Medipol Başakşehir’in Norveçli yıldızı Fredrik Gulbrandsen, Galatasaray’da top koşturan vatandaşı Martin Linnes ile aralarındaki ‘Kuzeyin Kralı’ tartışmalarına son noktayı koydu. Gulbrandsen, “Galatasaray galibiyetinden sonra Kuzeyin Kralı artık benim” dedi.
Abone olSüper Lig’in ilk yarısını ikinci sırada bitiren, Avrupa Ligi’nde grubunu lider bitirip üst tura yükselerek güzel bir performans ortaya koyan Başakşehir, ikinci yarı hazırlıklarına Antalya Belek’te devam ediyor. Turuncu-lacivertlilerin başarılı futbolcusu Gulbrandsen de İhlas Haber Ajansı’na Türkiye gelme sebeplerinden takım içindeki arkadaşlık ortamına kadar birçok konu hakkında açıklamalarda bulundu.
“SEZONA İSTEDİĞİMİZ GİBİ BAŞLAMADIK”
Konuşmasına ilk yarı değerlendirmesiyle başlayan 27 yaşındaki oyuncu, “Çok istediğimiz gibi başlamadık sezona. Sezon başı inişli grafik sergiledik ama ondan sonrasında toparladık ve istediğimiz sonuçları aldık. Eğer ligin son bölümünü bitirdiğimiz gibi bir performans gösterirsek her şey bizim için çok iyi olacak ikinci yarıda” diye konuştu.
“TAKIMIN HAVASI ÇOK İYİ”
Başakşehir’e ilk geldiği dönemde takım arkadaşlarının kendisine büyük destek verdiğini söyleyen Gulbrandsen, “Açıkçası takımın havası, atmosfer çok iyi. Bu biraz da takım içi arkadaşlıktan kaynaklanıyor. Zaten takım içinde arkadaş olmak, mücadele etmek, birbiriyle forma yarışına girmek ve aynı zamanda arkadaş olabilmek önemli. Benim için de yeni bir takım yeni bir ülke. Buradaki arkadaşların bana verdiği destekle özellikle ilk geldiğim zaman bu uyum sürecimi çok çabuk atlatmamı sağladılar” şeklinde konuştu.
“ÜÇ KULVARDA DA EN İYİSİNİ YAPMAK İSTİYORUZ”
Hem Süper Lig hem Avrupa Ligi hem de Türkiye Kupası’nda yollarına devam etmelerinin kendilerini zorlayıp zorlamadığına ilişkin gelen bir soruya tecrübeli futbolcu, “Ben bu tarz olaylara Salzburg’dan alışığım. Biz Salzburg’da çok maç oynuyorduk. Takımlar eğer bir sahnede yer alıyorsa orada en iyisini yapmak ister. Biz de takım olarak oynadığımız üç kulvarda da en iyisini yapmak istiyoruz. Bu nedir; Avrupa Ligi’nde gidebileceğimiz en üst noktaya kadar gitmek, Türkiye Ligi’nde şampiyon olmak. Bu bizim için motive edici bir faktör” ifadelerini kullandı.
“KİMSE BİZİ FAVORİ OLARAK GÖRMÜYORDU''
Avrupa Ligi’nde Roma ve Borussia Mönchengladbach gibi rakiplerin arasından sıyrılıp gruptan birinci çıkarak önemli bir başarıya imza attıklarının altını çizen Fredrik Gulbrandsen, şunları söyledi:
“Böyle bir gruptan ilk sırada çıkmak çok büyük bir başarı. Yine Salzburg’da örnek vereceğim. Orada da Dortmund ve onun gibi birçok büyük takımlara karşı mücadele etmiştik. Dışarıdan bir göz olarak baktığınızda Mönchengladbach, Roma’nın olduğu grupta Başakşehir favori olarak gösterilmiyordu. Kimse bizi favori olarak görmüyordu. Ama bu bazen işinize yarıyor. Favori olarak gösterilmediğiniz bir gruptan birinci çıktık. Bu bence dikkate alınması gerek çok büyük bir başarı.”
“SÜPER LİG, OYNADIĞIM EN İYİ LİG”
Süper Lig’de bütün takımların birbirini yenecek seviyede olduğunu dile getiren turuncu-lacivertli oyuncu, “Süper Lig bu zamana kadar oynadığım en iyi, en kaliteli lig. Bu ligde herkes birbirini yenecek güce sahip. Her ne kadar takımlar arasında fark var gibi gözükse de ligde her takımın iyi futbolcuları var. Her takım kaliteli ve birbirini yenecek gücü var. Burası bütün takımların şansı olduğu bir lig” dedi.
