BIST 9.647
DOLAR 34,65
EURO 36,47
ALTIN 2.917,48
HABER /  GÜNCEL

'Atatürk Sivassporlu muydu?'

Başta Fenerbahçeliler olmak üzere Galatasaray ve Beşiktaşlılar'ı kızdaracak iddia: Atatürk Sivassporlu'ydu. İddia sahibinin kendine göre 'sağlam gerekçeleri' var...

Abone ol

Önce Fenerbahçe ardından Galatasaray ve nihayetinde Beşiktaşlılar Atatürk'ün kendi takımlarını tuttuklarını iddia ettiler. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Zaman Gazetesi yazarı Doç.Dr. Ahmet Turan Alkan ise bu durumu ironik bir şekilde irdeleyerek, "Atatürk Sivassporluydu!" dedi. İşte Turan'ın üç büyük kulüp taraftarını çok üzecek yazısı:

Yazı: Ahmet Turan Alkan
Kaynak: www.zaman.com.tr  


Bizim basın hayatımız -eksik olmasınlar- kışkırtıcıdır, kendinizi matbuatın mantığına fazlaca kaptırırsanız savrulur gider ve hakikatte gündemin ne olması gerektiğini asla fark edemezsiniz.


Atatürk’ün Galatasaraylı olduğu yolundaki son iddiayı da bu minvâlde çocukça bulduğumu ifade etmeliyim; çocukça ama kışkırtıcı işte. Nitekim Fener, BJK camiası hop oturup hop kalkıyor ve kulüp müzesinin duvarındaki gazete kesiklerini yarıştırarak Kartal veya Kanarya taraftarı olduğunu ispata kalkışıyorlar.

Lâf! Bir yığın lâf!

Bu gibi zayıf referanslar kullanarak Atatürk’ün hangi takımı tuttuğu yolunda teori geliştirmeye kalkışırsak evin yolunu bulamayız; bakın niçin, izah edeyim müsaadenizle.

Atatürk hiçbir İstanbul kulübünü sevmiş ve desteklemiş olamaz çünkü, mâlum-ı âliniz olduğu üzre rahmetli, payitaht olarak İstanbul’u değil, o günlerde sıradan bir Anadolu kasabası görünümündeki Ankara’yı tercih etmişti. Otuzlu yıllara kadar İstanbul’a hoş nazarla baktığını da kimse iddia edemez; İstanbul’un deniz üstüne yayılmış petrol tabakası kadar sığ burjuvazi ve aristokrasisinden pek hazetmediğini biliyoruz; İstanbul matbuatını -anlaşılır sebeple- sevimli bulmadığını, hatta Ankara dışında asimetrik bir sıklet merkezi teşkil etme uğruna İstanbul matbuatının ağırlık koyma denemelerini İstanbul, Ankara ve Diyarbakır’da kurdurduğu İstiklâl mahkemelerinde bir güzel imlâya getirdiğini erbâbı bilir zaten.

Atatürk’ün futbola ne derece merbût ve muhabbetkâr olduğu da mâlumumuz değildir aslında; bu münasebet, her devlet adamının protokol gereği bulunması gerektiği tören ve karşılaşmalardan öteye gitmiş midir? Ne delili var ne isbatı! Kulüp ziyaretlerinde nezaket icabı söylenmiş birkaç cümleyi yaldızlayarak abartmanın âlemi yoktur: Fenerbahçeli olamaz; çünkü Atatürk’ün Kadıköy muhitine özel muhabbet beslemesi için kâfi sebep yoktur. Beşiktaşlı olması da pek zayıf ihtimâldir; çünkü BJK’nın “saraylı” imajı mâlumdur (her ne kadar bu imajın saray “arabacıları” ile ilgili olduğu ileri sürülüyorsa da böyle bir rivayet hep dillendirilir). Galatasaray’a gelince; bu ihtimâl şüphesiz benim de hoşuma giderdi ama Mecelle düstûrudur yâhu: Sadece Fransızca bilmek müştereği ile böyle bir “şekk”ten “yakîn” hâsıl olmaz!

Atatürk bir takımın taraftarı olsaydı bu, evvelemirde Anadolu takımlarından birisi olurdu. Meselâ Samsunspor, meselâ Havzaspor, meselâ Amasyaspor veya Erzurumspor. Bunlar zayıf ama Atatürk’ün FB’li veya GS’lı olmasından daha mâkul ihtimâllerdir; çünkü Milli Mücadele bu mıntıkalarda başladı ve bu yörelerden samimi destek gördü.

Hiç şüpheniz olmasın, eğer Selanik Misâk-ı Milli hudutları içinde kalmış ve Lozan’da bizim bahtımıza düşmüş olsaydı Atatürk’ün Selanikspor’u tutması en kuvvetli ihtimâl haline gelirdi. Bu durumda geriye kalan en mâkul ve güçlü ihtimâl, Atatürk’ün Sivassporlu olmasıdır. Bakınız Milli Mücadele tarihine, Atatürk’ün -Ankara’yı saymayalım- kesintisiz tarzda dört ay ikamet ettiği bir başka taşra şehri var mıdır? Yoktur! Üstelik Sivas, Milli Mücadele’nin kurucu heyetine ve prensip kararlarına ev sahipliği etmiş bir şehirdir.

Tabii bir Ankara takımını tutmasını da saded harici saymıyorum ama acaba hangisini tercih ederdi? Güneşspor, Hacettepe, Ankaragücü, Gençlerbirliği, Ankara Demirspor (sahi nerede şimdi o?); benim tahminim Ankara Demirspor’u tercih edeceği istikametindedir meselâ!

“Atatürk Sivassporluydu” derken hangi tarihî belgeleri arz edeceğimi merak edersiniz şimdi. Bu belgeleri yukarda takdim etmiş bulunuyorum zaten: Tahmin, istidlâl ve temennî! Üç büyüklerin tarihçileri ile benim vesikalarım aynı niteliği taşıyor ama benimki en azından daha mâkul.

Tarihe böyle geçsin lütfen!