Bütçe görüşmeleri ilginç diyaloglara sahne oluyor. Vekiller arasında sert tartışmalar yaşandı. AK Parti'li Musa Uzunkaya'nın sözleri CHP'li Gürol Ergin'i küplere bindirdi.
Abone olAK Parti Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya, AİHM'e dava açan Leyla Şahin konusunu gündeme getirerek, ''Garip olan, o zavallı çocuğun AİHM'e gitmesi değil, onu AİHM'e göndermeye mecbur eden, medeniyet ve insanlık dersi veren bu milletin evladını bu hale getirmiş olmasıdır'' dedi. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2006 bütçesi görüşmeleri sırasında konuşan Uzunkaya, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Leyla Şahin hakkındaki kararını eleştirdi. Leyla Şahin'in Avrupa Birliği ülkesi Avusturya'daki bir üniversitenin tıp fakültesinden mezun olduğunu belirten Uzunkaya, ''Garip olan, o zavallı çocuğun AİHM'e gitmesi değil, onu AİHM'e göndermeye mecbur eden bu medeniyet ve insanlık dersi veren bu milletin evladını bu hale getirmiş olmasıdır. Üzülecek, ağlayacak olan biziz, zil takıp oynayacak değil. Ne hale geldik, çocuklarımızı ne hale getirdik? Şahin, Avusturya'daki bir üniversiteden mezun oldu. Oraya serbest, buraya yasak'' diye konuştu. -''İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ VAR''- Bazı bilim adamlarının, ''türban siyasi semboldür'' şeklinde açıklamalarda bulunduğunu bildiren Uzunkaya, şunları söyledi: ''Bilim adamı hocalarımız 'türban siyasi semboldür' diyor. Hayır çocuk diyor ki 'ben inandığım için örtüyorum' Şimdi kardeşim eğer inanıyorsan Anayasaya göre inanç özgürlüğü var. Eğer bu bir siyasi sembolse siyasi görüşünü de açıklayabilme hakkına sahip. Anayasa'nın 10. maddesi gereği gereğince ben bu hakka sahibim. Bunun aksi despotizm olur, hukuk dışı olur. Siyasi sembol, dini sembol diyorsanız, 19 Mayıs Üniversitesi'ndeki 2 minareyi gidin yıkın. Mezun olduğum Erzurum Atatürk Üniversitesi'ndeki camiyi yıkın, dini sembol...'' ''Bu medeniyetin sahiplerinin aynı mekanda camiyi de kiliseyi de barıştırdığını'' ifade eden Uzunkaya, ''Medeniyet beşiği olan ülkemizin dünyaya vereceği çok şey var'' dedi. -MUSTAFA KEMAL'İN PARTİSİ- CHP'nin, ''Mustafa Kemal'in partisi'' olarak gösterildiğini ifade ederek, ''Mustafa Kemal'in partisini suçlamaya haddim yok. Ama Mustafa Kemal'in partisinin, yüzde 18'de olması mümkün değil'' diyen Uzunkaya, şöyle devam etti: ''Mustafa Kemal, Cumhuriyetin yüzde 100'üne sahipti. Eğer bugün bir parti Mustafa Kemal'in partisi olduğunu söylüyor, bu savla '10 Kasım'ı, AİHM yasakladı' diye ilan edelim diyorsa, o taktirde Mustafa Kemal'in partisinin bu hale niçin getirildiğini kendine sorması lazım. Onun için diyorum ki Mustafa Kemal'in partisi bu ülkenin yüzde 18'i değil, yüzde 100'üdür.'' -''ELBETTE CUMHURİYETE SAHİP ÇIKACAĞIZ''- Uzunkaya'nın sözlerine tepki gösteren CHP Muğla Milletvekili Gürol Ergin, ''Söylediklerinizin hepsi yanlış'' dedi. ''Elbette Cumhuriyete sahip çıkacağız'' diyen CHP'li Ergin, Cumhuriyetin temel değerlerine karşı istediklerinizi yapamayacaksınız. Bunu isteyenlerin başına gök kubbeyi yıkarız'' diye konuştu. AİHM'deki davanın Türkiye aleyhine açılan bir dava olduğunu belirten Ergin, ''Eğer Avrupalıların verdiği karara uymayacaksan, nasıl o Avrupalılarla bir arada olacaksın. Ya başvurmayacaksın, ya da sonucuna katlanacaksın. AİHM, hangi konuda ne karar verirse hepsi kabulümüzdür. Davayı devlet kazanıyor, siz karşı çıkıyorsunuz'' dedi. -''YÖK BAŞKANI, HESAP VERMEK Mİ İSTEMİYOR?''