BIST 10.648
DOLAR 32,75
EURO 35,09
ALTIN 2.450,33
HABER /  DÜNYA

Fransa 11 Eylülü söylemiş

11 Eylül saldırılarından ABD'nin Fransa tarafından da haberdar edildiği ortaya çıktı. ABD bu işi biliyordu.

Abone ol

Fransız istihbaratçılarının, 11 Eylül saldırılarından 8 ay önce Amerikalı meslektaşlarını uçak kaçırma planından haberdar ettiği ortaya çıktı.

Fransa'da yayımlanan Le Monde gazetesi, bugünkü sayısında Fransız Dış İstihbarat Örgütü'nün "gizli" damgalı bir belgesinin suretine yer verdi.

5 Ocak 2001 tarihli 5 sayfalık belge "İslamcı radikallerin uçak kaçırma planı" başlığını taşıyor.

Gazete, belgenin Paris'teki CIA şefi Bill Murray'a iletildiğini de yazdı.

Belgede, Usame bin Ladin liderliğindeki El Kaide elemanlarının, silahlı Çeçen grupları ve Taliban hareketiyle işbirliği içinde, 2000 yılının başlarından beri uçak kaçırma hazırlıkları yaptığı belirtiliyor.

Fransız belgesinde, bir Amerikan uçağının, Frankfurt'tan kalktıktan sonra Afganistan'a kaçırılabileceği yorumu yapılıyor.

Belgede, uçak kaçırma eyleminin hedef alabileceği 7 şirketten bahsediliyor.

Hava korsanlarının 11 Eylül'de hedef aldığı American Airlines ve United Airlines şirketleri listede bulunuyor. Fransız istihbarat servisi yetkilileri, haberle ilgili yorum yapmadı.

"Terörle savaş deyimi, teröristleri güçlendiriyor"

Bu arada, İngiltere'nin artık "terörle savaş" sözünü kullanmadığı bildirildi.

Uluslararası Kalkınma Bakanı Hilary Benn, 11 Eylül saldırılarının ardından ABD Başkanı George Bush tarafından popüler hale getirilen bu deyimin, "kendilerini büyük bir mücadelenin parçası gibi görmelerine yol açarak teröristleri güçlendirdiğini" belirtti.

Benn, New York Üniversitesi'nde yapacağı bir konuşmanın önceden dağıtılan metninde, "terörle savaş" sözünü kullanmayacaklarını belirterek "Çünkü sadece askeri yöntemlerle kazanamayız" dedi.

Benn, Amerikalılara da aşırı uçları yenmek için askeri gücün yanı sıra fikirler ve değerlerin "yumuşak gücünü" kullanmalarını tavsiye etti.

İngiltere Başbakanı Tony Blair'in adının açıklanmasını istemeyen bir sözcüsü, Blair'in bu sözü en son ne zaman kullandığını hatırlamadığını söyledi.