Führer

Adolf Hitler, 1933’te başbakanlığa seçildikten sonra, Alman hükümeti Avrupa’daki topraklarını genişletme çabalarını hızlandırdı. 1938 Mart'ında Alman ordusu Avusturya'ya taşındı ve Almanya ile birleşti.

Kısa süre sonra Hitler, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra (1914-18) Almanya'nın kaybettiği toprakların geri dönüşünü talep etmeye başladı.

İlk hedefi, Sudetenland adında Almanca konuşan bir Çekoslovakya bölümüydü. Çekoslovakya, Almanya'ya karşı tek başına duracak ve toprakları ele geçirmesini engelleyecek kadar güçlü bir orduya sahip değildi.

Çekoslovakya'nın müttefikleri İngiltere ve Fransa toprakları üzerinde savaşmak istemediler, bu yüzden Almanya'nın Sudetenland'ı ele geçirmesine izin vermeyi kabul ettiler.

Hitler, bunun Avrupa'daki son bölgesel talebi olacağını söyledi. Gerçekte, zaten tüm Avrupa'yı fethetmek için planları vardı.

Mart 1939'a kadar Hitler'in ordusu tüm Çekoslovakya'yı ele geçirdi. Kısa bir süre sonra Hitler, özellikle Danzig liman kenti olan Polonya'yı talep etti.

Birinci Dünya Savaşı'ndan önce Danzig bir Alman kentiydi. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra, şimdi Polonya sınırlarına düştüğü halde, Almanya ya da Polonya'ya ait olmadığı anlamına gelen “özgür bir şehir” haline geldi.

Hitler, Danzig'in Almanya'ya dönmesini istedi ve aynı zamanda Polonya bölgesinden Danzig ve Almanya'yı birbirine bağlayacak bir yol yapmak istedi. Avrupalı ​​liderler artık Hitler'in taleplerini yerine getirmeye istekli değildi. Polonya, Danzig'i kullanma hakkından vazgeçmeyi reddetti ve İngiltere'ye saldırırsa, İngiltere ve Fransa Polonya'yı savunmaya yemin etti.

Ağustos 1939'da Almanya ve Sovyetler Birliği, iki ülkenin birbirleriyle savaşmama anlaşması olan Nazi-Sovyet Saldırganlık Paktı'nı imzaladı. 1 Eylül 1939'da, anlaşmanın yürürlüğe girmesinden sadece bir hafta sonra, Hitler Polonya'ya bir Alman saldırısı başlattı. Saldırganlık paktı şartlarına göre, Sovyetler Birliği, Almanya'nın Polonya'daki eylemlerine müdahale etmeyecek.

İngiltere ve Fransa, iki gün sonra Almanya'ya savaş ilan ettiler. Polonya'yı kurtarmak için çok geçti. 24 Eylül'e kadar Almanya burayı fethetmişti. Çarpıcı zafer, “blitzkrieg” Almancada "yıldırım savaşı" anlamına gelen olarak adlandırıldı.

1941 yılının ortalarına gelindiğinde Almanya, neredeyse tüm Sovyetler Birliği'nin batısında bulunan Avrupa’yı kontrol etti. Mayıs ve Haziran aylarında Norveç, Danimarka, Hollanda, Belçika, Lüksemburg ve Fransa'yı fethetti.

Almanya'nın bölge arayışı yenilmez görünüyordu. Hitler ve Sovyet lideri Joseph Stalin arasında gerginlikler yaşanıyordu. Stalin'in Sovyet bölgesini orta Avrupa’ya daha da genişletme yönündeki hamleleri Hitler’i çıldırtmıştı.

22 Haziran 1941'de, üç milyondan fazla Alman birliği Sovyetler Birliği'ni işgal etti, böylece Hitler'in Barbarossa Operasyonu adlı ünlü saldırıyı başlattı. 3 Temmuz'da yayınlanan bir radyo yayınında Stalin, ülkesini Almanya'nın saldırganlıklarının ciddiyeti konusunda uyardı.

Sonra ne oldu…

Alman kuvvetleri 1941 Eylül'ünde Sovyet şehri Kiev'i ele geçirse de, Moskova'daki ilerlemeleri başarısız oldu. Stalin dayanılmaz soğuk Rus kışlarını kendi lehine kullandı.

Eksi 40 dereceye kadar düşen bir havada karşı savaşı başlattı. Almanlar geri çekildi, ama çatışma bitmedi. Leningrad ve Stalingrad kentlerinde şiddetli çatışmalar 1942'de patlak verdi. Gıda azdı. Bir zamanlar gelişen şehirler moloz yığınlarına döndü. Binlerce Sovyet vatandaşı açlıktan öldü. Diğerleri Nazilerin eline düştü ve savaş esiri oldu.

