Filistinli Zeynep Al-Qulaq, İsrail’in Mayıs 2021’de Gazze’ye düzenlediği hava saldırısında yıkılan evlerinin enkazından 12 saat sonra çıkarıldı. Ancak annesi, ablası ve üç erkek kardeşi dahil tam 22 yakınını kaybetmişti. 1 yıl önce yaşadığı trajediyi resimlere aktaran genç kız yaşadıklarını anlattı.
Abone olFilistinli Zeynep Al-Qulaq, işgalci İsrail’in Mayıs 2021’de Gazze’ye düzenlediği saldırıda annesi, ablası ve üç erkek kardeşi dahil olmak üzere ailesinden 22 kişiyi kaybetti. Evinin enkazında 12 saat kurtulmayı bekleyen genç kız, yaşadığı trajediyi resimlere aktarmayı seçti.
Yenişafak'ın haberine göre: Gazzeli sanatçı Al-Qulaq, “Saldırının üzerinden bir yıl geçti. Bu süreçte ailemin başına gelenleri anlatan dokuz tablo yaptım. Sadece yaşadığım derin acıları anlatmayı hedeflemedim. Sanatın gücüne ve bu haksızlığı resimlerle insanlara anlatabileceğime inanıyorum. “ dedi.
Molozu sadece üstümden kaldırdılar
Gazzeli genç, yaşadıklarının ağırlığını şu sözlerle özetledi: “Evimizin enkazının altından çıkarıldıktan sonra bilincim yerine geldiğinde, kimin hayatta kaldığını sormaktan korktum. Belki üstümdeki molozu kaldırdılar ama onu içimden çıkaramadılar. İşgalcilerin içimize kazıdığı bu korkunç anıları kim silecek. Sadece bir yıl önce, herkes etrafımdaydı. En son bir araya geldiğimiz günü ve mutluluğumuzu gösteren videolarımız var. Benden başka kimsenin kalmadığı fotoğraflarım var. Bu sergide de saldırıdan önceki hayatımızı, enkaz altında kurtulmayı beklediğim o karanlık 12 saati ve sonrasında kayıplarla yüzleştiğimde hissettiklerimi yansıtmaya çalıştım.”
22 yaşındayım ve 22 kişiyi kaybettim
22 yaşındayım ve 22 kişiyi kaybettim başlığıyla düzenlenen sergiye Gazze halkı büyük ilgi gösterdi. Genç ressam, her bir tablonun yanına hissettiklerini ve resimlerin hikayelerini anlattı. Al-Qulaq şunları kaydetti: “Annem, kız kardeşim Hana, ağabeyim Ahmet, ağabeyim Tahir, dedem Emin, anneannem Saide, teyzem Baha, Amcam Khitam, karısı, amcam Fevvaz, oğulları Abdel Hamid, Sameh, kuzenim Reham ve diğerleri. Hepsini tek tek o tabutların içinde hayal ettim ve onlarla vedalaştım. Yirmi iki kefen, bir gecede ayrılan yirmi iki ruh. O kefenler gördüğünüz gibi değil, her birinde benim bir akrabam var.
Mezuniyet kıyafeti giymiş bir cesedim
Aileme nihayet mezun olduğumu söyleyebileceğim tek yerin mezarlık olarak kalacağını hiç düşünmemiştim. Anneme, yanımda uyuduğu sınav geceleri için ne kadar minnettar olduğumu asla söyleyemeyeceğimi hiç düşünmezdim. Ablam Hana’ya dualarını, sohbetlerini ne kadar özlediğimi henüz söylemedim. Uzun zamandır hayalini kurduğumuz hayallerimizin nasıl korkunç bir kabusa dönüşeceğini, okul yıllarının biteceğini ve mezuniyet kıyafeti giymiş bir cesede dönüşeceğimi hayal bile edemezdim.”