BIST 9.627
DOLAR 34,59
EURO 36,18
ALTIN 2.965,90
HABER /  POLİTİKA

Fırat-Dicle yönetimi Avrupaya mı devrediliyor?

Bakan Bağış, Fırat-Dicle havzasının yönetiminin Avrupa'ya devredileceği iddiasına sert yanıt verdi.

Abone ol

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, "Fırat-Dicle havzasının yönetiminin Avrupa'ya devredileceği" iddialarını hayal mahsulü olarak nitelendirdi. Bağış, "Fırat ve Dicle'nin suları nasıl tersine çevrilemezse, Türkiye'nin milli egemenliği ve bölgesel gücü demagoji ve istismar konusu yapılamaz. Fırat ve Dicle'ye bir şey olmuyor" dedi.

CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen'in TBMM Başkanlığına sunduğu "Fırat-Dicle havzasının yönetiminin Avrupa'ya devredileceği yönünde anlaşma yapıldığı doğru mudur?" şeklinde yazılı soru önergesine verdiği cevapta, konuyla ilgili haberin eksik ve yanlış bilgilerin bir araya getirilmesinden ibaret olduğunu ve içerdiği yanlış ve eksik bilgileri çarpıtarak aksettirdiğini kaydetti.

Söz konusu raporun AB Komisyonunun 2004 yılında Türkiye'nin katılım müzakerelerinin başlatılması için hazırladığı tavsiyesinin eki niteliğinde hazırlanan "Etki Analizi Raporu" olduğu ve bu belgede Türkiye ile ilgili her konuya değinildiği vurgulanan açıklamada, belgede, "Trans-national Issues" başlığı altında, enerji, ulaştırma, terörizm, sınır yönetimi ve bölge ülkelerindeki "Kürt azınlıklar" konularının yanı sıra bölgedeki su kaynakları konusuna da değinildiği ifade edildi.

Cevapta, belgede geçen ifadenin "Türkiye'nin AB üyesi olmasından sonra bölgedeki su kaynaklarının uluslararası yönetimi konusunun AB için önemli bir mesele olmasının beklenebileceği" şeklinde olduğu, ancak önergeden "su kaynaklarının ve barajların uluslararası yönetim altına konulacağı" anlamı çıkarıldığı ve bunun da "İngilizce yetersizliğinden ya da kötü niyetten kaynaklanabileceği" bildirildi.

Başmüzakereci Bağış'ın cevabında şunlara yer verildi:
"Kamuoyuna yanlış bilgilerin yansımasının ardından, Sayın (CHP Genel Başkanı Deniz) Baykal'ın açıklamalarında da bahsi geçen ve tarafınızdan sorulan soruda 'Çevre-27 faslının açılması için Dicle, Fırat sularını uluslararası yönetime bırakmayı kabul ettiğimiz' iddiası hayal mahsulüdür.

'Çevre-27' faslı hakkında 13 Kasım 2009 tarihinde AB tarafına sunulan ve Türkiye-AB Hükümetlararası Konferansı Belgesi olan Müzakere Pozisyon Belgemizde, böyle bir ifadenin bulunması bir yana, böyle bir konu dahi yoktur.

Ayrıca, bu konular, öteden beri Katılım Ortaklığı Belgelerinde dile getirilen hususlar olup, kamuoyuna açıktır ve gizli-saklı değildir."

Türkiye'nin AB üyesi olduğunda, diğer hükümleri olduğu gibi çevresel ilişkileri düzenleyen hükümleri de uygulamasının AB tarafınca beklendiğine vurgu yapılan cevapta, söz konusu hükümlerin Türkiye'nin AB üyesi komşularına karşı çevresel yükümlülükleri kadar, AB üyesi komşuların da Türkiye'ye karşı çevresel yükümlülüklerini düzenlediği belirtildi.

"Ülkemizin, Dicle ve Fırat nehirleriyle ilgili bir kapanış kriterini kabul ettiği iddiası da tabiatıyla hayal mahsulüdür" denilen cevapta, "Çevre-27" faslı kapsamında bugüne kadar AB tarafı ile yürütülen çalışmalarda AB'nin kendisini doğrudan ilgilendirmeyen Fırat ve Dicle nehirleri hakkında ve Suriye, Irak ve İsrail'e ilişkin olarak hiçbir konunun gündeme gelmediği kaydedildi.

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Bağış, Sevigen'e cevabında şunları kaydetti:

"Çevre-27 faslına ilişkin olarak bu aşamada AB;nin kendi içinde kabul ettiği, ülkemize bildirdiği ve dolayısıyla ülkemizin kabul ettiği hiçbir kapanış kriteri yoktur.

Fırat ve Dicle'nin suları nasıl tersine çevrilemezse, Türkiye'nin milli egemenliği ve bölgesel gücü demagoji ve istismar konusu yapılamaz. Fırat ve Dicle'ye bir şey olmuyor."

Bağış, "gizli müzakere yapıldığı" konusunda ise "Hiçbir gizli müzakeremiz yoktur, olması da söz konusu olamaz" ifadelerini kullandı.