Ancak Aralık ayına kadar Sovyet kuvvetleri Stalingrad'ı işgal eden Alman birliklerini çevreledi ve onları şehrin göbeğinde izole etti. Sovyetler Birliği'ndeki Alman propagandası, 31 Ocak 1943'te Alman kuvvetlerinin teslim olmasıyla sona erdi. Sovyetler’in Stalingrad’ın muzaffer savunması, Hitler’e ve sözde rakipsiz ordusuna şaşırtıcı bir darbe oldu.

Aralık 1941'de Amerika Birleşik Devletleri, Japon kuvvetlerinin Hawaii'deki Pearl Harbor'daki bir Amerikan Deniz Üssü'ne saldırmasından sonra resmen savaşa katıldı. Amerika Birleşik Devletleri Japonya'ya savaş ilan etti ve ardından Japonya'nın müttefikleri Almanya ve İtalya Amerika Birleşik Devletleri'ne savaş ilan etti.

İngiltere, Sovyetler Birliği ve ABD, Almanya'yı yenmek için birleşik bir strateji belirledi. Neredeyse hemen ABD ve İngiltere, Kuzey Afrika'daki Almanlara karşı bir saldırı başlattı. İngiltere ve ABD de en kısa sürede Batı Avrupa'da (batı cephesinde) bir saldırı başlatmayı planlarken, Sovyetler doğuda (doğu cephesinde) savaşmaya devam etti.

Hitler birçok cephede savaşmaya zorlayarak, Müttefikler Alman ordusunun çok ince yayılacağını ve daha kolay mağlup edilebileceğini umuyorlardı. Plan doğudan, batıdan ve güneyden ilerlemek ve Almanları üç yönden ilerleyen Müttefik ordular arasında sıkıştırmaktı.

Kısaca Hitler kimdi...

Hitler genç bir adam olarak Viyana'da birkaç yılını portreler, kartpostallar ve mağaza posterleri çizerek para kazanmak için harcadı.

Birinci Dünya Savaşı’nda Alman ordusunda görev yaparken Hitler zehirli bir gaz saldırısına maruz kaldı, bu sırada kendisini tanrılar tarafından ülkesini görkemli bir 1000 yıl boyunca görmeye davet eden Aryan (beyaz) bir kahraman olarak görüyordu.

1944'te Alman ordusunda üst düzey bazı memurlar, başarısız bir şekilde Hitler'i öldürmeye çalıştı. Hitler saldırıya, komploya karıştığından şüphelenilen yaklaşık beş bin kişiyi öldürerek yanıt verdi.

Hitler son günlerini Berlin'de bir yeraltı sığınağında geçirdi. Rus ordusu Berlin’i ele geçirirken, Almanya’nın yenilgisindeki en büyük son darbeyi vurdu. Hitler aşırı yorgundu. Saklandığı sığınağın çevresini karıştırdığı, donuk bir biçimde durduğu, tutarsız konuştuğu ve yeni savaş stratejileri planladığı bildirildi.

Avusturya doğumlu Alman lider Adolf Hitler (1889-1945) belirsizlikten dünya tarihinin en tehditkar figürlerinden biri haline geldi. Babasının onu almaya zorladığı teknik eğitim kurslarına ilgisiz kaldı, on altı yaşında okulu bıraktı ve sonunda kendini Avusturya'da buldu.

Hitler kendini genç bir sanatçı olarak görse de, Viyana Güzel Sanatlar Akademisine giriş yapması engellendi. Viyana'da yoksulluk içinde yaşarken hayal kırıklığına uğramış sanatçı, Alman milliyetçiliği ve anti-Semitizm (Yahudi nefreti) üzerine kalabalık guruplara ders vermeye başladı.

Hitler, Birinci Dünya Savaşı sırasında Alman ordusunda savaştı. 1920'de kısa süre sonra Naziler olarak adlandırılan Ulusal Sosyalist Alman İşçi Partisine katıldı. Hitler partide çok güçlü oldu.

Savaştan sonra Almanya'yı saran politik ve ekonomik kaosun ortasında, Alman halkının duygularını canlandırdı ve tek kurtarıcısı olarak kendini resmetti. Hitler tüm dikkatini siyasete odakladı, Almanya'daki Nazi Partisinin yükselişi için güçlü bir temel oluşturdu.

Führer (lider) olarak ilan edildi, saf, beyaz bir Alman ırkın tarafından yönetilen bir dünyayı öngördü. Irksal egemenlik hedefine ulaşmak için altı milyon Yahudi'nin yanı sıra tüm siyasi muhaliflerin ve devletin diğer sözde düşmanlarının öldürülmesini emretti.

Bu iğrenç kitlesel cinayetler; çoğu toplama kamplarının gaz odalarında gerçekleştirilen, şimdi toplu olarak Holokost olarak adlandırılıyor.

Hitler'in Polonya'yı 1939'da işgal etmesi İkinci Dünya Savaşı'nı ateşledi. Almanya, 1945 yılının ilkbaharına kadar Führer'in önderliğinde savaşmaya devam etti. Teslim olma yerine, 30 Nisan 1945'te Berlin'deki yeraltı sığınağında intihar ettiği bildirildi.