Türk asıllı, Türkiye ve Fransa vatandaşı ünlü gazeteci Kenize Murad, Fransa'ya sert çıktı
Abone olTürk asıllı, Türkiye ve Fransa vatandaşı ünlü gazeteci Kenize Murad, Fransa Parlamentosu’nun Ermeni soykırımı tasarısını yeniden gündeme getirmesine manifesto (bildiri) gibi bir yazıyla karşı çıktı. "Fransa Parlamentosu’nun bu girişimi, entelektüel terörizmdir. Stalin ve Hitler’in başvurduğu yöntemlerdir" diye yazan Murad’ın yazısı şöyle:
BU kadarı da fazla! Avrupa’nın küstahlık ve kötü niyeti, sınırlarının sonuna varmış durumda.
Ama Türkiye, kesin olmayan Avrupa Birliği üyeliğinin muhtemel yararları uğruna bile olsa Avrupa’nın dayatmaları karşısında boyun eğemez.
Dün, Avrupa Parlamentosu temsilcisi, Türiye’nin Avrupa Birliği üyesi olabilmesi için "Ermeni soykırımı"nı kabul etmesini bir koşul olarak öne sürdü.
Bu yetmiyormuş gibi, Rum Pontus ve Süryani soykırımlarının kabul edilmesini de bol keseden istedi. (Kimileri de olası bir "Kürt soykırımı" iddiasının eli kulağında olduğunu anımsatıyorlar.)
HOLLANDA’DAKİ TÜRK’ÜN ONUR DERSİ
Bugün, Hollanda’nın iki büyük siyasal partisi, "Ermeni soykırımı"nı kabul etmedikleri gerekçesiyle Türk kökenli Hollandalı adaylarını seçim listelerinden çıkardılar.
İlkin, aydın onuru uğruna siyasal geleceklerinden vazgeçme cesareti gösterdikleri için bu insanları kutlamamız gerek.
Kimi "aydınlar"a esin kaynağı olması gereken bir aydın onurundan söz ediyorum!
Aslına bakarsanız, her iki yanda ciddi tarihçiler (tabii ki militan olmayanlar), soykırım olmuş olsun ya da olmasın, "soykırım"ı kabul etmek yerine hepimizin okumamız, araştırma yapmamız, bilgi edinmemiz, hoşgörü içinde tartışmamız gerektiği konusunda birleşmektedirler.
ELEŞTİRİYORSUNUZ AYNISINI YAPIYORSUNUZ
Bilgi sahibi olmadan onaylayan, dahası yasa çıkartıp cezalandıran bazı Avrupa hükümetleri, kendi ilan ettikleri düşünce ve ifade özgürlüğü ilkeleriyle tam anlamıyla çelişki içinde bulunmaktadırlar.
Türkiye, Ermeni soykırımı olduğunu söyleyen ya da yazan kişileri yargıladığı için kınanıyor.
Ama Fransa da soykırım olmadığını söyleyenleri yargıç önüne çıkartarak aynı şeyi yapmaktadır.
YILLARCA ÖLÜM TEHDİTLERİ ALDILAR
En ünlü Osmanlı tarihi uzmanı Amerikalı Bernard Lewis, soykırım değil, iç savaş sırasında katliam olduğunu söylediği için Fransız mahkemesi tarafından mahkûm edildi.
Bir başkası, seçkin Osmanlı tarihi uzmanı Fransız Gilles Veinstein, araştırmalarının sonucuna dayanarak soykırım olmadığını yazdığı için meslek hayatının tehlikeye düştüğünü gördü.
Kendisi ve ailesi yıllarca ölüm tehdidi aldı.
Bundan sonra da bu konuda ağzını açamadı.
İNSANI SUSTURMAK ENTELEKTÜEL TERÖRİZM
İnsanları korkutarak bir konuda konuşmasını ya da yazmasını engellemeye "entelektüel terörizm" adı verilir.
Üstelik bu, insan hakları ve ifade özgürlüğü şampiyonu olan bir ülkede olmaktadır.