- AK Parti İstanbul Milletvekili Alaattin Büyükkaya, Meclis Başkanı ve bakanların kendi bütçeleri görüşülürken komisyona gelerek bilgi verdiklerini, ancak YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç'in mazeret belirtmeden toplantıya katılmadığını söyledi. Büyükkaya, ''YÖK Başkanı, hesap vermek mi istemiyor? Hesap vermekten mi çekiniyor? Yoksa, YÖK kendini devlet içinde devlet mi sanıyor. Herkes tahammül ediyor, O niye tahammül edemiyor'' diye sordu. Büyükkaya, DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümeti döneminde YÖK ile ilgili kurulan araştırma komisyonunun 33 dosyada usulsüzlük tespit ettiğini, bunları YÖK'e bildirdiğini söyledi. YÖK'ün bu dosyaları Cumhuriyet Savcılığı'na intikal ettirmediğini ileri süren Büyükkaya, ''Mahkemelerden kaçaksınız, TBMM'ye gelmeyeceksiniz, korkacaksınız. Sonra demokrat olduğunuzu söyleyeceksiniz. Demokrat insanlar yetiştirdiğinizi söyleyeceksiniz'' diye konuştu. CHP Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı, AK Parti milletvekillerinin, ''Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'e teşekkür ederken, YÖK'e vurduklarını'' söyledi. Çelik'i, ''eğitimdeki her şeyi toz pembe gösterdiği'' için kutladığını belirten Gazalcı, ''Sayın Bakan, mermerler değil; eğitiminilkeleri, kuralları aşındı. Eğitimin kalitesi düştü'' dedi. -''HÜKÜMET IMF'YE TESLİM OLMUŞ''- AK Parti Kocaeli Milletvekili Muzaffer Baştopçu, YÖK'ün yapısına ilişkin eleştirilerde bulundu. YÖK'ün yapısının, ''şeffaflıktan uzak'' olduğunu, ''rektörlerin imparator haline geldiğini'' öne süren Baştopçu, ''YÖK sistemi, YÖK Başkanı'nın kişiliğiyle doğru orantılı bir şekilde başına buyruk hale geldi. Hukuk devletinde hiçbir kurum başına buyruk olmaz'' diye konuştu. AK Parti Nevşehir Milletvekilli Osman Seyfi, Türkiye'nin az gelişmiş bölgelerinde yeni üniversiteler açılması gerektiğini savunarak, bunun ekonomi ve kültürel gelişmeye katkı sağlayacağını söyledi. CHP Trabzon Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, hükümetin, faiz dışı fazla hedefini tutturmak için eğitim alanındaki yatırım politikalarını askıya aldığını iddia etti. Hamzaçebi, ''Hükümet, IMF'ye teslim olmuş, IMF'nin ipine sarılmış durumda'' diye konuştu. Üniversitelerin yatırım ödeneklerinin azaltıldığını ileri süren Hamzaçebi, iktidarın, ''üniversiteleri cezalandırma'' ve ''üniversitelere kötü gözle bakma'' anlayışı içinde olduğunu savundu. CHP İstanbul Milletvekili Birgen Keleş, AB sürecinde 8 yıllık zorunlu eğitim süresinin artırılmasının söz konusu olup olmadığını sordu. CHP Ordu Milletvekili Kazım Türkmen de YÖK'ün olanaklarını artırmadan üniversitelerin çağdaş bir yapıya kavuşturulamayacağını ifade etti. Komisyon daha sonra çalışmalarına yemek arası verdi.