BIST 10.682
DOLAR 32,57
EURO 35,26
ALTIN 2.471,56
HABER /  GÜNCEL

Orhan Pamuk sevilmek istiyor!

CNN Türk'te Tayfun Ertan'ın programına katılan Pamuk, aşırı eleştirilerden rahatsız. Pamuk, medyadan şikayetçi oldu ve ülkesinde sevilmek istediğini belirtti.

Abone ol

Herkes peşindeydi Orhan Pamuk'un.. CNN Türk'ten Tayfun Ertan herkesi atlattı ve Pamuk'u canlı yayında konuk etti. Pamuk, bir çok konuda önemli açıklamalar yaparken, herkesin merak ettiği sorulara cevap verdi: -Ben Türk'üm, ülkemi seviyorum. Şunu istiyorum, bizim dışımızda bizimle yaşayan insanları alttan almalıyız. Bu benim düşüncem. Türkiye'de yargılanmaktan aslında rahatsız olmadığını vurgulayan Pamuk, açılan davalar üzerinde reklam yapılmasından şikayet etti: -Ben kimseye "size ne" diyemiyorum. Bakın birkaç gün sonra Almanya'ya gideceğim, ülkemizi sıkıntıya sokmak isteyenler, mutlaka beni köşeye sıkıştıracaklar. Herkes bu dava ile ilgili reklam yapıyor. Orhan Pamuk, kendisiyle ilgili açılan davanın açılmaması için çok alttan aldığını belirtti: -Gereksiz yere bu iş büyüdü. Ben bu işin büyümesini istemedim. Çünkü kendi özel ve yalnız hayatıma dönmek istedim. İnsanlar benim üzerimden siyaset yapıyorlar. Yurt dışındaki demeçlerimin çevire çevire karşıma konulmasını istemiyorum. Yazarlarımızı hapse tıktık, ezdik, horladık, demeçleri hoşumuza gitmediğinde ihanetle suçladık. Ben şunu istiyorum, sevilmek istiyorum. Ben sivri dilli bir kişi olabilirim ama benim fikrimi değiştiremezsiniz. Bu benim karekterim, bunu değiştiremezsiniz. Lütfen üstüme varmayın, söylemediğim şeyleri bana yakıştırmayın. Beni biraz daha rat bırakın. Bu ülkenin adamıyım, burada yaşıyorum. Yazar Orhan Pamuk, büyük tartışmalar yaratan ve hakkında dava açılmasına neden olan "Türkler 1 milyon Ermeni'yi katletti" sözlerinin basına farklı yansıdığını söyledi. "Ne 'Türkler Ermenileri kesti' dedim, ne 'biz kestik' dedim, ne de 'soykırım' dedim" diye konuşan Pamuk, terör örgütü PKK'yı ise "Türk ordusuyla savaşan Kürt gerillalar" olarak niteledi. CNN TÜRK'te dün Tayfun Ertan'ın sorularını yanıtlayan Pamuk, Nobel'e aday gösterilmesinden Ermeni soykırımı iddialarıyla ilgili sözlerine kadar birçok konuda açıklamalarda bulundu. 'Sözlerim farklı yansıtıldı' Pamuk, Ermenilerle ilgili tepki çeken sözlerini dile getirdiği röportajdaki ifadelerin farklı yansıtıldığını anlatarak, oradaki sözlerinin arkasında olduğunu belirtti. O röportajın talihsiz bir mülakat olduğunu da kaydeden Pamuk, özetle şunları söyledi: "Bazen ben dilime geleni söylerim, dedim. '90 yıl önce böyle bir şey oldu' dedim. O konuda uzman olduğum için değil, maksadım bu tavırların konuşulmasıydı. Hiçbir zaman 'Biz Türkiye'de bu kadar Ermeni öldürdük', demedim. 'Soykırım' demedim. Ben, Türk kelimesini kullanmadım. Bu bir siyasi şeye dönüştü." 'Kampanya yürütüldü' "Bu kampanyanın vardığı sonuç saçma oldu. Bu olayın bu kadar büyümesinde, son derece yoğun kişisel kıskançlığın da rolü var. Her çok satan kitabımın çıkışında birtakım insanlar, 'Çok medyatik, çok reklam yapıyor' diyorlar. Bu kampanyayı da aynı insanlar yürüttü. Bu konular tabu haline gelmişti. Türkiye'nin önüne, AB için konacak 'tıkaç' olacağını biliyordum. Hakkımdaki davanın, Türkiye'nin AB yoluna tıkaç olmasını istemiyordum. Ama aynı zamanda bana bunun haksızlık olduğunu düşünüyordum. Arada sıkışmıştım. Öyle bir dar sıkışma ki; 'aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık'. Yazarlığa başladığımda, 'Ben siyasete talip değilim' demiştim. Ancak, 90'ların ortasında ayrılıkçı 'Kürt gerillaları', Türk ordusu ile savaşıyordu. Bu da, Türk demokrasisini sınırlıyordu. Ben de buna karşıydım. Buna karşı birtakım şeyler söyledim. Böyle böyle girdim siyasete. 'Biz Türkler alttan almalıyız' Ben bir Türk'üm. Türkiye Cumhuriyeti'nin mevcut harita sınırları içinde AB'ye girmesini isterim. Anadilim Türkçedir. Ama bu ülkede, anadili Türkçe olmayanlar var. Ve biz Türkler onlara biraz alttan almak zorundayız. 'Kürt'üm' diyorsa ona dışkı yedirmemeliyiz." 'Nobel geyiğini takmadım' Pamuk, Nobel ödülleriyle ilgili söylentilerden rahatsız olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu: "Bu 'Nobel geyiğinden' hoşlanmadığımı, herkes gibi konuyu gazetelerden takip ettiğimi söylemeliyim. Kafama taktığım bir şey değil. Son romanımın başında da sonunda da aşk olacak. Kitap, bir adamın 30 yıl boyunca bir kadının peşinden gitmesini konu alıyor. 1975'ten günümüze kadar olan dönemde geçiyor."