BIST 9.443
DOLAR 34,42
EURO 36,45
ALTIN 2.842,15
HABER /  GÜNCEL

FP'ye neden 'hurda parti' dendi

Parti nasıl kuruldu? Fazilet Partisi'ne neden 'Hurda' dendi? AK Parti kimleri Atatürk'e şikayet edecek? İşte cevaplar

Abone ol

Baki Karakol- AK Parti'nin doğuş yeri varoluş yeri..

Milletin özlemleri.

Baki Karakol- Hayır doğuş yeri diyorum

Milletin özlemleri

Baki Karakol- Hayır şunu diyorum. Maalesef bugünkü Atatürk Türkiyesi'nin devrimlerine ters düşecek, İslam devleti projelerini gerçekleştirmek isteyecek bir zihniyetten geldiği artık inkar edilemez.

Siz inkar etmeyin, hergün kabul edin. Önemli olan milletin ne dediğidir. Ben diyorum ki ben buyum. Partinin kuruluş çalışmalarında ben Başkakan'la 14 kişilik heyetin içinde hep çalıştım. Geliş yerim bu, kafamın arkasında bu.. Cemil Çiçek abinin bir sözünü Başbakan’a ilettim. Partinin kuruluş aşamasındaydı, dedi ki “Bu siyasi partiler otoparkında yeni bir araca yer yok. Dolayısı ile biz eski partilerden biri ile devam edelim.” O zaman Başbakan'a dedim ki;  “Sayın Erdoğan bu siyasi partiler otoparkında yeni bir partiye ihtiyaç vardır, çünkü mevcut partilerden hiç birindern memlekete hizmet getirmedi.. Çünkü onlar hurdaya çıkmış. Millet onları defterden silmiş. Bu parti yeni bir parti olmalı, vizyonu ile hedefleri ile parti programı ile ortaya sunacağı projeleri ile..” ve biz bunu yaptık. Ama siz hala ya siz şuydunuz bilmem ne vardı diyebilirsiniz, serbestsiniz.

Baki Karakol- Peki siz yüzde 32'yi dikkate alıyorsunuzda..

34. (gülüşmeler...), İstanbul'da da yüzde 37

Baki Karakol- Öte yandan yüzde 66

66'yı da siz toplayın. Getirin bir araya Meclis'e getirin. Yani sistem bu

Baki Karakol- Bu seçim sistemi ciddi bir avantaj değil mi efendim.

İlahi Baki Bey. Bari bu seçim sistemini bize yüklemeyin. Herkes savundu. Baykal da savundu. ANAP, DSP, DYP, CHP’nin iktidarlarda olduğu dönemlerde iktidarda olan tüm partiler bun sistemi savundu. Şimdi bunun suçlusu biz mi olduk

Baki Karakol- Bu yanlış mı? Yanlış. Yanlışları düzeltmek için gelmediniz mi? Bu yanlışlardan biri de seçim sistemi. Çünkü alıyorsunuz yüzde 1'lik oyu Meclis'te yüzde 2 olarak yansıyorsunuz. Bu sizin başınıza da başkasının başına da gelebilir. Mevsut seçim sistemi Türkiye'nin bir ayıbı. Niye bunu değiştirmek için bir çalışmanız yok. Öncelik tanınmıyor.

Baki Karakol- Ama toplumu gerecek konulara öncelik veriliyor.

Hangi toplumu gerecek konular. 17 Aydır bir tane oldu. YÖK Yasası dışında sayın bakalım. Bir tane daha gerginlik nedeni sayın Baki Bey?

Baki
Karakol-
Türbanlılardan tutun, Başbakan mitinglerinde işsiz genci azarladı. Bu bir toplumu germektir.

Cımzıbla çekmeye devam edecek misiniz Baki Bey (Gülüşmeler)

Baki Karakol- Bu tür söyleşilerde yorum getirmeyi hiç sevmem. Gazetecilik anlayışım gereği. Ama görünen bazı şeyler var. Ben gerginlik olduğunu seziyorum.

Bizim toplumu germemek için 17 aydır yaptığımızı en çok sizin takdir etmeniz lazım. 17 ayda en çok gerilim yapacak konuyu biz gerilimsiz aştık. Kıbrıs sorununu biz gerilimsiz aştık. Avrupa Birliği konularındaki çalışmaları biz gerilimsiz aştık.

Baki Karakol- Gerilimle aştık diyecektiniz başkanım bir terslik oldu

Geçen dönemde öyle şeyler oldu ki bu ülke aşırı gerilimleri yaşadı. Bir günde yüzde 25 fakirleşti bu ülke. Bunları lütfen unutmayalım..