“ASIL POZİSYONUM SOL AÇIK DEĞİL”
Hücum hattında Crivelli ve Visca ile etkili bir üçlü olduklarının hatırlatılması üzerine Gulbrandsen, “Hem Enzo Crivelli hem Edin Visca çok kaliteli oyuncular. Benim pozisyonumla ilgili ise Türkiye’ye gelmeden önce sol açık pozisyonunda çok fazla oynamamıştım. Asıl pozisyonum burası değil. Ama ona rağmen elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Umarım zaman geçtikçe burada kendimi daha da geliştirebilirim ve bu pozisyonun gereğini çok daha fazla yerine getirmek isterim” açıklamasını yaptı.
“BURAYA EN BÜYÜK GELME NEDENLERİMDEN BİRİ OKAN BURUK”
Teknik Direktör Okan Buruk ile takıma katılmadan önce görüştüklerini ve bunun da tercih sürecini etkilediğini belirten Norveçli yıldız, “Buraya en büyük gelme nedenlerimden biri Okan Buruk’tu. İmza atmadan önce transfer sürecinde onunla konuşma şansı bulmuştum. Benimle konuşma tarzından dolayı, bana orada kulüple ilgili anlattıkları şeyler benim seçimimi kolaylaştırmıştı. Kendisinin ne kadar başarılı bir hoca olduğunu görüyoruz zaten aldığı sonuçlarla. Çünkü sürekli takımın yanında, takıma yardım etmek için elinden geleni yapan bir antrenör kendisi” diye konuştu.
“AGRESİF BİR OYUNCUYUM”
Kariyerinde sadece 1 kırmızı kart görmesinin oyun tarzıyla alakalı olup olmadığına ilişkin de Gulbrandsen, şu ifadelere yer verdi:
“Ben biraz daha akıllı olmaya çalışıyorum. Çünkü eğer bir oyuncu sarı kart gördüyse ikinci gördüğü zaman bu kırmızı olur. O yüzden sarı kart aldıktan sonra çok daha dikkatli oluyorum. İkinci sarı kartı almamayı kafamın bir kenarına yerleştiriyorum. Ama oyun tarzımla bunun alakası yok. Oyun tarzıma baktığınızda çok agresif bir oyuncuyum. Çok çalışırım, takım için elimden geleni yaparım. Bunları birleştirince oyun tarzımla alakalı olmadığını görüyoruz sadece kart gördüğüm zaman akıllı olmaya çalışıyorum.”
“GALATASARAY MAÇINDA BİR ŞEYLER OLACAĞINI HİSSETTİM”
Süper Lig’in 12. haftasında Başakşehir’in deplasmanda Galatasaray’ı 1-0 mağlup ettiği maçta takımının tek golünü atan Fredrik Gulbrandsen, söz konusu müsabakaya ilişkin duygularını şöyle aktardı:
“Orada bizim aldığımız galibiyetten sonra Galatasaray’ın yenilmezlik serisinin bittiğini konuşuyor ama bence önemli olan bizim burada 3 puan almamızdı. Ben oyuna sonrada dahil olmuştum. Maçın başından beri oynayan arkadaşlarım çok büyük efor sarf etmişlerdi. Takım olarak çok büyük bir mücadele göstermiştik. İnanın ısınmaya gittiğim ilk andan itibaren o gün özel bir şeyler olacağını hissediyordum. Zaten oyuna girerken de bu duyguyla girmiştim. Orada aldığımız 3 puan çok değerliydi.”
“LİNNES KADROYA ALINMADIĞINDA ÜZÜLDÜM”
Galatasaray’da forma giyen vatandaşı Linnes’in ligin ilk yarısında sözleşmesinin dondurulmasına üzüldüğünü sözlerine ekleyen Norveçli, “Onun bu dönemiyle ilgili konuşmak gerekirse de kendisi çok iyi arkadaşım. İstanbul’da sürekli görüşüyoruz ailecek. Kadroya alınmadığında çok üzülmüştüm bir arkadaş olarak. Ama baktığınızda aynı anda sevindim çünkü rakip takımın değerli bir oyuncusu yarım sezon boyunca oynayamadı. Bize karşı da oynayamadı ki bu bizim için önemli bir avantajdı. Biraz karışık bir duydu” dedi.
“KUZEYİN KRALI BENİM”
Gulbrandsen, Linnes ile aralarında tatlı sert bir atışmaya neden olan Kuzeyin Kralı tartışmasında ise son sözü söyledi. Fredrik, “Bu yarışın içinde olanların kendini böyle adlandırmaması lazım ama ortada somut bir şey var; Galatasaray galibiyetinden sonra ‘Kuzeyin Kralı’ artık benim” dedi.