlılık iç-dış sabit yetenek, görevin zorluğu, değişken gayret şans-tesadüf olarak sıralanıyor. Kişiler genellikle başarısızlıklarını dış faktörlere bağlarken, başarılarını ise kendi yeteneklerine bağlama eğilimi gösteriyorlar. Sporcular, kaybetme durumunda görevin zorluğunu ön plana alırken, kazanma durumunda yeteneği ön plana çıkarıyorlar. Sporcunun başarısızlığın nedenlerini sistematik bir şekilde şanssızlığa bağlamasının, sorumluluğu kabullenmemek için başvurulan bir yöntem olduğu sonucuna varılırken, başarısızlık durumunda sporcuların, 'Bu gün talih bize gülmedi', 'Çok şanssızdık', 'Bu rakibe karşı elimizden bir şey gelmez' ifadeleri de bu tür inanış sahibi olanların sıkça başvurdukları bir davranış olarak nitelendiriliyor. ARAŞTIRMANIN SAYISAL SONUÇLARI Araştırmaya katılanların yüzde 60’ı yapılan antrenmanların sportif başarı için yeterli olduğunu vurgularken, yüzde 14’ü de, çoğunlukla yeterlidir, şeklinde fikir beyan ediyor. Denekler arasında yapılan araştırmada yüzde 30’luk bir bölüm sportif performansın elde edilmesinde şans ve uğur faktörüne inanırken, araştırmaya katılanların yüzde 45’inin müsabaka öncesinde kendilerine şans getireceğine inandıkları bazı davranışlarda bulunma ihtiyacı hissettikleri belirlendi. Deneklerin yüzde 35’i ise başarı ve şans arasında ilişki olmadığını ifade etmişlerdir. Müsabakadan önce size şans getireceğine inandığınız davranışlarda bulunur musunuz? sorusuna yüzde 45 oranında 'Evet' şeklinde cevap verilerken, yüzde 41’i de 'Hayır' demiş. 'Evet' diyenlerin cevapları dikkate alındığında, dua etmek, sahaya sağ ayakla girmek, künye ve cevşen takmak şeklindeki cevapların ağırlıklı olarak kullanıldığı belirlenirken, bazı oyuncuların daima aynı ayakkabı ve formayı giymeye özen gösterdiği, gerekli olsun veya olmasın müsabakadan önce muhakkak tuvalete gittiği ve bu hareketleri performansını belirleyici bir unsur olarak gördüğü ortaya çıkmış. Denekler kendilerine şans getirecek davranışı yapmadıkları taktirde yüzde 18 oranında kısmen, yüzde 25.8 oranında tamamen başarısız olacaklarına inanmakta. Deneklerin yüzde 53’ü de bu durumun performanslarını olumsuz etkilemeyeceğini belirtmişler. ARAŞTIRMANIN SONUCU Sporcu, aslında aralarında hiçbir ilişki bulunmayan nesne ve olaylarla kendi hareketi arasında bir ilişki kurmakta. Zamanla kişi bu düşüncelerin mantıksız olduğunu bildiği halde kendini kurtaramamakta ve bu düşüncenin yaptırdığı hareketten sıkıntıya düşmektedir. Deneklerin yüzde 45’i kendilerine şans ve uğur getireceğine inandıkları bazı davranışlarda bulunma ihtiyacı hissettiklerini belirtirken, bu tarz davranışları yapmadıkları taktirde, yaklaşık olarak yüzde 44 oranında bir grup, başarısız olabileceklerine inandıklarını vurgulamakta. Diğer yandan batıl düşünce, özellikle genç sporcularda duygusal dengenin korunmasını, kendilerini güven içinde hissetmelerine ve özgüvenlerinin artmasına yardımcı olmaktadır. Batıl düşünce ve uygulamalarının tehlikesi, sporcunun, uğurlu nesnenin varlığına ve batıl uygulamalara bağımlı hale gelmesidir. Batıl inançlar antrenman ve müsabaka öncesi sporcuda isteksizlik, sinirlilik ve uyumsuz davranışlara sebep olmaktadır. Bu sonuçlardan hareketle, yapacağı faaliyette şansın etkili olduğunu düşünen bir kimsenin o faaliyetteki gayretini de düşüreceği ortaya çıkar. Sporcuya göre gayret göstermesine gerek yoktur, çünkü sonuç değişmeyecektir. Bu düşünce tarzı sporcuyu tembelliğe itmektedir.

ani