Baki Karakol- Ama başkanım dolar da 1 milyon 300'den 1 milyon 500'e geldi dayandı çaktırmadan..

Aldığımızda kaçtı? 1, 700 idi değil mi iktidara geldiğimizde? Bak ne kadar çok düzeltmişiz ki, dolar bir türlü 1.700 olmuyor. Sizin tüm çabalarınıza rağmen hem de.. (Gülüşmeler...) Başarımızı bir taraftan takdir edin. Acımasızca konuşun ama ne olur varları yok sayıpta az önce dediğiniz gibi “ülkeyi geriyorsunuz” demeyin.

Baki Karakol- Sizi iki konuda takdir ettim. Uzanlar konusunda sizi takdir ettim. İkincisi Melih Gökçek'i kontrol altına aldınız.

Daha çok var. Hortumlamayı kontrol altına almadık mı? Bizim dönemimizde hortum var mı? Mutlaka eksiğimiz ve yetersizliklerimiz var. Ama Türkiye 2 yıl öncesine göre çok daha iyi yönetiliyor ve bunun gayreti var. Ben İstanbul'da 45 bin arkadaşımla çalışıyorum. Hiç birinin yanlış yapmayacağı gibi bir garantiyi verebilmem mümkün mü? Değil. Hepsi çok mükemmeldir diyebilmem mümkün mü? Hayır. Ama bunun en iyi olması için samimi gayret ve duyarlılık var mı? Eğer bu varsa bu ülke birşeyleri yakalar. Ama orda bunu görmeyeyim, ordakini hoş göreyim, bu bizim sanayici arkadaşımız bize yardım etmişti, dersek bu ülkeye yanlış yaparız.

Baki Karakol- Bizim için haber, iktidardasınız "bunlar başarılarımız" değil, “başarısızlıklarımız bunlardır” dediğiniz zaman haber olur manşet olur.

Ama siz de başarılarımızı yazın canım. Hep böyle başarısızlığı yazacaksınız. Niye yani bu ülkeliye düşman mısınız yani

Baki Karakol- AK 'nin...

Niye AK Parti demiyorsunuz

Baki Karakol- Niye AK Parti diyeyim başkanım?

Bir kurumun adını koyma hakkı kime aittir?

Baki Karakol- Bu kurum şahsi değildir. Devlet sistemi ile bütünleşmiştir. Adalet ve Kalkınma Partisinin yasal kısaltılması nedir?

AKP
Değildir. Bakın yasal olan da AK Parti'dir. Ben bunun tescilini yaptırmışım. Kısa olarak AK Parti olarak tescilini yapmışım. YSK'da ise AK Parti olarak çıkar. Benim haklarıma saygılı olun hepsi o kadar, başka bir şey istemiyorum.

Baki Karakol- Sineye çektik içimize sindiriyoruz.

Benim sizin haklarınıza saygılı olmamı arzu ediyorsanız siz de benim haklarıma saygılı olacaksınız.

Baki Karakol- Başkanım özür dilerim AK Parti diyemem ben..

Baki bey ben sizin adınıza Baki Bey yerine Faki diyeyim, benim içimden öyle geldi. Olabilir mi olmaz ya?

Baki Karakol- Önemli değil önemli olan beyinin içidir yani. Siz AKP olarak Atatürk’le Atatürk İlkeleri ile Atatürk Cumhuriyeti ile barışık mısınız?

Cumhuriyetin tüm değerleri ile barışığız.

Baki Karakol- Başka bir cumhuriyet varmı ki?

Yoksa siz başka bir cumhuriyet kurdunuz da ondan benim mi haberim yok ya.

Baki Karakol- Niçin Atatürk sözünü kullanmadan çok geniş manalara giden Cumhuriyet sözcüğünü kullanıyorsunuz?

Niye çok geniş anlamı olan manayı daraltıyorsunuz? O cumhuriyet ki kurucusu bellidir.

Baki Karakol- Atatürk ilkeleri ile barışık mısınız?

Sorunumuz yok.

Süleyman Özışık- Sayın Başkan.. Şu an Ahmet Necdet Sezer'in yerine Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan olsa ve sizin az önce bahsettiğiniz YÖK’e atanacak 5 rektörü atasa acaba ne olurdu?

Baki Bey'e soracaksınız (Gülüşmeler...) Tabi Türkiye burası.. Varsayımlarla şöyle olacak demek doğru değil. Türkiye Cumhuriyeti Büyük Millet Meclisi'nde olmamalı. Hayali şeyler konunuşuyoruz. Ne yazık ki aydınlar bu zemini bu noktaya taşıyor.

