Büyük krize son 15 gün. Fransızlar 400 bin oyu için Soykırım yasasını onaylarsa büyük gürültü kopacak.
Abone olBüyük krize son 15 gün. Fransızlar 400 bin oyu için Soykırım yasasını onaylarsa büyük gürültü kopacak.
Yazar: Mehmet Ali Birand
Kaynak: Posta
-------------
Büyük krize 15 gün kaldı
Eğer Fransız politikacılar ne yaptıklarının farkına varmazlar ve Ermeni diasporasının 400 bin oyu için Soykırım yasasını oylarlarsa, Türkiye ile Fransa arasında dev bir kriz çıkacak.
Şu anda yaşadıklarımıza inanamıyorum.
Koskoca bir Fransa, tamamen oy uğruna, koskoca Türkiyei kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya, ancak Pariste kimse durumun vehametinin farkına varmıyor. Adeta kimsenin umurunda değil. Türkiyede yatırımı olun Fransız firmaları, Türkiyeyi yakından izleyen Fransız resmi ve özel yetkililer saçlarını başlarını yoluyorlar. Ankaradaki Fransız büyükelçiliği, etrafa göstermeden Parisi sürekli uyarıyor. Ancak, 400 bin Ermeni kökenli oy, politikacılara daha cazip geliyor.
Düşünebiliyor musunuz, 18 Mayıs günü Fransız Parlamentosunda, sözü edilen taslak yasalaştığı taktirde, kim Ermeni Soykırımı olmamıştır derse 1 yıl hapse girecek ve 45 bin Euro ceza ödeyecek.
Doğrusunu söyleyeyim, bu satırları yazarken dahi inanamıyorum. Oysa her geçen gün, büyük krize biraz daha yakınlaşıyoruz. Pariste kimseler DUR demezse, Fransa ile kafa kafaya çarpışacağız.
Fransız Sosyalist Partisi, 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde Ermeni diasporasına çiçek atıp 400 bin oyun bir bölümünün kendilerinde kalması için çaba harcarken, kimse uzun vadeli düşünmüyor.
Biz, kendi politikacılarımızı vizyonu olmadığı için eleştiririz. Meğer Fransız meslekdaşlarının vizyonları hepten yokmuş. Bir Fransız parlamenterin deyimiyle, Fransada lider kalmamış. Piyasayı küçük hesaplı, dar görüşlü politikacılar sarmış.
Ermeni diasporası, aslında çok iyi bir zamanlama yapmış. Bir yandan seçimler, öte yandan da AB genişlemesi ve İslam aleyhtarı akımlardan da yararlanıyorlar.
Türkiyenin AB yolunu kesmek isteyenler, özellikle karikatür kriziyle birlikte güçlenen İslam düşmanlığını yapmaya çalışanlar da Ermeni tasarısına destek veriyorlar. Özetle, rüzgar Ermenilerden yana esiyor. Soykırımcıların yelkenlerini dolduruyor.
Türkiye ile ilişkiler bozulacakmış, ortaya çıkacak krizin ekonomik ve siyasi yankıları uzun yıllar sürecekmiş, kimseleri ilgilendirmiyormuş gibi bir hava var.
Fransa, tarihinin kötü bir döneminden geçiyor.
Başıboş bir gidiş var.
Liderlik sorunu giderek yaygınlaşıyor.
Hep merak ediyorum. Fransayı yönetenler gerçekten durumun farkında mı değiller, yoksa Türkiye ile ilişkilerin bozulmasını umursamıyorlar mı?
* * *
IRAK SINIRINDAN AYRILMAYACAĞIZ
Dışişleri Bakanı Abdullah Gülün Salı akşamı Kanal D Ana Haber bülteninde yaptığı açıklamalar, bu ülkenin orta vadeli Kuzey Irak politikasına önemli bir ışık tutuyor.
Özetlemek gerekirse, Gülün temel mesajı şuydu: Türkiye, Irak sınırına bir güç yığmıştır... PKKnın sızmaları bitene kadar bu sınırda kalacaktır...Bu konuda Irak hükümeti ile de mutabakat halindeyiz...
Bu açıklama, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) kısa ve orta vadede sınır boyunda kalacağının sinyalidir. Irak topraklarına girip girmediği veya kaç kilometre gireceği de artık önemli değildir. Anlaşılan Ankara, Washingtondan gereken sinyali almış ve Bağdat ile de görüş birliğine varmış.
Ankaranın Irak hükümetiyle mutabık kalması çok önemli. O dağlarda, sınırın birkaç yüz metre geçilip geçilmemesi de artık sorun değil. TSK bir yerde, Iraklıların işlerini de yerine getiriyor. Sınırın, elek gibi delik deşik kalmasını Iraklılar da istemiyorlar.
Böylece, durum netleşmiş oluyor.
Türk-Irak sınırı, yaklaşık 20-30 bin asker tarafından kontrol altında tutuluyor ve kısa menzilli giriş çıkışlar dışında, TSK, Kuzey Irak içlerine kadar, derinlemesine herhangi bir sıcak takip harekatı yapmayacak. Ayrıca, Kuzey Iraktaki bin kişi civarındaki kuvveti de, aynı yerde kalmaya devam edecek.
Washington-Ankara- Bağdat üçgeninde de, bu konuda görüş birliği var.
İşte son durum böyle.
Artık, gereksiz harekat spekülasyonlarının peşini bırakalım.