BIST 9.617
DOLAR 35,25
EURO 36,80
ALTIN 2.964,35
HABER /  GÜNCEL

Türk medyası din cahili

Zaman Gazetesi'nin dün yayınladığı ‘Dinle ilgili haberler medya mutfağında bozuluyor’ başlıklı haber, usta yazar ve gazeteciler arasında yankı buldu

Abone ol

Medyanın önemli isimleri, dinî konularla ilgili hataları ‘literatüre hakim eleman bulunmaması’na bağlıyor. Sabah Gazetesi’nin eski yayın yönetmeni Ergun Babahan, muhabirden editöre kadar bütün kadrolarda ‘bilgisizlik ve eğitimsizlik sorunu’ yaşandığını vurguluyor.

Milliyet Gazetesi’nin ombudsmanı Derya Sazak, TV ve gazetelerin daha hassas davranmasını istiyor. Yeni Şafak Gazetesi Yayın Yönetmeni Mustafa Karaalioğlu, medyanın din alanında uzman kişiler çalıştırmasının önemine dikkat çekiyor. Basının kendisine çeki düzen vermesi gerektiğini kaydeden Karaalioğlu, hemen her olayda bilgisizlikten kaynaklanan yanlışlar görüldüğünü söylüyor.

Editörlük yaptığı dönemde art niyetli bir müdahale görmediğini; ancak cehaletle çok karşılaştığını belirten Sabah Gazetesi yazarı Emre Aköz ise çarpıcı bir tespitte bulunuyor: “Medya olarak yüzümüzü hep Batı’ya döndük. İngilizce bilen adamlar aradık; ama İslamiyet konusunda bilgisi olan muhabir aramadık.”

İlahiyatçıların, medyanın dinî konuları haberleştirirken düştükleri hataları eleştirmesini haklı bulan yayın yönetmenleri, "Her alanda uzman muhabir arıyoruz. Ama dinî alanda aynı hassasiyeti göstermiyoruz." özeleştirisini yaptı. Muhabirden başlayarak yazı işleri ekibine kadar dinî alanda bilgi eksikliği bulunduğuna dikkat çeken Ergun Babahan, "Türkiye'de, bu işlere müdahale edebilecek, yanlışları düzeltebilecek, din muhabirliği kurumu yok. Bunun sonucunda dinî açıdan kitleleri rahatsız edebilecek içerikte anlayışlar hakim olabiliyor." dedi. Yetişmiş kadroların genellikle bu konularda ehil olmadığına vurgu yapan Babahan, "Gerek eğitim sistemi, gerekse geniş aile yapısından çekirdek aile yapısına dönülmesi bunu etkiledi." tespitinde bulundu. Babahan, "Dine bir müdahale var mı?" sorusuna ise, "Dinin nasıl yaşanması gerektiğine ilişkin yorumlar fazla tabii. İnancın nasıl yerine getirilmesi konusunda bir dayatma var. Bir kesim laiklik anlayışı var, bu zaman zaman dayatılmak isteniyor. Üstelik bunu yapanlar dinin gereklerini çok iyi bilmeyen kişiler de olabiliyor. İdeoloji karışıyor, bilgisizlik karışıyor, çorba gibi bir tablo çıkıyor ortaya." şeklinde cevap verdi.

1999-2002 yılları arasında Sabah Gazetesi'nde iki yıl editörlük yapan Emre Aköz de gazetenin mutfağında art niyetli bir müdahaleye şahit olmadığını söyledi. "Fakat cehalet çok gördüm. Ben diyorum ki biz medya olarak yüzümüzü hep Batı'ya döndük. İngilizce bilen adamlar aradık; ama aynı şekilde İslam konusunda bilgisi olan muhabirler aramadık. Burnumuzun dibinde Ortadoğu var; ama Arapça bilen elemanımız yok." diyen Aköz, "İslamiyet konusunda da bilgisi olan en az bir kişi olmalı. İlahiyat mezunlarını gazetemizde çalışmaya davet eden bir yazı yazdım. Ancak ne böyle bir talep oldu ne de gazetemize başvuru yapan." şeklinde konuştu.

Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karaalioğlu, Türk medyasında; Danimarka'daki kadar olmasa da önemli hatalar yaşandığına dikkat çekti. "Medya yöneticileri de muhabirleri de İslâm konusunda bilgisiz. Sıradan bilgilere bile sahip değil. Büyük cehalet var." diyen Karaalioğlu, yöneticilerin dinî konularda asgari düzeyde bilgi sahibi olması veya bilgili isimleri çalıştırmaları gerektiğini söyledi.

Dinî konulara, Avrupa medyasında olduğu gibi Türk medyasında da önyargı bulunduğunu ifade eden Karaalioğlu, "Bilgisizlik Avrupa basını için bir noktaya kadar bağışlanabilir; ama Türk medyasında bu kabul edilemez." diye konuştu. Karaalioğlu, gazete olarak dinî içerikli haberler hazırlanırken hassasiyet gösterdiklerini, haberlerin bilgisine güvendikleri insanların elinden geçtiğini kaydetti.

Dinî konular işlenirken her dinin kutsal değerlerine saygı duyulması gerektiğinin altını çizen Milliyet Gazetesi Ombudsmanı Derya Sazak, Danimarka ve Norveç gibi Avrupa ülkelerinin gazetelerinde yayınlanan ve Müslümanların tepkisine neden olan Hz. Muhammed karikatürlerine atıfta bulunarak, "Önce dine saygı duymak gerekiyor. Yayınlarla inanan insanlar incitilmemeli." çağrısında bulundu. Medyada her alanda olduğu gibi yanlışa düşülmemesi için din alanında da uzman kimselerin bulunması gerektiğini belirten Sazak, "Dinî konular işlenirken magazin boyutuna girerek, reyting kaygısı ile birtakım haber kaynakları yerine, değerli ilahiyatçılara başvurmak gerekir." dedi. Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin ise tereddüde düştükleri konularda ilahiyat profesörlerine danıştıklarını dile getirdi.

Ergun Babahan: Din muhabirliği olmalı

Türkiye'de, yanlışları düzeltebilecek, din muhabirliği kurumu yok. Bunun sonucunda da dinî açıdan kitleleri rahatsız edebilecek içerikte anlayışlar hakim olabiliyor. Yetişmiş kadrolar bu konuda ehil değil.

Emre Aköz: Arapça bilen elemanımız yok
Medya olarak yüzümüzü hep Batı'ya döndük. İngilizce bilen adamlar aradık; ama İslam konusunda bilgili muhabirler aramadık. Burnumuzun dibinde Ortadoğu var; ama Arapça bilen elemanımız yok.

Mustafa Karaalioğlu: Türk medyası din cahili
Dinî konularla ilgili haberlerde biz gazete olarak çok hassasız. Ama Türk medyası, medya yöneticileri ve muhabirleri İslâm konusunda bilgisiz. Sıradan bilgilere bile sahip değiliz. Büyük cehalet var.

Derya Sazak: İlahiyatçı görüşüne başvurulmalı
Dine saygı duyulmalı ve inananlar kesinlikle incitilmemeli. Dinî konular işlenirken de magazin boyutuna girerek, reyting kaygısı ile birtakım haber kaynakları yerine, değerli ilahiyatçıların görüşüne yer verilmeli.

Haber   : Mükremin Albayrak - Ahmet Dönmez
Kaynak: