Bir zamanlar top peşinde koşulan bir oyun, günümüzde saha içi istatistik peşinde koşulan bir oyun haline geldi.
Abone olGünümüz futbolu rakamlarla oynanan bir oyun haline geldi.
Futbol maçlarında gol çizgisi teknolojisi kullanıp kullanmama tartışıladursun, teknoloji savaşı çoktan kazanmış görünüyor.
Eskiden devre aralarında birer dilim portakal yemekle yetinilirdi, şimdi ilk yarının saha içi verileri analiz edilip ikinci yarıya onlar ışığında hazırlanılıyor.
Top hakimiyeti, alan kullanımı, yerini bulan pas sayısı... Liste uzayıp gidiyor.
Bu tür verilerin değerlendirmesi takımlara gerek maçlar gerekse idmanda büyük avantaj sağlıyor.
Örneğin, kullanılan penaltının hangi köşeye gideceği artık bir kaleci için içgüdü meselesi değil, hesap-kitap meselesi.
Takımlar artık milyonlarca veriyi analiz ederek çıkıyor sahaya.
Manchester City, A takımına yönelik veri analizi için 10 kişi istihdam ediyor.
Amaç, önemli hiç bir veriyi analiz edilmeden bırakmamak.
Gözler bilgisayar kurtlarında
Bir zamanlar okul sahalarında takımlar seçilirken, topa vurmaktansa bilgisayar önünde oturmayı tercih edenler en sona kalırdı.
Şimdi ise Premier Lig takımları en önce onları kapıyor.
Spor veri şirketi Opta'dan analist Sam Green "Önde gelen birkaç ligde son 5 senede çekilen her şutun kaydına sahibiz. Kim, hangi koşullarda, nereden şut çekiyor, biliyoruz" diyor.
Peki bu veriler ne işe yarıyor?
Sam Green'in yanıtı şöyle: "Bu veriler farklı şekillerde analiz edilebilir; örneğin, bir takım kornerlere veya serbest vuruşlara karşı nasıl davranıyor? Kontra ataklara karşı zaafları var mı?'
Ama tabii, futbolda veri kullanımının bir sınırı var.
Sam Green "Veri analiziyle oyunun tümünü öngörmemiz mümkün değil" diyor.
Dahası, 'veri devriminden' bahsedenler, futbolda kayıt tutmanın çok eskiye gittiğini görmezden geliyor.
Hocalar teknolojye nasıl bakıyor?
Modern İngiliz menajerler arasında da Sam Allardyce veri analizine vurgu yapan ilk isimlerden biridir.
Allardyce hocası olduğu Bolton'a 2000 yılında Prozone isimli bir şirketin veri analizini sokmuştu.
Allaydyce bu sayede somut, ölçülebilir ilerleme kaydettiğini ileri sürüyor.
Ancak genç kuşak menajerlerden Andre Villas-Boas "Hiçbir zaman Prozone kullanmadım çünkü bir işe yaradığını düşünmüyorum" diyor.
Tottenham menajeri "İstatistikler konusunda çok dikkatli olmak gerekir" diye de uyarıyor.
Futbol dünyasının genç kuşak hocaları arasında en gözde isimlerden biri olan Villas-Boas ise, "Futbolcunun zihninin içinde geçenler bizim için saha içi verilerinden daha önemli" diyor.