Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde geçtiğimiz salı günü çıkan çatışmada ölen üç kişi bugün defnedilecek. Cenaze törenine binlerce kişi katılacak. Önlemler arttırıldı.
Abone olYüksekova'da esnaf bugün de dükkanlarını açmadı. Günlerdir evlerine kapanan halk, sadece ekmek almak için dışarı çıkıyor, diğer ihtiyaçları için kentte günlük hayatın normale dönmesini bekliyor. Olaylar nedeniyle okullar da üç gündür tatil. Gerginlik salı günü başladı 15 kasım: Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde başlayan olayların ardından, protesto gösterileri Yüksekova'ya taşınmış ve ilçede tansiyon yükselmişti. Yüksekova'da geçtiğimiz salı günü çıkan olaylarda 3 kişi öldü, 16 kişi de yaralandı. Hayatını kaybeden üç kişi üzerinde yapılan otopsilerde Abdulhalik Geylani, İslam Bartın ve Ergin Mengeç'in silahla vurularak öldüğü anlaşıldı. 16 kasım: Bölgedeki gösteriler kent merkezine taşındı. Yüksekova'da çıkan çatışmaları protesto etmek isteyen yüzlerce kişinin polisle çatıştığı olaylarda 5'i polis, 20 kişi yaralandı. Yüksekova'da da yaklaşık 500 kişi, Ubeyt Camii önünde toplandı. Eski Belediye Başkanı Ethem İke, kalabalığa sükunet çağrısı yaptı. Aydınlardan ortak bildiri Bu arada Şemdinli'deki olaylar hakkında Aydınlar, Barış ve Yurttaş Girişimi tarafından ortak bildiri yayımlandı. Bildiride, PKK'nın silahlı eylemlere derhal son vermesi ve devlet ile hükümetin verilen sözleri derhal yerine getirmesi istendi. Bildiriyi girişim sözcülerinden Gençay Gürsoy okudu. Fikri Sağlar, Ergin Cinmen, Oya Baydar'ın da aralarında bulunduğu dokuz sözcünün imzasını taşıyan bildiride hem PKK, hem de hükümetten istekler sıralandı: ''PKK'nın silahlı eylemlere derhal son vermesini, devletin ve hükümetin de Sayın Başbakan'ın ağzından verilen sözleri vakit geçirmeden yerine getirmesini ve provokatörlerin Susurluk davasında olduğu gibi dokunulmazlık zırhlarının ya da koruma duvarlarının arkasına saklanmasına fırsat vermemesini bekliyoruz.'' 'Şemdinli'de Susurluk çetesinin benzeri bir grubun suç unsurlarıyla birlikte halk tarafından ele geçirildiği' belirtilen bildiride, "bu olay silahlı, bombalı şiddet eylemlerinin hangi güçlere hizmet ettiğini ve ne kadar vahim sonuçlar doğurabileceğini bir kez daha ortaya koymuştur" denildi. Bildiride ayrıca, "şu ana kadarki gelişmelerin ve özellikle yüksek rütbeli bazı komutanların yaptığı açıklamalar, bireysel suç kapsamına indirgenen bu olayın, hukuk devleti normlarına ve adalete uygun şekilde aydınlatılacağı konusunda kamuoyunda derin kuşkular uyandırmaktadır" ifadesi kullanıldı. Aydınlar, Şemdinli ve Yüksekova'daki olayların araştırılması için Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun devreye girmesi gerektiğini de vurguladı. Şemdinli olayı Şemdinli'de 9 kasımda eski PKK'lı Seferi Yılmaz'a ait kitapçı bombalanmış, bir kişi ölmüş, bombayı attığı öne sürülen bir kişinin sığındığı otomobil halk tarafından durdurulmuş ve içindeki üç kişi tartaklanarak polise teslim edilmişti. Zanlılar emniyetten olduklarını iddia etmişti. Bu üç kişinin serbest bırakıldığı iddiası üzerine Şemdinliler sokaklara dökülmüş ve polis noktası ateşe verilmişti. Otomobilde keşif yapan savcı ve CHP Hakkari Milletvekili Esat Canan'ın üzerine de ateş açılmış, bir kişi de burada ölmüştü. Keşif sırasında arabanın bagajında üç kalaşnikof, el bombaları, resmi evrak ve Hakkari ile ilçelerinin haritası ve bir isim listesi bulunmuştu. Listede bombanın patladığı kitapevinin üzerinin kırmızı kalemle çizildiği belirlenmişti. Bu olayların ardından ilçe halkı sokaklara dökülerek, olayın aydınlatılması için protesto gösterileri yapmıştı.