Hadi Özışık- Siz vurduğunuz zaman ses geldi. Yani bu YÖK Yasası ertelendi, gündeme getirildi. Birileri  60'lı yılları hatırlatıyor. YÖK Başkanı Teziç’ten bahsediyorum.  Öte yandan Üniversiteler Arası Kurul Başkanı Akışık "İmam devlet" diyor. Muhalefet, İHL mezunlarını yarbay yapacağınızı söylüyor. Şunu anlıyamıyorum. Bu gerginlik değil de nedir.

Ben gerginlik yok diye bir şey söylemedim. Önemli olan kafaların çağdaş ve demokrat bir anlayışa gelmesidir. Bu akşamdan sabaha olacak bir hadise değil. YÖK yasasında bizim dışımızda şikayetçi olmayan rektör, dekan, öğretim görevlisi, üniversite öğrencisi, toplasan yüzde 10 yoktur. Demek ki bir problem var. YÖK 'te şu an bir sıkıntı var ki üniversitelerin yüzde 90'ı şikayetçi. Ya bu tavşanın suyunun suyunun suyudur. İşin özünü niye kaybediyoruz. Bizim üniversitelerimiz gerçekten yeterli eğitim veriyor mu? Modern eğitim verebiliyor mu? Çağdaş kafalar yetiştirebiliyor mu? Sıkıntı olduğunu büyük ölçüde herkes kabul ediyor mu? Bunun çözümüne geldiğinizde koltuklar sıcak geliyor. Ha çözüme gelindiğinde AK Parti ile aynı düşünülmüyebilir. 3 defa 4 defa toplantı istenmiş siz hep süre istemişsiniz. Hep süre istemişsiniz ve en sonunda bu taslağı YÖK ve hükümet birlikte yürütür demişsiniz. Böyle bir şey yok. Neticede anlaşılamamış.

Baki Karakol- YÖK'le ilgili kanunu YÖK incelemez mi? Bir yürütme organı durumuna düşmez mi? Burda yanlış olan ne?

Bu kanunu "Milli Eğitim Bakanlığı ile hükümet uygular. YÖK'le ilgili kanunu YÖK uygular" bu nasıl bir şey ya? Bugüne kadar çıkan yasalarda bu şekildeki bir teamül veya hukuk sistiminde böyle bir şey varsa tamam. Ama hukuk sisteminde ve yasa sisteminde böyle bir şey yoksa ve siz şimdi bunda ne var derseniz yeni bir sistem getiriyorsunuz. Sağlık Bakanlığı ile ilgili bir yasa çıktığında Bakanlık bunu hükümetle birlikte uygulamaz. Uygulayıcıdır. Yasa budur. Hükümetle birlikte ben oturacağım ikide bir oturacağım öylemi? Hükümetle ben iktidarı paylaşacağım diyor her halde.

Hadi Özışık- Sonuç itibarı ile bugün Atatark'ün huzuruna çıkılıyor ve şikayet ediliyorsunuz.

Biz de çıkıp onları şikayet ederiz.

Hadi Özışık- Çıkacak mısınız?

Niye çıkmıyalım. Biz onları millete havale ederiz. Millet gereğini yapar. Atatürk demiş ki "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" Atatürkçü olan herkes bunu kabul etmek zorunda.Atatürkçüyüm diyen herkese biz bunu bu memlekette öğreteceğiz.

Bahri Kayaoğlu- Başbakan’ın islami yönde konuşmaları vardı daha önceleri. Sayın Başbakan gerçekten değişti mi?

Siz 10 yıl önceki Bahri ile 10 yıl sonraki Bahri'yi analiz ederseniz, bir fark olur.

Bahri Kayaoğlu- Belli şeyler değişir ama ana fikir olarak değişmez diye düşünüyorum. Bu bir çelişkidir diye düşünüyorum.

Hayır çelişki değil. Baki bey de değişir, Müezzinoğlu da değişir herkes değişir. Ben çocuklarımın ikisini de yurtdışına gönderdim. Bir yıl dünyayı görün ufkunuz gelişsin. Hadise ne, bir cemaatteysen böyle bakarsın, toplumdaysan şöyle bakarsın, dünyayı gezsen 360 derece bakarsın.

Baki Karakol- Siz çocuklarınızı İmam-hatipte okuttunuz mu?

Hayır

Hadi Özışık- Neden okutmadınız?

Gerek duymadım. Herkesin çocuğunu istediği yerde okutma hakkı var.

