BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.966,68
HABER /  GÜNCEL

Erdoğan'ın yabancı dil tepkisi

Başbakan, Siyaset Meydanı'nda çocukların karşısında zaman zaman zor anlar yaşadı. Bir öğrencinin Türkçe'nin bozulduğunu belirtmesi Erdoğan'ın yarasını deşti.

Abone ol

Türkiye'nin çeşitli yerlerinden gelen öğrenciler Başbakan Erdoğan'a büyüklerin bile akıllarına gelmeyecek soruları sordular.

Çocuklar Duymasın'ın "Havuç"u Furkan Kızılay, "Emine hanımla nasıl tanıştınız?" şeklinde soru yöneltince Erdoğan sıkıntılı anlar yaşadı. Ancak Erdoğan bu soruya tüm içtenliğiyle yanıt verdi..

Bir öğrenci ise "Türkçemiz gittikçe bozuldu. İnsanlar artık birbirlerine (iyi akşamlar, güle güle) yerine (hello, bay bay, cüüss) diyorlar" şeklinde bir hatırlatmada bulundu.

Erdoğan bu hatırlatma karşısında "Hakikaten Türkçemiz çok bozuldu. İnsanlarımız dükkanlarının isimlerini envai çeşit yabancı dillerle donatıyorlar. yahu bu ne komplekstir bu ne yabancı hayranlığıdır? Türkçemiz'in nesi var? Yazsana oraya Türkçe bir isim" diyerek tepkisini gösterdi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, programın devamında şu anda gündemlerinde cumhurbaşkanlığı seçimi olmadığını söyledi.

Erdoğan, bir katılımcının bu konuda ayrımcılık yapıldığı görüşünü dile getirmesi üzerine, Aleviliğin doğru kaynaklardan öğrenilmesinin ve ayrılıkların ortadan kalkmasının gereğine işaret etti.
Bir başka soru üzerine, her ülkenin resmi dili olduğunu ifade eden Erdoğan, farklı etnik unsurların da kendi ana dilleri olabileceğini söyledi.

ANA DİL

Ana dille resmi dilin birbirine karıştırılmaması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, etnik unsurları fazla olan bir ülkede resmi yazışmaların bu dillerle yapılmasının mümkün olamayacağına işaret etti. Türkiye'de bir resmi dil bulunduğunu, bunun da Türkçe olduğunu kaydeden Erdoğan, ana dillerde kurslar açılabileceğini söyledi.

Erdoğan, Kürtçe'nin seçmeli ders olarak okutulup okutulamayacağı sorusu üzerine de, “O bir altyapı işidir. İleride olur mu, olmaz mı süreç içerisinde belki konuşulur, tartışılır. Ama şu anda böyle bir şey söz konusu değil” dedi.
Bir katılımcının Bingöl'e stajyer öğretmenlerin gönderildiğini söylemesi üzerine Erdoğan, bu ifadenin yanlış olduğunu, buraya gönderilenlerin içerisinde stajyer öğretmenlerin de bulunabileceğini, bundan sonraki süreçte bölgedeki öğretmen açığının giderileceğini bildirdi.

Rize'de üniversite açılmasıyla ilgili bir soruya karşılık da Erdoğan, 15 yeni üniversite kurulmasının bugün TBMM'de ele alınacağını söyledi.

Üniversiteler kurulurken altyapının göz önüne alınması gerektiğini ifade eden Erdoğan, kendisinin Siirt milletvekili olduğunu, ancak altyapı oluşmadığı için bu şehre üniversite açılması talebinde bulunmadığını söyledi.

İSTANBUL'UN GÖÇ SORUNU

Başbakan Erdoğan, İstanbul'un göç ve sınıflardaki öğrenci yoğunluğu sorunlarının dile getirilmesi üzerine, İstanbul'un göç alan bir il olduğunu, aynı zamanda nüfusunun da arttığını söyledi.