Daha da beteri, Ermeni soykırımını kabul etmeyenleri beş yıla kadar hapisle ve on binlerce Euro para cezasıyla cezalandırmayı öngören bir yasa çıkartması için Fransız parlamentosuna büyük bir baskı yapılmaktadır.
Bu türden bir mahkûmiyetin Fransa’da mesleki ve toplumsal bir ölüm anlamına geldiğini ve ayrıca hiçbir gazete ya da yayınevinin sizi yayınlamaya cesaret edemeyeceğini söylemek gerekmez bile.
YOLUNUZ HİTLER VE STALİN’İN YOLU
Siyasal çıkarlar doğrultusunda tarihin yeniden yazdırılması, Hitler ve Stalin türünden diktatörlerin her zaman yaptıkları bir şeydir ve bunun büyük felaketlere yol açtığı çok iyi bilinmektedir.
Bundan dolayı, "Ermeni soykırımı"nı kabul etmeyenleri mahkûm etmeyi amaçlayan yasa tasarısına tepki olarak, birkaç ay önce, Fransa’nın en büyük tarihçi ve yazarları da aralarında olmak üzere 600 kişi, "Tarih İçin Özgürlük" adını verdikleri bir topluluk kurdular ve gazetelerde bir açık mektup yayınladılar.
FRANSIZ TARİHÇİLERİN MEKTUBUNA KULAK VERİN
Mektubun bir bölümü şöyle:
"Özgür bir devlette, bir tarihsel gerçeği tanımlamak ne parlamentonun, ne de yargı erkinin işidir. Devletin siyaseti, gerisinde çok iyi niyetler de olmuş olsa, tarihin politikası değildir.
Özellikle 13 Temmuz 1990, 29 Ocak 2001 ve 23 Şubat 2005 tarihli yasa maddeleri, bu ilkeleri ihlal ederek tarihçinin özgürlüğünü kısmakta ve cezayla tehdit ederek, araması ve bulması gereken şeyi ona söylemekte, ona yöntemler buyurmakta ve sınırlarını saptamaktadır.
Demokratik bir rejime layık olmayan bu yasa maddelerinin yürürlükten kaldırılmasını talep ediyoruz."
* * *
Önümüzdeki 12 Ekim 2006 tarihinde karar verecek olan Fransız parlamentosu, onları dinleyecek mi acaba?
KENİZE MURAD
Yargıladınız
Kenize Murad’ın "Yargıladınız" dediği, İslam tarihi ve Müslümanlar ile Batı arasındaki ilişkiler konusunda uzman olan Bernard Lewis, Princeton Üniversitesi’nin Yakın Doğu Araştırmalar Kürsüsü’nde görevli. 1916 Londra doğumlu olan Lewis, özellikle Osmanlı tarihi konusunda otorite kabul ediliyor ve kendisi "savaş sonrasında İslam ve Ortadoğu konusunda en etkin tarihçi" olarak sayılıyor. Lewis, 1993 yılında Le Monde Gazetesi’ne verdiği bir demeçte 1915 yılında Ermenilerin Osmanlılar tarafından öldürülmesinin bir ’soykırım’ olmadığını, ’savaşın bir yan ürünü’ olduğunu söylemişti. Paris’te bir mahkeme bunu Ermeni soykırımının inkarı olarak kabul etmiş ve tarihçiyi sembolik olarak 1 Frank para cezasına çarptırmıştı.
Susturdunuz
Kenize Murad’ın "Susturdunuz" dediği, 1998’den beri College de France’da tarih profesörü olarak görev alan Gilles Veinstein’ın da uzmanlık alanı Osmanlı tarihi. Türk tarihi bölümünün başkanı olan Veinstein, 1915 olaylarının ’soykırım’ olarak tanımlanamayacağını, bunun Ermeni milisler tarafından kışkırtıldığını söyleyerek Ermeni diasporasının tepkisini çekmişti. Bunların sonucunda Veinstein ölüm tehditleri almış ve meslek hayatı tehlikeye girmişti. Ardından da sessizliğe bürünmüştü.
Kaynak :