Mehmet Mir Dengir Fırat basın toplantısı düzenledi. Hayali ihracat ve uyuşturucu iddialarını yanıtladı. Baykal'a da soru yöneltti;
Abone olAK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Mir Dengir Fırat basın toplantısı düzenleyerek açıklamalarda bulundu. CHP'li Kemal Kılıçdaroğlu'nın hayali ihracat ve uyuşturucu iddialarını yanıtladı ve Deniz Baykal'a mal varlığıyla ilgili sorular yöneltti.
İşte konuşmasından satırbaşları;
"Sayın Kılıçdaroğlu’nun benimle ilgili iddiası iki konu üzerinde idi. Bunu gerek televizyonlarında gerek Meclis’te dile getirdi. Benim bu iki konuda konuşacağımızı söylememize rağmen olay böyle gelişmedi. Temel konular o tarihte ortağı olduğum ama yönetiminde yer almadığım Menas şirketinin yaptığı ihracat nedeniyle, Bayram Çolak tarafından düzenlenen soruşturma raporuyla benimde sanık olarak gösterildiğim olaydı. Birinci konu buydu. TBMM’de de bu konu tartışılmıştır.
Mersin Cumhuriyet Savcılığı’nın kararıyla kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ile Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi’nin incelemesi sonucunda bu karar kesinleşmiştir.
Şimdi bu kesin karar gösterilince o ana kadar hep Ukrayna Ukrayna diye başlayan Kılıçdaroğlu bu kez, daha evvel hiç dile getirilmeyen bir Danıştay kararından bahsedilmiş, bu bu belge tarafımdan istenmiş ve basın mensuplarına benim tarafımdan dağıtılmıştır. Bu dosya incelendiğinde, konuyla ilgili olmadığı tarafımca iddia edilmiş, bu belgeyi CHP’de milletvekili aday adayı olan biri tarafından hazırlanmıştır.
O ANDA BİR ŞEY SÖYLEMEM BEKLENEMEZ
Daha evvel dile getirilmeyen ve 14 sene öncesine ait bir iddia hakkında o anda bir şey söylemem beklenemez.
İhracat 1994’te olmasına rağmen inceleme 2000 yılında başlatılmıştır. İktisat Bankası’nın hesaplarının incelenmesi sonucu ortaya çıktığı görülmektedir. Zaten şirketin kusuru bulunmadığı için herhangi bir cezai işlem yapılmamıştır. Hayali ihracat olması için belirtilen malın ihrac edilmemiş olması gerekir. Hayali ihracat ile ilgili tahkikat gümrük müsteşarlığı tarafından yapılır ve bu dosya müsteşarlığa gönderilerek inceleme konusu yapılmıştır.
MÜFETTİŞ VİCDAN AZABI ÇEKİYOR
Dün bu belgeye ulaştım. Bu olayla ilgilenen müfettiş beni arayarak kendisinin bağımsız bir devlet memuru olduğunu ancak ondan bir gün önceki tartışmayı izlediğinde vicdan azabı çektiğini ve bu yüzden beni aradığını söyledi. Kendisinden bu dosyayı istediğinde bayram tatili nedeniyle ailesiyle bir ilde bulunduğunu, bayramdan sonra bu raporuda göndereceğini beyan etti.
UYUŞTURUCU MADDE İLE İLGİLİ İDDİA
Adı geçen şirketten hisselerimi devrederek ve bana ödenen bedelin büyük bir kısmını hesabıma yatırarak ortaklığım sona ermiştir. Bu işlemin karar defterine tescil edilmesini ben istedim. Şirketin noterlikte tasdikli olan karar defterine 01,09,2007 tarihinde bu devir işlemi yönetim kurulu kararıyla işlenmiştir. Ancak yapılan iddialardan birisi de bu belgenin noter tasdikinin çok sonra yapılmış olması ile ilgilidir.
Bir şirketin defterleri noterce tasdik edilir. Kararlar buraya işlenir ve bir sıraya göre gider. Ancak ben yurt dışında bulunduğum sırada, Türkiye’de bir televizyonunda bu uyuşturucu ile ilgili bir konunun görüşüldüğünü, olayın bir süre sonra Vatan Gazetesi Ankara temsilcisi beni arayarak sordu.
Ben o sırada yurt dışındaydım. Ben aynı şeyi söyledim. 01.09.2007 tarihinde ilişkimin kesildiğini söyledim ve şirket yetkililerini arayarak rica da bulundum. Karar defterinin o sayfasını notere götürülüp tasdik edilerek, Ankara temsilcisine fakslanmasını rica ettim. Noterin sonradan gözükmesinin sebebi budur.
Ben hiçbir şekilde bu iddianın geçerli olduğu kanısında değilim. Bir kere basını takip ettiğimde bir temel yanlışın olduğunu görüyorum.
BÜYÜK BİR ÜÇKAĞITÇILIK
Şimdi bir üçkağıtçılıktan bahsedeceğim. Küçükken sülün Osman diye meşhur bir üç kağıtçı vardı. Anadolu’dan gelenlere köprüyü satardı. Ama ben isminin önünde bir partinin grup başkanvekili sıfatını taşıyan bir kişinin yüzlerce kamera karşısında, elinde belgeyi sallayarak gösterdikten sonra, bulunduğumuz mahal ifadeyi veren kişinin sıfatına baktığımızda ben şahsen doğru sanmıştım.