Bu şehirde çok sayıda okul yapılmasına rağmen nüfusunun artış hızına yetişilemediğini kaydeden Erdoğan, “Benim 1994'de Belediye Başkanı olduğum dönemde bir açıklamam vardı. Bunu nedense o zaman ciddiye almadılar. Şu anda da aynı şeyi söylüyorum, bu göçün durdurulması noktasında adım atılması gerekir” diye konuştu.

TÜRKİYE-İSVİÇRE MAÇI

Türkiye-İsviçre maçında çıkan olaylara ilişkin görme engelli bir gencin sorusunu da yanıtlayan Erdoğan, bunların tasvip edilemeyeceğini söyledi. Erdoğan, “Futbol bir yerde hırs işi. O hırs sizi bir noktaya getirebiliyor. Bir de 4 gol siz atmışsınız, 4 gol de onlar atmış ve maalesef averaj mantığıyla Almanya'ya gitmeyi kaybetmişsiniz. Bu tabii biraz da orada hakikaten böyle biri sıkıntıyı meydana getiriyor. O maçın bir psikolojisi, ciddi bir psikolojisi var. Bu psikoloji sebebiyle de böyle bir netice meydana gelmiş olabilir. Ama tasvip edilir yanı yok” diye konuştu.

Erdoğan, başka bir soruyu yanıtlarken de, engelli ve normal öğrencilerin birarada eğitilerek, birlikte yaşama özendirme çalışmasını devam ettirdiklerini söyledi.

"TÜRKÇEDE KULLANILACAK KELİME Mİ YOK?"

Türkçe'nin kullanımıyla ilgili bir öğrencinin görüşlerini aktarması üzerine Başbakan Erdoğan, ana dilin iyi öğrenilmesi halinde yabancı dilin daha kolay öğrenilebileceğini söyledi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Duvarlara, dükkanların isimlerine bakıyorsunuz, ne komplekstir bu. Böyle şey mi olur? Ülkemizde kelimeler mi bitti? Türkçe'de, sözlüğümüzde kullanılacak kelime mi yok? Türk vatandaşı, Türk milleti bu kompleksi atmalı. Böyle bir kompleks taşımamalı. Onurla, gururla dükkanına Türk ismini koymalı. Bunu yapacağız ki, nesiller özgüvenle yetişsin. Bunu yapamazsak bu özgüveni kaybederiz.”

Nihat Sami Banarlı isimli yazarın “Türkçe'nin Sırları” isimli kitabından örnek veren Erdoğan, Türkçe'nin daha da güçlendirilmesi gerektiğini bildirdi.

Milletleri birleştiren en önemli unsurların başında dil ve din geldiğini belirten Erdoğan, din ve dil birliğinin sağlanması gereğine işaret etti. Erdoğan, şunları kaydetti:

“Bunlar çok önemli şeyler. Onun için de işte o alt kültür dediğinizde orada dinler var. Bunları bir tarafa atamayız. Bunların güvence altında olması lazım. Dilin güvence altında olması lazım. Bunları bir tarafa atamayız, dışlayamayız. Bunları başarılı bir şekilde de götürmek lazım. Bu sevgiyi, saygıyı, dayanışmayı, birbirini daha iyi anlamayı getirir. Bunları kaybettiğiniz zaman birbirimizi anlayamayız.”

Okullarda tam gün eğitime geçilmesiyle ilgili bir soru üzerine de Erdoğan, hedeflerinin bu olduğunu söyledi.

MİLLETVEKİLİ YAŞININ DÜŞÜRÜLMESİ

Başbakan Erdoğan, milletvekili yaşının düşürülmesiyle ilgili bir başka soru üzerine, “Bu tezi aynen devam ettiriyoruz. Bu bir Anayasa değişikliği gerektiriyor. Çünkü Seçim Yasası ile alakalı bir konu. Burada maalesef mutabakatın sağlanması şart. Bu mutabakatın sağlanması halinde ben 25'i savunuyorum. Seçilme yaşının 25 olmasını savunanlardanım. Belediye meclislerinde bu olduğuna göre gelin bunu milletvekilliğinde de yapalım” diye konuştu.
Erdoğan, bunun çok ciddi bir rekabet getireceğini, siyasetin gençleşmesiyle Parlamento'nun da gençleşeceğini söyledi.

