Yalan söylemek 'hasta' ya da 'kötü' insanlara özgü olmayan bir davranış biçimi. Gallup'un araştırmasına göre sıradan insanlar bile yalansız yapamıyor. İşte sonuçlar.
Abone olYalan ne kadar inkar edilirse edilsin günlük hayatın bir parçası... Sevmediğimiz şeyleri sevmiş gibi yapıyoruz ya da istemediğimiz bir durumdan kaçmak için "pembe yalanlar" söylüyoruz. İngiltere'nin saygın dergisi Sunday Times Magazine yalan dosyasını ele aldı. Ne kadar çok yalan söylediğimizin en büyük kanıtı ünlü araştırma şirketi Gallup'un son araştırması. Araştırmaya göre insanlar günde ortalama 20 kez yalan söylüyor. Yani gün içinde ağzın açık olduğu her 3 dakikada 1 yalan söyleniyor. Üstelik yalnızca "kötü" insanlar yalan söylemiyor. Kısa zaman öncesine kadar yalanın bir hastalık olduğu sanılıyordu. Ancak son yıllardaki bilimsel araştırmalar sıradan kişilerin de, çoğu zaman nedensiz yere yalan söylediğini gösterdi. Mesela Pulitzer ödüllü tarihçi Joseph Ellis, hiçbir çıkarı olmadığı halde yıllarca en yakın dostlarına dahi savaş gazisi olduğunu söyledi. Daha sonra Ellis'in savaşa hiç katılmadığı ortaya çıktı.
Yalan söylemek 3 yaşında öğreniliyor
İnsan yalan söylemeyi daha 3-4 yaşındayken öğreniyor. Çocuk fantazi dünyasını beslemek için yalan mekanizmasını devreye sokuyor. Bu süreçte yalan çocuğun gelişiminde önemli bir rol oynuyor. Fantazi dünyası yerini gerçeğe bıraktıkça çocuk da yalandan yavaş yavaş vazgeçiyor. Ama hiçbir zaman tam anlamıyla yalandan arınamıyor. İngiliz Sosyal Psikoloji Dergisi'nde yayınlanan bir araştırmaya göre yalan söylemenin sosyal getirileri, bu eylemin stresinden daha fazla olduğunda kişi yalan söylemeyi alışkanlık haline getiriyor.
Erkekler kendileri için yalan söylüyor
Yalan söyleyen kişilerin belirli bir ortak özelliği yok. Doktorlar dışa dönük ve popüler kişiler ile utangaç kişilerin "kronik yalancı" olma olasılıklarının aynı olduğunu belirtiyor. Yine de en çok yalan söyleyen kişilerin başkalarının kendileri hakkında ne düşündüğünü en çok çok umursayan kişiler olması dikkat çekiyor. Kadınlar ve erkekler arasındaki fark ise yalanın miktarından değil niteliğinden kaynaklanıyor. Erkekler daha çok kendilerini iyi göstermek ya da korumak için yalan söylüyor. Kadınlar ise karşısındakinin ihtiyacı olduğunu düşündüğünde yalan söylüyor. Mesela bir kadın, kız arkadaşlarından biri "Fazla mı şişmanım" diye sorduğunda inanmadığı halde "Hayır, çok zayıfsın" diyebiliyor.
Basit yalanları söylemek için bile beyin ekstra çaba sarfediyor. İngiltere'deki Sheffield Üniversitesi'nin uzmanları yalan söyleme anında beynin "prefrontal korteks" adı verilen ön kısmında çok yoğun bir aktivite gözlemledi. Bu aktivitenin meydana geldiği bölge kızgınlık, sevinç gibi otomatik dürtüleri kontrol ediyor. Uzmanlar bu bölgenin aktif hale gelmesini, kişinin her yalan söylediğinde doğruyu söyleme dürtüsünü bastırmasıyla açıklıyor.
Neden yalan söylüyoruz?
* Kendimizi olduğumuzdan daha iyi göstermek için.
* Zor bir durumdan ya da anlaşmazlıktan kaçmak için.
* Karşı cinse kendimizi beğendirmek için. (Özellikle erkekler kendilerini daha zengin ya da daha iyi eğitimli gösteriyor.)
Yalan makineleri işe yaramıyor
* İnsanların yüzde 75'i yalan söyleyenlerin gözlerini kaçırdığını zannediyor. Oysa araştırmalar aksine, kişinin doğruyu söylerken gözlerini kaçırdığını, bunun beyinde bilgiyi aramanın bir işareti olduğunu belirtiyor.
* En iyi yalan makinelerinin dahi yalanı tespit edebilme oranı yüzde 53'te kalıyor. Bu insanların yıllar geçtikçe daha iyi yalan söylemesi, hatta çoğu zaman yalan söylediklerinin farkına bile varmamaları ile açıklanıyor.
* Araştırmalar insanların karşılarındaki herkesin doğruyu söylediğini zannettiğini gösteriyor. Kişi çok önemli bir gerekçesi olmadığı müddetçe karşısındakinin yalan söyleyebileceği ihtimalini aklına getirmiyor.