Baki Kakakol- Tayyip Bey'in değişeceğine inanmak istiyorum. Yani sizi dinledim. Fikirlerinizden dolayı sempati oluştu bende size karşı. Size bakarak, Tayyip Bey’in de değişmiş olabileceğine inanmak istiyorum.

Ben iki kişiyi partiye davet etmek istiyorum. Önce Yalçın Bayer, daha sonra da siz Baki Karakol..

(Gülüşmeler...)

Baki Karakol- Ben Tayyip Bey'in çekirdek kadrosunun, değişmesine izin verecek olduğuna inanmıyorum. Yani AK Parti’nin tabanı, Tayyip Bey değişmek istese bile buna izin vemez diye düşünüyorum.

Yanılıyorsunuz. Ben İstanbul İl Başkanı'yım. İstanbul teşkilatı bir siyasi kadronun en önemli teşkilatıdır. Tayyip Bey çekirdeğe ihtiyacı varsa en çok burda var. Ama en çok o anlamda geniş tutan ve kucaklayan İstanbul teşkilatıdır. Tayyip Bey bunu gider Bursa'daki teşkilatı ile de yapmak ister, Afyondaki ile de. İstanbul'da bu riski alır mı böyle bir şey olmasa, ama birileri zaman zaman zorluyor. Çok mertçe söyleyeceğim. Tayyip Bey’in beni de ara ara eleştirdiği zamanlar oldu. Yani “Partiyi bayanlara açmadınız teşkilatı bayanlara da açın. Gençlere de açın. Teşkilatı toplumu kucaklayacak noktaya getirmiyorsunuz.” Diye eleştirdiği zamanlar oldu.. Ama bu siyasi organize Türkiye'de kurumsallaşmış, daha doğrusu yerleşmiş bir siyasi bakış var. Onu çok fazla aşamıyorsunuz. Kongre yapıyorsun, daha çok genişlemeniz lazım. Bir bakıyorsun adam hizipçi kafayla yaklaşıyor. Orda yanılıyorsunuz. Onu anlatmak istiyorum. Bu ülke çok bedel ödedi... Sağcı-solcu, milliyetçi islamcı laikçi.. Bugün de tartıştığımız bir çok konu olmadı. Şimdi neyin bedelini ödedik.  Asgari müştereklerin kavgasını yaptı bu ülke. Halbuki bu ülkenin azami müşterekleri var. Bu toplumun yüzde 99'unun azami müşterekleri. Siyasetçi bu azami müştereklerin mücadelesinde. İnsan hakları bu ülkenin yüzde 90'ının müştereki değilmi. CHP bunun öncülüğünü yapmalı. Ekonomik kalkınmışlık, hukuk devleti bu ülkede herkese lazım değil mi? Biz AK Parti olarak siyasetçinin ne yapması lazımsa onu büyük oranda başardık. Bakış nedeni ile hala sıkıntılarımız var. Ama bunun öncülüğünü biz yapıyoruz. Bu ülkenin özgürlükçü çağdaş bir sosyal demokrat partiye ihtiyacı var. Onu da toplum kuracak. Bizi nasıl toplum kurmayı başardıysa bu millet onu da kurmaya zorlayacak.

Baki Karakol- Parti var da kadro yok.

Kadro var. Bu ülkede kadro sorunu yok.

Baki Karakol-CHP'den bahsediyorum ben..

Ha o kadrolarla olmaz.

Fikri Akyüz- Entellektüel bakışınıza vakıf olduk. AK Parti'nin kadrolarına baktığımızda Entellektüel bakışa vakıf oluyoruz. Özellikle Büyükşehir Belediye Başkanı ve vekili İdris Güllüceye baktığımızda son derece entellektüel birisi. Belediyelerde bu entellektüel kadrolar konusunda tartışma var. Bu kadroların yeterli olduğunu düşünüyor musunuz?

Geniş bir konu Türkiye'nin mevcut bürokrasi yapısı ve bürokrasinin 657 sayılı yasası değişmedikçe Bu anlamda Türkiye'nin çok geniş mesafe katetmesi mümkün değil. Türkiye'de bugün 1,5 milyon memur var. Hepsinin de sandalyesi garanti. Bu çarkın bu mantalite ile dinamik bir hale gelmesi mümkün değil. Belediyelerde entellektüel yapıyı nasıl sağlayacaksın. Ahmet'i alacaksın, eğer müdürse en fazla yandaki bir birimin başına alacaksın. Peki entellektüel birikimi olanı nasıl getireceksin. Yeni bir kadro alamazsın, zaten kadro şişmiş. Biz şimdi diyoruz ki belediyelere, "Aman ha eleman almayın" 657 ve Kamu Reformu Yasası, Yerel Yönetimler Yasası bu ülkede biz çıkartamaz isek önümüz tıkanır.