SURİYE VE İRAN'A MÜDAHALE TARTIŞMALARI

Erdoğan, “Türkiye ile ABD'nin, Suriye ve İran'a ortak bir müdahalesi konusunda bir politika geliştirilmesi yolunda hazırlıkların alttan alta ısıtıldığı” iddialarının anımsatılması üzerine de, uluslararası münasebetlerde bu tür kararların anlık olduğunu, “Davul zurna çala çala gelmediğini” söyledi. Yargısız infazın doğru olmadığını kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Biz şunu söylüyoruz. Suriye bizim sınır komşumuz. 8 kilometre sınırımız var. Yıllardır birbirimize dargın olmuşuz, hatta düşman hale gelmişiz. Ama bunlar atlatılmış, karşılıklı olarak birbirimize gidip gelmeye başlamışız. Onlar bütün mayınlarını sökmüşler, asker bırakmamışlar sınırlarında. Biz mayınları artık sökmeye başladık ve karşılıklı anlaşmalar yaptık. Bu anlaşmaların yanında ortak yatırımlar planlanıyor. Tabii ki böyle bir sınır komşumuzun bu tür bir sıkıntı içerisine girmesini istemeyiz. Bunun için de arabulucu olup bu işi çözmenin gayreti içerisindeyiz.”

Türkiye'nin İtalya ve Yemen ile birlikte “Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi” içinde eşbaşkan olduğunu hatırlatan Erdoğan, bunun gereği olarak da Ortadoğu'daki bu gelişmeler içerisinde inisiyatif alma gayreti içinde olduklarını bildirdi.

Erdoğan, “Temennimiz odur ki Irak'taki bir gelişme Suriye'de de olmasın. Kaldı ki PKK terör örgütüyle ilgili de bizim artık Suriye ile görüşmelerimiz teröristlerin teslimi noktasındaki çalışmalar da olumlu istikamette gelişmeye başladı” diye konuştu.

İran ile de bu noktada olumlu gelişmeler yaşandığını bildiren Erdoğan, bu ülkeye ilişkin nükleer kitle imha silahlarıyla ilgili endişe taşındığını kaydetti. Erdoğan, “Temennimiz odur ki orada da böyle bir şey patlak vermesin” dedi.

“GÜNDEMİMİZDE CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ YOK”

“Cumhurbaşkanı olmayı düşünüyor musunuz?” sorusuna karşılık da Erdoğan, “Çok zor soru soruyorsunuz. Bunun altından kalkmak zor. Şu anda bizim gündemimizde bu yok” dedi.

2007'de konunun gündeme geleceğinin anımsatılması üzerine de Erdoğan, “Gün ola harman ola” dedi. Şu anda kendisinin Başbakanlık görevlerinin gereklerini yaptığını ve bunu başarmak zorunda olduğunu söyleyen Erdoğan, “Partimi daha iyi noktaya getirmekle görevliyim. Onun için de arkadaşlarımızla beraber sadece 5 yıllık acil eylem planımız, programımızın gereğini gerçekleştirmek için çalışıyoruz” diye konuştu.

ŞİİR

Erdoğan, “Siz istiyor musunuz Cumhurbaşkanı olmak?” sorusuna da, ”Artık onu bırakın bende kalsın” yanıtını verdi.

Başbakan Erdoğan programda, gençlere Mehmet Akif Ersoy'dan şu şiiri de okudu:

”İhtiyar amcanı dinler misin, oğlum Nevruz,
Ne büyük söyle, ne çok söyle;
Yiğit işte gerek.
Lafı bol, karnı geniş soyları taklit etme;
Sözü sağlam, özü sağlam ol,
Irkına çek.”