Kamuoyuna Mehmet Ali Ağca'nın nişanlısı olarak takdim edilen Rabia Kazan Özden, Star TV'den Erdoğan Aktaş'a konuştu. Özden, kendisinin de mahkum edildiğini söyledi
Abone olKamuoyuna Mehmet Ali Ağca'nın nişanlısı diye takdim edilen Rabia Özden Kazan, Star Televizyonu'ndan Erdoğan Aktaş'ın sorularını yanıtladı. Star TV'de avukatıyla birlikte canlı yayın konuğu olan Rabia Özden Kazan, Ağca'nın tahliye olduğu günden yeniden hapise konduğu güne kadar geçen süreçte adeta kendisinin de mahkum edilmek istendiğini söyledi.
Mehmet Ali Ağca ile hiçbir şekilde nişanlanmadığını tekrarlayan Rabia Özden Kazan, "Ben Ortadoğu'da köşe yazarıyım. Mehmet Ali Ağca benim yazılarımı takip ediyormuş. Avukatı aracılığıyla benimle tanışmak istediğine dair haber yolladı. Ben de gazeteci kimliğimle bu fırsatı kaçırmak istemedim ve bir süre yazıştım" diye konuştu.
İlk görüşmenin 2003 yılında gerçekleştiğini dile getiren Kazan, "Acaba bir röportaj kopartabilir miyim?" sorsundan hareketle Ağca ile sık sık hapishanede biraraya geldiğini söyledi.
İşte Rabia Özden Kazan'ın Erdoğan Aktaş'ın sorularına verdiği yanıtlardan bazı satırbaşlıkları:
BU SÜREÇTE ÇOK YIPRANDIM
Benim gazetecilik, ticari ve aile hayatım bu süreçte çok yaprandı. Ben Ağca'yla ilgili bir kitap yazacaktım. Bunun yanısıra Ağca ile ilgili bir belgesel yapmak niyetindeydik. Kitabın içeriği hakkında fazla konuşmak istemiyorum. Ancak genel hatlarla söylersem, kitapta Ağca, Vatikan'ı şeytan olmakla suçluyordu. Kendisini mesih olarak gördüğünü yineleyen Ağca, sürekli yeşil ışıktan bahsediyordu.
BANA ÇİZDİĞİ KİŞİLİK FARKLI
M.Ali Ağca'nın kamuoyuna yansıttığı kişiliyle bana yansıttığı kişilik oldukça farklıydı. Benimle konuşurken, duygusal ve insanı nüansları ön plana çıkarıyordu. Ta ki, sözkonusu kitabı kendisine iade edinceye kadar. Bir kez daha söylüyorum, bezim Ağca ile nişanlanma hikayemiz tamamıyla basınımızın kurgusudur. Nişanlanmak Türk örf ve adetlerine göre önemli bir kurumdur. Bu kadar oldu-bittiye getirilemez.
İPEKÇİ'Yİ ÖLDÜRMEDİĞİNİ SÖYLEDİ
Bir gazeteci olarak meslekte duayenimiz olan rahmetli Abdi İpekçi'yi öldürmekle suçlanması elbette beni de derinden yaralamıştır. Ancak Mehmet Ali Ağca ile konuşmalarımızda sürekli İpekçi'yi öldürmediğini tekrarladı.
İLETİŞİM KESİLİNCE TAVIR DEĞİŞTİ
M.Ali Ağca ile iletişimimi kestikten sonra kendisinden hiç beklemediğim bir tavır gördüm. Bundan sonra iki ayrı Ağca kişiliğine tanıklık ettim. Ben Ağca'ya bir dönem vicdani olarak baktığımda 80 öncesinde kardeşin kardeşi vurduğu ortamların bir kurbanı olarak görüyor, kendisini böyle değerlendiriyordum.
AĞCA'NIN SIRRI VAR MI?
Ben Mehmet Ali Ağca'nın sırrı olup olmadığı konusunda kararsızım. Bazen olduğunu bazen de olmadığını düşünüyorum. Terazinin bir kefesi bazen öyle bazen de böyle basabiliyor. Bu konuda bağlayıcı yorum yapmak istemem. Mesih olduğuna hiçbir zaman inanmadım. Böyle bir şey olabilir mi? Ben inançlı bir insanım.
TAHLİYESİNDEN SONRA GÖRÜŞMEDİK
Mehmet Ali Ağca'nın tahliyesinden sonra kesinlikle görüşmedik. Yalnız kendisinin bir İtalyan gazetesine benimle ilgili vermiş olduğu demeçlerinden ötürü ailesini arayarak üzüntülerimi dile getirdim. Çünkü gerek yurt içi gerekse yurtdışından bir basın ordusu benimle konuşmak isterken ben sessiz kalmayı tercih etmiştim.
LÜTFEN BENİ ARAMASINLAR
Bundan sonra benim Türk basınından ricam. Lütfen Mehmet Ali Ağca ile ilgili beni aramasınlar. Mehmet Ali Ağca ile ilgili hiçbir sorunun muhatabı ben değilim.