Nükleer uzmanı Prof. Dr. Cemal Niyazi Sökmen Fukushima Nükleer Santrali'nin olduğu bölgenin 40 yıl sonra temizlenebileceğini söyledi.
Abone olHacettepe Üniversitesi Nükleer Enerji Mühendisliği Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Cemal Niyazi Sökmen, Fukushima Nükleer Santrali patlamasının gerçekleştiği sahanın temizlenmesinin en az 30-40 yıl süreceğini ifade etti.
Sökmen, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Fizik Mühendisleri Odası tarafından düzenlenen, ''2. Yılında Fukushima Nükleer Santral Kazası'' konulu panelde yaptığı konuşmada, Fukuşima patlamasının tasarım ötesi bir kaza olduğunu, tasarımda göze alınmayacak derecede dış kaynakların bu kazada etkili olduğunu söyledi.
Fukushima Nükleer Santral kazasında toplam üç kor erimesi ve bir yakıt havuzu patlaması meydana geldiğini belirten Sökmen, patlama sonucunda boşaltılan bölgedeki halkın, santral çalışanlarının ve bölge çevresindeki doğal yaşamın büyük zarar gördüğünü dile getirdi.
Sökmen, Fukushima Nükleer Santral 'inin patlamasındaki sebeplere de işaret ederek, ''Patlamada deprem ve buna bağlı olarak gerçekleşen tsunami de etkili oldu ancak nükleer santral için 40 yıl önce saha parametleri doğru seçilmemiş olması, reaktör için kurulduğundan bugüne gerekli olan iyileştirmeler yapılmaması ve ortak bir nedene bağlı olarak farklı sistemler çalışmaması da bu durumda etkili oldu'' diye konuştu.
Sökmen ayrıca, patlama sonrasında sahanın atık haline geldiğini, saha dışı radyolojik etkilerin de bölgeyi etkisi altına aldığını vurgulayarak, ''Fukushima Nükleer Santrali patlamasının gerçekleştiği sahanın temizlenmesi için en az 30-40 yıl gerekli'' değerlendirmesinde bulundu.
50 SENELİK TÜRKİYE GEÇMİŞİ VAR
Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Orhan Yeşin de Türkiye'nin nükleer tarihinin bilinenden daha eski olduğuna değinerek, ''Türkiye'nin 50 senelik bir nükleer geçmişi var, mevcut nükleer çalışmalar, Türkiye'nin 6'ncı nükleer adımı olacak'' ifadelerini kullandı.
''12 Eylül'' darbesi öncesinde nükleer santral noktasında çok önemli adımlar atıldığını kaydeden Yeşin, darbenin gerçekleşmesiyle bütün projelerin rafa kalktığını söyledi.
Yeşin, 1983 yılında 3. nükleer santral kurma girişimlerinin yaşandığını, Kanada, Almanya ve ABD'den firmaların teklif verdiğini ancak bu çalışmaların da ekonomik ve politik nedenlerle başarısızlıkla sonuçlandığını bildirdi.
Nükleer çalışmalarda Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'na önemli görevler düştüğünün altını çizen Yeşin, şu anda kurulacak olan reaktörün her açıdan denetlenmesi gerektiğini belirtti.
FUKUŞİMA'NIN ETKİLERİ KÜRESEL BOYUTTA
Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Selim Sanin ise reaktörün patlamasının etkilerinin küresel boyutlara taşındığına dikkati çekti.
Sanin ayrıca, patlama sonrasında atmosferde yapılan gözlemlerde bölgenin radyoaktivitesinin yüksek seviyeye çıktığının görüldüğünü bildirdi.