Benim adımın bir belgede olmasına üzülmüştüm. Onu kendisinden istedim, fotokopisini çektim. İnanın ki ben onu okumadım.
Ertesi gün evraklarımı toplarken bu belge elime geçti. Bu belgede ne diyordu Kılıçdaroğlu, "Dengir Fırat bu belgeyle, Gümrük Müsteşarlığı'nda MENAS'ın kırmızı hattan çıkarılmasını istiyor." diyordu ve biraz önce Dengir Fırat bu şirkete ortak olmadığı iddiasındayken dahi, bu yazının altında Dengir Fırat’ın ismi var, dolayısıyla siyasi nüfus kullanılmıştır diyordu.
Önce tarihe bakalım. Bunun tarihi 02,08,2007. Peki burada ne diyor? "Gümrükler Genel Müdürlüğü’ne gönderilmiş, gümrük baş kontrolü Bayram Çolak tarafından düzenlenen 06,12,2006 tarihli soruşturmaya dayalı olarak vekil edenlerin Abdulkadir Gürbüz, Dengir Mir Mehmet Fırat ile, Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar örneği ile Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi’nin kovuşturmaya yer olmadığı karara itirazına reddine ilişkin belgeler ekte bulunmaktadır."
Peki bunun neresinde kırmızı hattan Menas A.Ş.’nin çıkarılması talep edilmiştir. Bu TIR 28/03/2008’de yakalanmıştır. Yani şu yazının yazılmasından 7 ay sonra. Kırmızı hat uygulamasının neye istinaden yapılması lazım, bir uyuşturucu maddenin yakalanması lazım. Peki 7 ay önce bu uyuşturucu maddenin yakalanacağını bilmek mümkün mü?
Ama ayıp olan. Bunu alıp, işte kırmızı hattan çıkarılması için Dengir Fırat’ın belgesi diye göstermek. Bunu yapabilmek için ruhen sahtekar olmak lazım veya karşınızdaki herkesi aptal zannetmek lazım.
BENİ ÜZEN KÖŞE YAZARLARI VE MEDYA OLDU
Ancak beni üzen bir şey olmuştur. Bu kırmızı hattan çıkarılması ilişkin Dengir Mir, Kılıçdaroğlu’nun iddiasını cevaplandıramadı diyen köşe yazarları, gazeteler, televizyonlarda ahkam kesen ve sıfatları bulunan insanların zavallılığını gördüm.
AYIP OLAN HERKESİ KANDIRMAK
Ben ne zaman ortaklıktan ayrılmıştım..? 01.09.2007'de... Bu belgenin tarihi ne; 09.02. 2007...
Ayıp olan bu belgeyi alıp, işte Dengir Mir Mehmet Fırat'ın Kırmızı hattan çıkarılması için yazdığı yazı diyerek sadece beni değil tüm herkesi kandırmasıdır.
NEDEN BENİ HEDEF ALDILAR?
Neden Dengir Fırat hedef alındı? çok önemli.... Aslında çok basit, ben iki tane üç tane çok basit soru soruyorum bu sorudan kaçabilmek için bu sorulardan kurtulmak için yapıyorlar. Bunlarla ilgili haftada 3 veya 4 kez basın toplantısı yapacağım.
BAYKAL NEDEN YASAYA UYGUN MAL BEYANI AÇIKLAMIYOR
İstediğim şu, CHP Lideri Deniz Baykal neden şuana kadar kendisinin ve eşinin aynı anda ve kanunda belirlenen format içerisinde mal beyanı bildirmekten kaçıyor? Formatın ne olduğunu bilmiyorsa, orda sayın başbakan ve eşinin mal beyanı var. O yasaya uygun bir formattır, oradan incelesin...
Sayın Baykal şu iddiada bulunuyor. "İki tane gayrimenkul bana miras yoluyla intikal etmişti. Onun dışındaki tüm mallarım yasaklı olduğum dönemde avukatlık mesleğimden kazandığım para ile edinilmiştir" diyor. Saygı duymak lazım. Eğer alın teriyle böyle bir servet yapılmışsa saygı duymak lazım. Ama avukatlık serbest bir meslektir.
Şunu soruyorum;
-Sayın Baykal hangi tarihten hangi tarihe kadar avukattınız?
-Hangi vergi dairesine kayıtlıydınız?
-Her yıl mal beyanını vermiş midir? Bunları açıklayın ki, sizin servetinizin helal olduğuna inanalım.
Türkiye Sınai Kalkınma Bankası'nın halka arz ettiği, menkul değerler bir kısmını kendi adına, bir kısmını eşi adına, bir kısmını da kızı adına almıştır. Anlamadığım bir şey var. CHP Kontenjanında İŞ Bankası yönetecisi ve eşi adına neden alım yapılmış. Bir de TC Sınai Bankası bir limit koyul muşdur?
BANA İSTEDİKLERİ KADAR SALDIRSINLAR
Bana istedikleri kadar saldırmakta serbestler. Ben bu işin peşini bırakmayacağım. Medya bunu sorsun ya da sormasın. Hiç önemli değil Bu medyanın ayıbı. CHP'li Çanakaya Belediye Başkanı'nın nasıl rüşvet aldığını yazmayan medya varsa, benim söylediklerim de yazılmaz. Ben her ile gidiyorum. Her yerde söyleyeceğim...