Financial Times yazarı David Gardner'a göre seçimin mağlubu Cumhurbaşkanı Erdoğan ve bunun önemli nedenlerinden biri de Erdoğan'ın Kürtler nezdindeki kredisini kaybetmesi. Gardner, "Belki de şimdi sıra Abdullah Gül'dedir" diyor.
Abone olFinancial Times yazarı David Gardner, Türkiye'de dün yapılan genel seçimlerla ilgili yazısında, "Türkler Erdoğan'ın aşırı hırsına 'Hayır' dedi" yorumunu yaptı.
Gazetenin eski Türkiye muhabiri ve dış haberler editörü David Gardner'ın yazısı, Financial Times'ın internet sitesinde yer alıyor.
"Cumhurbaşkanının can düşmanı; liberalleri, solcuları ve kadınları da cezbeden Kürt yanlısı ittifaktı" ifadesiyle başlayan yazı şöyle devam ediyor:
"Erdoğan'ın hep en az iki farklı yüzü oldu. Bunlardan biri çok yetenekli, zaman zaman reformcu, üst üste 10 yarış kazanmış bir siyasetçi...Diğeri ise inatçı sultan olmaya özenen, aşırı gurur ve paranoyanın takip ettiği, Türklere atalarından yadigar mülkmüş gibi davranan yüzü..."
Erdoğan'ın "anayasanın öngördüğü yasağı görmezden gelerek" seçim kampanyası süresince mitingler düzenlediğini de hatırlatan Gardner, "Türkler onun aşırıya varan kişisel hırslarına 'Hayır' dedi" ifadesini kullanıyor.
Gardner, Erdoğan'ın aurasına son darbeyi indirenin CHP ya da MHP değil; liberalleri, solcuları ve kadınları da kendisine çeken HDP olduğunu yazıyor.
Financial Times yazarı paradoks oluşturduğunu belirttiği bu durumu şöyle açıklıyor:
"Erdoğan, Türklerle Kürtler arasındaki düşmanlığı bitirmek için en çok çalışan liderdi. [...] Ama Erdoğan geçen sonbaharda, Suriye'deki Kürtleri IŞİD ile bir tuttu. Sonunda Kobani kurtuldu, Kürt hareketinin uluslararası kredisi arttı ve Erdoğan'ın Kürtler arasındaki kredisi buharlaştı".
'Kendi çevresi bile Erdoğan'ı sorguluyor'
Yazıda AKP'nin hegemonyasını yavaş yavaş zayıflatan başka nedenler olduğuna da dikkat çekiliyor ve durgunluk yaşayan ekonominin bu nedenlerden biri olduğu vurgulanıyor.
"Ekonomi çok iyi giderken, hemen hemen kimsenin liderlerin davranışlarını sorgulamadığını" belirten Gardner, Erdoğan'ın yakın çevresine de uzanan yolsuzluk iddialarının bile, onun 2014'teki cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmasını engellemediğini ifade ediyor.
"Ama şimdi ekonomi durgunluk yaşıyor, kişi başına düşen milli gelir 2007'den bu yana artmadı, yatırımlar ilerlemiyor ve lira dolar karşısında tarihinin en düşük seviyesinde...Bu hal içinde, Erdoğan'ın dengesiz davranışları, kendi çevresi içinde bile sorgulanır hale geldi."
Yazıda ayrıca Erdoğan hükümetlerinin Türkiye'yi, "Suriye'ye açılan bir cihatçı boru hattı"na dönüştürdüğü, Suriye ve Irak'tan gelebilecek cihatçı tehditleri kolaylaştırdığı iddia ediliyor.
"Bundan sonra ne olacak?" diye soran Gardner, Türkiye'de kurulması muhtemel hükümete dair öngörülerini de yazıyor:
"Bu kadar kutuplaşmış bir ortamda, bir azınlık hükümetinin uzun süre hayatta kalabilmesi beklenemez...Davutoğlu MHP ile koalisyon kurmayı deneyebilir, ama bu Kürtleri uzaklaştırır. [...] CHP de Türkiye'nin son derece ihtiyaç duyduğu muhalefeti yapacak kadar olgunlaşmadı. Erdoğan yetkisini erken seçim çağrısı yapmak için kullanabilir."
Gardner'ın ihtimal verdiği olasılıklardan biri ise eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, kurucuları arasında olduğu AKP'de yeniden varlık göstermesi.
"Başkanlık sistemine karşı çıkan ve Nisan'da kutuplaştırmaya son verilmesi çağrısı yapan Gül'ün AKP içinde şu ana kadar hayal kırıklığına uğrattığı bir taraftar kitlesi var. Demirtaş ve HDP, Erdoğan'ın ihtiraslarını boşa çıkardılar."
"Belki de sıra, Sayın Gül'dedir."