TRT'nin Fransız istihbaratı, Fransız çimento devi Lafarge ile terör örgütleri PKK ve DEAŞ arasındaki ilişkiyi konu edinen 'The Factory' isimli belgeselinin ikinci bölümünde Lafarge'nin Fransız casus örgütleri için bir paravan görevi gördüğü, DEAŞ'ın Lafarge'yi önemli bir gelir kaynağı olduğu ve askeri stratejisini geliştirmek için kullandığı ortaya konuldu.
Abone olTRT'nin resmi belgelere dayanarak Fransız çimento devi Lafarge'nin Suriye'de terör örgütleriyle ilişkilerini belgeler ve tanıklıklar üzerinden anlatan 'The Factory' belgeselinin ikinci bölümü TRT World ve TRT Haber'de yayınlandı.
Belgeselde Ağustos 2014'te terör örgütleri DEAŞ ve PKK'nın yeni bir anlaşmaya gittiği ve anlaşmayla iki terör örgütünün de her çimentodan pay aldığı ortaya konuldu.
Anlaşmaya göre Lafarge'nin PKK ve DEAŞ'ı finanse edeceği ve böylece Suriye'deki fabrikasının açık kalacağı tespitine yer verildi.
Fransa'da dönemin Maliye Bakanı Michel Sapin'in bu anlaşmadan haberinin olduğu ise Fransa Maliye Bakanlığının yasal postasından doğruca Sapin'in ofisine gönderilen nottaki 'Lafarge'nin DEAŞ'ın finansmanına katkı sunduğu' ifadesiyle ortaya konuldu.
Bu süreçte Avrupa Birliği (AB) ve Fransa'nın Lafarge'yi sorgulamamasına dikkat çekilen belgeselde anlaşmadan birkaç gün sonra DEAŞ'ın Lafarge'yi PKK ile paylaşmak istememesi ve anlaşmadan çekilmesi üzerine iki terör örgütü arasında Lafarge fabrikasının kontrol mücadelesinin başladığına işaret edildi.
PKK'nın Suriye kolunun görünüşte DEAŞ'ı Suriye'nin kuzeyinden sürmek için Kobani'de kanlı bir savaşa giriştiği anlatılan belgeselde bu mücadelenin asıl nedeninin Lafarge'nin hakimiyet mücadelesi olduğu vurgulandı.
DEAŞ için Lafarge'nin önemli bir üs olmanın yanı sıra büyük bir gelir kaynağı olduğu, örgütün askeri stratejisinde de önemli rol oynadığı ve çimentoyla tüneller inşa ettiği belgelendi.
Fabrika yönetiminin DEAŞ hakimiyetinden önce DEAŞ'ın filolarına girişini uzaktan engelleyebileceğine işaret edilen belgeselde yönetimin DEAŞ'la iş birliği yapmayı tercih ettiği ifade edildi.
Ortaya konulan belgelerle Fransa'nın ve istihbarat servislerinin DEAŞ'ın Lafarge'nin silolarında kalan çimentodan 11 buçuk milyon ABD doları kar elde ettiğini bildiği vurgulandı.
Sızan yüzlerce elektronik posta, rapor ve diplomatik belgenin Suriye'deki Lafarge çimento fabrikasının Fransız casus örgütleri için bir paravan olduğunun altı çizildi.
DEAŞ'ın Fransa'ya saldırısı ve Lafarge'nin hukuki süreci
Şubat 2015'teki bir Fransız istihbarat raporunun da DEAŞ'ın Lafarge'dan ve Kobani'den çekildiğini kanıtladığı anlatılan belgeselde bunun üzerine DEAŞ'ın intikam planladığına işaret edildi.
DEAŞ'ın Kasım 2015'te Paris'teki kanlı saldırılarına ve saldırıdan kurtulanların görüşlerine yer verildi.
Paris saldırılarıyla Lafarge arasındaki bağlantının DEAŞ'ın temsilcisi Ebu Lokman olduğu kaydedilen belgeselde Lafarge ile pazarlığın da aynı kişi tarafından yürütüldüğüne dikkat çekildi.
Fransa'da devam eden Lafarge soruşturmasına yakın bir isim tarafından sızdırılan belgenin 2013'ten itibaren Fransız casusluk kurumlarının Lafarge, DEAŞ ve El Kaide'nin Suriye kolu arasındaki anlaşmalar konusunda düzenli olarak bilgilendirildiğinin altı çizildi.
Kasım 2016'da Suriyeli 11 eski Lafarge işçisi ve insan hakları örgütlerinin Paris'te Lafarge yönetimine karşı açtığı suç duyurusu sonrasında başlayan adli soruşturma ve hukuki süreç de anlatıldı.
Lafarge'ın Holcim şirketiyle birleştikten sonra merkezini İsviçre'ye taşıdığı belirtilen belgeselde Eylül 2021'de Lafarge'ın insanlığa karşı suç işlemeye iştirak suçlamasını düşürmek için yaptığı başvurunun reddedildiği hatırlatıldı.
Fransa'nın STK'lerin söz konusu davada müşteki sayılamayacağı kararı onadığı ve dosyalara erişimini engellediği de belirtildi.