İki futbol yorumcusu, iki farklı tat! Yaptıkları yorumlarla diğer futbol yorumcularından ayrılan iki isim onlar!
Abone olRıdvan Dilmen:
- Hıncal Uluç'la tartışmanızdan başlayalım. Uluç yazısında (Sabah Gazetesi-16 Mart) "Derbi maçını sarı lacivertli gözlerle yorumladığını" söylemişti. - O konuda müsterihim, yorumlarıma taraftarlığımı katmadığımı düşünüyorum Zaman zaman özellikle Fenerbahçe maçlarında heyecana kapılıp taraflı davrandığım oluyordur ama eleştirildiğim konuyu hala anlamadım, maçı bir kez daha izledim. Daha çok Alex'in attığı golle ilgili eleştiri yapıldı. Ben profesyonelim, Fenerbahçe TV'de Galatasaray'ın daha derli toplu oynadığını da söyledim.
- Maç yorumlarken sizin için çok daha müdahaleci olduğunuz söyleniyor. - Tarz farkı. Ben hakemle de saha dışı işlerle de ilgilenmem. Şükrü Saracoğlu'nda maç anlatılan yerde bazı pozisyonları kaçırabiliyorsunuz, eleştirildiğim maçta da pozisyonu hissetim ve bilinçli olarak yan hakemi görmek için ayağa kalktım, üşenmedim oyunun durduğu zaman Mutlu Çelik'i aradım, Bülent Yavuz'la konuştum onlar da nizami gol dedi. Meğerse kural değişmiş, sonuçta ben günah keçisi oldum, Kural değişikliğini bilmemiz gerekirdi. Christoph Daum maçtan sonra 'hakem golümüzü yedi' dedi bu adam Fenerbahçe'nin teknik direktörü.
DAUM'U KOVABİLİR MİSİNİZ?
-Vanspor'u çalıştırdınız ama Fenerbahçe'de aynı başarıyı gösteremediniz diyebilir miyiz? - Ekonomik şartlar klüplerin başarısını etkiler. Bu anlamda Türkiye'nin en iyi yönetilen takımı da Gençlerbirliği'dir. O futbolcular kafası rahat olarak maça çıkıyor. Bence Adıyaman ve Fenerbahçe antrenörleri arasında antrenman bilgisi olarak fark yok. Adıyaman'ın hocası Durmuş Ali Çolak'la Daum arasındaki fark Daum'un teknolojiden daha fazla yararlanması. Zaten Türkiye'de üç beş hoca var devamlı yer değiştiryor önce bu konuda bir istikrar gerekli.
- 'Nöbetçi antrenörlük' gibi... - Antrenörler için bir hoca aynı yıl içinde üç takımı çalıştıramazsın diye bir kural var. Bu güzel ama aynı şey kulüpler için geçerli değil, senede dört beş tane hoca değiştiriyorlar, böyle olunca da yerli hoca kendini güvende hissetmiyor. Neden klüplere yaptırım uygulanmıyor ki? Yabancı hocalara bunu yapamazsın. Christoph Daum'u kovabilir misin?
-Vanspor'la Fenerbahçe'de çalışmak farklı ama... - Fenerbahçe'ye erken geldim. O zaman başkana bir kaç yıl daha Anadolu'da çalışıp sonra Fenerbahçe'ye geliyim dedim ama başkan beni istedi. Geliş şeklimiz doğru değildi. Sosyal tecrübemiz yoktu. Kamuoyu baskısına yenik düştük. Ben kredimden birşey kaybetmedim ama özellikle medya baskısına boyun eğmekle hata ettim.
-Futbola bakışta da sorun var diyebilir miyiz? - Mehmet Emin Karamehmet, Turgay Ciner, Aydın Doğan futbolla ilgilenmiyoruz artık dese Türkiye'de futbol biter. Kulüplerin en büyük geliri hala televizyon yayınları.
Benim yaptığım futbola teşhis koymaktan ibaret
Yorumculuğu hobi olarak yapan Ömer Üründül, futbolun içinden gelmeyen tek yorumcu.
- Futbola profesyonel ilginiz nasıl başladı? - Ben hobi olarak spor yazarlığına başladım. Meksika'daki 1986 Dünya Kupası'nda Necip Kapanlı ile tanıştım o zaman Tercüman'ın spor müdürüydü. 1989'da bana 'bu işi seviyorsun gel bizim gazetede yazı yaz' dedi. Teknik analizler yapıp, kendime has terimler kullanıyordum. Sonra Milliyet'de çalıştım şimdi de Sabah'tayım. 1996 Avrupa Futbol Şampiyonası elemelerindeki Türkiye- Hırvatistan maçında yorum yaptım. Bu biraz da benim şansım oldu, Türk futbolunun ilerleme döneminde yorumculuk yapmış oldum.
İZLEYİCİ FİKİR EDİNİYOR
-Sizin gibi maç esnasındaki yorumcunun konumu nedir? - Maçın teşhisini yapıyorsun, maç başlarken, gidişata göre analiz yapıyorsunuz. Yorumcunun en önemli özelliği izleyicinin kendine göre bir fikir edinmesini sağlaması. Yorumculuk yaparken ben oyunun akışına fazla katılmıyorum, oyunun boş alanlarında konuşmayı seviyorum bu benim tarzım, mesela Rıdvan sürekli oyun içinde konuşur o da onun tarzı.
Yerli antrenörün kaderi bu
"Kızılcahamam'da kamptayız. Ben Adana'yı Yılmaz Vural Diyarbakır'ı çalıştırıyor. Konya, Samsun gibi birçok kulüp orada. Yılmaz Hoca oradaki bütün takımları çalıştırmış, bu sene Diyarbakır otobüsüne bineceksin sakın şaşırma dedim. Türkiye'de antrenörlüğün kaderi böyle."
Almanya'da sürpriz olmaz
"Dünya futbolunda artık kesin olan şey belirli oyun şablonları yerine maça, futbolcuya göre sistemlerin geliştirilmesi. Ronaldinho'nun Fenerbahçeli Alex'ten tek farkı daha güçlü olması. Mesela Sergen, biraz daha kuvvetli olsa Ronaldinho gibi olur. Dünya Kupası'nda Güney Kore- Japonya'daki gibi bir süpriz olmaz çünkü Almanya'nın iklim yapısı takımların hepsi için eşit avantaj yaratır. Ben Kanal 1 ve atv için yorum yapacağım. Grup maçlarını yorumlasaydım, Polonya-Kostarika maçını isterdim."
Bloklar arası bağlantı sözü tarihe karıştı
"Maçı kafamda yaşarım. Yorum yapacağım takımlar hakkında bilgi alırım, sürekli maç seyrederim. Fenerbahçeliyim, Fenerbahçe'nin maçını anlatırken de objektif davranırım. Her takımın kesin bir oyun yapısı var oyun şablonu artık önemli değil. Günün futbolunun özelliği; öncelikle topa sahip olmak, fizik gücü , saha parsalizasyonu. Futbol artık tek blok halinde oynanıyor. Topun olduğu yerlerde alan daraltılıyor. Dünya Kupası'nda Kanal 1'de yorum yapacağım, böyle organizasyonlar için kesin bir şey denemez. Almanya çok güçlü görünmüyor ama favoridir. Hollanda istikrarlı, Arjantin'in futbolunu çok seviyorum."
Kaynak:
Nuh Köklü