19 Mayıs Üniversitesi'ndeki (OMÜ) kadrolaşma iddialarını araştırmak amacıyla kurulan TBMM Araştırma Komisyonu'nun raporunda, çarpıcı tespitler yer alıyor.
Abone ol19 Mayıs Üniversitesi'ndeki (OMÜ) kadrolaşma iddialarını araştırmak amacıyla kurulan TBMM Araştırma Komisyonu'nun raporunda, OMÜ eski Rektörü Prof.Dr. Osman Çakır'ın döneminde yapılan gösteriye katılan öğretim elemanlarının, Prof.Dr. Ferit Bernay'ın rektör olmasından sonra üniversite yönetiminde görev aldığı öne sürülerek, ''Bu durum, üniversitede, parti benzeri örgütlü bir yapı oluşturulduğunu ortaya koymaktadır'' denildi. Komisyonun bugün üyelere sunduğu raporun sonuç bölümünde, OMÜ'deki idari tasarrufların, kurum içinde meydana gelen ve sınırları belirginleşen bir ayırım üzerine konumlandırıldığı; üniversite rektörünün göreve başladığı dönemde oluşan gergin ve parçalanmış atmosferin, bugün yaşanan ayırımın temelini oluşturduğu; 2000 yılındaki rektör seçimi öncesinde ve sonrasındaki süreç içinde yaşanan olayların ayırımı derinleştirdiği ve üniversite personelini gruplara ayırdığının anlaşıldığı öne sürüldü. Eski Rektör Prof.Dr. Osman Çakır'ın döneminde yapılan gösteride yer alan öğretim elemanlarının, Prof.Dr. Ferit Bernay'ın rektör olmasından sonra üniversite yönetiminin çeşitli kademelerinde görev aldığı savunulan raporda, ''Bu durum, öğretim elemanlarının kendi içinde belirli bir disiplin içinde hareket edecek şekilde örgütlendiklerini, (tabiri caizse) parti benzeri örgütlü bir yapı oluşturulduğunu ortaya koymaktadır'' denildi. -ÜNİVERSİTE İÇİNDE İKTİDAR YARATILMASI- Üniversitedeki yönetim tercihlerinin oluşmasında, üniversite dışındaki bazı faktörlerin de etkin olduğu savunulan raporda, ''Üniversite içinde iktidar yaratılması ve bu iktidarın korunarak üniversite kaynaklarının paylaşılması konusunda dikkatle araştırılması gereken; siyasetçi kadrolar, medya mensupları, sivil toplum kuruluşları, bürokratik kadrolar ve bazı yargı mensuplarını içine alan ilişkiler ağında yönetilen bir üniversite tablosunun nasıl meydana geldiğidir'' görüşüne yer verildi. Raporda, Rektör Bernay'ın komisyonda yaptığı konuşmada, ''kanaat önderlerinin yakınlarını üniversite kadrolarına taşımayı uygun gördüklerini'' söylediği ifade edilerek, ''Rektör, kanaat önderi adını verdiği ve kendisine toplumsal destek oluşturacak bazı kimselere üniversite kaynaklarını açmakta, bu kimseler de rektör lehine toplumsal destek oluşturmaktadır'' denildi. Gösteriye katılan Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof.Dr. İsmet Şenel'in, İstatistik ve Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanlıklarını da uhdesinde topladığı ifade edilen raporda, ''Hatta Mesudiye Meslek Yüksekokulu Yönetim Kurulu üyeliğine atanmış, bazı toplantı tutanaklarını imzalamıştır. Ancak sözlü beyanında, 'Eğer Mesudiye'nin nerede bulunduğunu biliyorsam ş...m' şeklindeki beyanıyla Mesudiye'ye hiç gitmediğini' ifade etmiştir'' denildi. Raporda, Amasya ve ilçelerinde bulunan fakülte ve yüksekokulların müdür ve dekanlarının hiç birinin Amasya'da ikamet etmediği, Samsun'da oturduğu, Sinop ve Ordu açısından da durumun aynı olduğu öne sürülerek, Mesudiye Meslek Yüksekokulu yönetim kurulunda, uzun süre toplantı yeter sayısına bakılmaksızın karı-koca iki öğretim üyesinin toplantılar yaparak kararlar aldığı iddia edildi. -''KİŞİYE ÖZEL İLANLAR VERİLDİ''- Raporda, ''Bir taraftan öğrenimini tamamlamamış kimseler için, öğrenimini tamamlayacağı tarihe denk getirilerek kişiye özel ilanlar verilmekte, diğer taraftan profesörlük için gereken yeterlilik düzeyinin 200 katı yayını olan araştırma görevlisinin görevine son verilmektedir. Bir yandan hiç yurtdışı yayını olmayanlar profesör olabilmekte, diğer yandan onlarca yurt dışı yayını olanlar, doçent unvanını kazandıkları halde doçent kadrosuna atanamamaktadır'' ifadesine yer verildi. Öğrenci Sosyal Hizmetler Bütçesi'nden öğrencilere yapılan desteklerde adaletli davranılmadığı iddia edilen raporda, ''Bazı öğrenci kulüplerinin faaliyet yapmalarına hiç izin verilmeyerek kapatılması sağlanırken, yasadışı bir örgütün kontrolü altında olan öğrenci kulübüne ne istedi ise verilmiştir. Bu öğrenci kulübü kırsalda sürdürdüğü yasadışı faaliyetlerini, kamu kurumu şemsiyesi altında, kamu kaynakları ile sürdürmüştür'' görüşüne yer verildi. Çok küçük bütçeli araştırma projelerine destek verilmezken, çok yüksek bedelli eğlenceler düzenlenmesinin çelişki olduğu vurgulanan raporda, milyon dolarlar verilerek araştırma fonu kaynaklarından alınan teçhizat ile bir tek yayın yapılmadığının tespit edildiği kaydedildi. -ÖNERİLER- Raporda, şu önerilerde de bulunuldu: ''Sorumlu olanlar hakkında gerekli işlemlerin yapılması, varsa kamu zararının tazmini amacıyla raporun birer örneğinin Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Maliye Bakanlığı, Sayıştay Başkanlığı, Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı, Cumhurbaşkanı Devlet Denetleme Kurulu Başkanlığı ve YÖK'e gönderilmesi uygundur. Yükseköğretim alanında keyfiliğe zemin hazırlayan yasal ve Anayasal kurallar değiştirilmelidir. Üniversite personeli hakkında yapılan adli işlemler ile ilgili süreç, diğer kamu görevlilerinin yargılanmasına ilişkin sürece benzer şekilde düzenlenmelidir. Yargılama konusunda gereken ön işlemlerin, bir çeşit dokunulmazlık ve ömür boyu yargı bağışıklığı haline dönüştürülmesinin önlenmesi gerekir. Akademik atama ve yükselmeler, üniversite yönetimlerinin sınırsız takdir yetkisine bırakılmamalıdır. Rektörlük seçimlerinin, üniversite içinde bölünmelere yol açmayacak şekilde yeniden düzenlenmesi gerekir. Rektörlerin, üniversitelerin Sağlık Bilimleri, Sosyal Bilimleri, Fen Bilimleri ve Güzel Sanatlar alanından dönüşümlü olarak belirlenmesi faydalı olacaktır.''