BIST 9.420
DOLAR 34,42
EURO 36,29
ALTIN 2.836,89
HABER /  GÜNCEL

Asker de ulemaya sormuş

Başbakan Erdoğan bir söz söyledi ortalık karıştı. Gelin görün ki ulemadan görüş isteyen ilk Erdoğan olmadı. 12 Eylül döneminde asker de Diyanet'ten görüş istedi.

Abone ol

Başbakan Erdoğan başörtüsü konusunda ulemayı adres gösterdi diye kıyamet kopuyor ya... Tartışmada can alıcı bir ayrıntı gözden kaçtı: Ulemadan bu konuda ilk görüş soran, askerdi. Hem de 12 Eylül döneminde... 'En Atatürkçü bakan' Askeri yönetim "okullarda kıyafet yönetmeliği" hazırlıyordu. 22 Aralık 1980'de, emekli bir general olan Milli Eğitim Bakanı Hasan Sağlam, Diyanet'in bağlı olduğu Devlet Bakanlığı'na başvurdu: Bakanlık görüşünün tespiti için imam hatip liselerinde okuyan kız öğrencilerin durumu hakkında mütalaa istedi. Devlet Bakanlığı'nda, kabinenin "en Atatürkçü bakan"larından Mehmet Özgüneş vardı. Özgüneş, soruyu Diyanet'e iletti. Diyanet acilen "ulema"yı yani Din İşleri Yüksek Kurulu'nu topladı. Hamdi Kasaboğlu'nun başkanlığındaki kurul 10 üyeden oluşuyordu: Recep Akakuş, İbrahim Atay, Dr. Ali Arslan Aydın, Dr. Ahmet Baltacı, Hasan Ege, Kemal Güran, Yakup İskender, Mehmed Kaymakçı, İrfan Yücel... Zehir zemberek karar "Ulema", fetva istemi üzerine acilen toplandı. Tarih 30 Aralık 1980'di. Yani darbenin üzerinden henüz 3,5 ay geçmişti. Din İşleri Yüksek Kurulu, 8 maddelik kararında özetle şunu söyledi: 1. Cenab-ı Hak, kadınların başörtülerini, saçlarını, başlarını, kulaklarını, boyun ve gerdanlarını örtecek şekilde yakalarının üzerine salmasını emretmiştir. 2. Anayasa'da din ve vicdan hürriyeti güvenceye alınmıştır. 3. Bu hürriyet dindarlara, dinin emirlerini hiçbir engele rastlamadan serbestçe yerine getirebilme hakkı verir. 4. Kadının örtünmesi İslamın hükmü, milletimizin de örfüdür. Tesettürün kanunla sınırlandırılması Anayasa'ya aykırıdır. 5. Birini örtünmeye zorlamak nasıl kişi hak ve hürriyetiyle bağdaşmazsa örtünmeyi engellemek de hak ve hürriyete müdahaledir. 'Ya Allah ya Atatürk' 6. Örtünme Atatürk ilkelerine aykırı değildir. Devrim kanunlarında da kadın kıyafetiyle ilgili bir hüküm yoktur. Müslümanlar "Ya Allah'ın emri ya Atatürk ilkeleri" gibi vahim bir tercihle karşı karşıya bırakılmamalıdır. 7. İmam hatip liseleri ve Kuran kurslarında kız öğrencilerin başı açık ibadete zorlanmaları onların vicdanına açık bir baskı teşkil eder. 8. Bu baskı devletten geliyorsa devlet - millet ilişkisi olumsuz etkilenir. Sonuç: "İmam hatip liseleri yönetmeliğinde dinimizin hükümlerine aykırı hükümler yer alması uygun olmaz". Üçok'un tepkisi Bir yıl sonra Milli Güvenlik Konseyi'nin çıkardığı Kılık Kıyafet Yönetmeliği "Bütün öğrencilerin başı açık olacak ve kurum içinde baş örtülmeyecektir" hükmünü getirdi. Ancak "ulema"nın görüşü doğrultusunda imam hatip liselerinde kız öğrencilerin Kuran-ı Kerim derslerinde örtünmelerine izin verildi. Yönetmeliğin yayımlandığı gün (7.12.1981) Cumhuriyet'te Bahriye Üçok şöyle yazmıştı: "Milli Eğitim, -hem de 12 Eylül'den sonra- Diyanet'e başvurarak fetva istemiştir. Diyanet'in örtünmenin gerekli ve hatta laikliğin koşulu olduğunu bildirmesi laiklik açısından çok şaşırtıcı olmuştur." Asker ulemadan fetva isterse, AKP'nin istemesine şaşabilir miyiz? Yazı: Can Dündar Kaynak: www.milliyet.com.tr