Bahri Kayaoğlu- Rahmetli Özal ANAP'ı kurarken 4 eğilimi bir araya getirdi. ANAP'la bir süre tek başına iktidar oldu. Daha sonra iktidar ortağı oldu. Sayın Erdoğan'da yine bu eğilimleri bir araya getirme çabası içine girdi. ANAP 20 yıllık bir dönemden sonra dağıldı. AK Parti'nin süresi ne kadar olur?

Geleceğe dönük bir şey söylemek zor. Ama biz 4 eğilimi bir araya getirerek kurmadık AK Partiyi. Biz AK Parti'yi kurarken az önce söylediğimiz ilkeler doğrultusunda, bizimle kan uyuşması olan herkesi siyaset yapmak arzusunda olan herkesle çalıştık çalışırız. AK Partinin ömrü ne olur. 3 Kasım'dan sonra yaptığımız analizlerde Sandıktan çıkan nedir diye analiz ettik. Sandıktan çıkan çok açık, Halk dedi ki “Arkadaş AKP kadroları size inanıyorum. Beni yanıltmayın. Sizi sizin beklediğinizin ötesinde kucaklıyorum. Yanlış yaparsanız size de bir 3 Kasım yaşatırız.” dedi. 3 Kasım'dan sonra yanlış yapmadık ki, yüzde 37,5'ten istanbul'da yükde 45 olduk. Ben İstanbul İl Başkanı olarak İstanbulluya diyorum ki bizi önümüzdeki seçimlerde yüzde 55'lere taşıyın. AK Parti’nin hedefi de budur. Bundan sonraki seçimlerde göreceksiniz, AK Parti yüzde 55 oy alacaktır.

Baki Karakol- Efendim ben bir de şu Maltepe Emniyet müdürü’nün görevden alınması olayını sormak istiyorum. İddiaya göre gözaltına alınan bir kişinin, AKP İstanbul İl Başkanlığı’nda bulunan bir bayanın eşi olmasından dolayı bu müdür görevden alınmış. Bu iddia doğru mu?

Mesele aslında şöyle gelişmiştir. Doğrudur, gözaltına alınan bir beyin eşi bizim İstanbul İl Başkanlığı’nda yetkilidir. Konuyla ilgili bizim en ufak bir müdahalemiz olmamıştır. Bu bey, bir kavga olayından dolayı gözaltına alınmış. Saldırıya uğrayan taraf olarak tabiki. Maltepe Emniyet Müdürlüğü, bu beyin eşine, “Bugün gözaltında tutulacak” demiş. Bu bayan da, “Böyle basit bir meseleden dolayı bir kişi nasıl gözaltına alınır. Bu hukuki değil” diyerek İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nü aramış. İstanbul Emniyet Müdürlüğü de, Maltepe Emniyet Müdürü’nü arayarak, “Kavgadan dolayı bu kadar uzun süreli bir gözaltı doğru değil. Hemen savcılığa çıkarın gereken orada yapılsın” demiş. Maltepe Emniyet Müdürü de, “Sayın müdürüm, şahıs serbest bırakıldı” demiş. Ancak şahsın serbest bırakılmadığı, Emniyet Müdürlüğü’nde görevmli bir komeserin Emniyet müdürü’nü yanılttığı ortaya çıkmış. İstanbul Emniyet Müdürlüğü de, “Sen bölgende olan olaylardan haberdar değilsin. Komiserinin yaptığı gayrı kanuni işlerden bile haberin olmuyor. Kısaca Emniyet’te seni dinleyen yok. Otoriteni kaybetmişsin” diyerek müdürü görevden alıyor. Bunun bizimle ilgisi bu kadardır..

Süleyman Özışık- Efendim sıcak toplantı odasında yaptığımız röportajda 1 saat 25 dakikayı geride bıraktık. Aktarıldığı kadarıyla sizin bazı programlarınız var. O zaman röportajı burada bitirelim ama, bu bitirmeye “Mola” adını koyalım. Bu röportaj, bundan sonraki bir tarihte devam etsin..

Bu kez ben sizleri İstanbul İl Başkanlığı’nda ağırlayayım ve orada kaldığımız yerden devam edelim. Sizleri orada ağırlamaktan ve İstanbul’un meselelerini konuşmaktan gurur duyacağım..