BIST 9.368
DOLAR 34,51
EURO 36,16
ALTIN 2.983,99

Filistin mili davamızdır

Cumhurbaşkanı Erdoğan her iki taraf için, sivil ölümlere karşı çıkan ve bunu mevkidaşlarıyla paylaşan bir lider.

CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan başta olmak üzere Ankara tarafından yürütülen “İtidal” ve “Sivilleri koruma” politikasındaki hassasiyet 19 gündür korundu. Bugün ki AK Parti meclis grup toplantısında ses tonu ve uslub yeni bir noktaya taşındı.

Erdoğan, kabine üyeleri ve ekibi tarafından yapılan temaslarda taraflara “artık dur, yoksa sonuçlarına katlanırsın” uyarısı yapılmaya başlandı.

7 Ekim’de Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hamas’ın ilk saldırısından itibaren, hem Hamas’a hem de İsrail’e olan tepkisini net bir biçimde ortaya koymuştu. Başından beri her iki taraf için “Sivillerin ölmemesi” gerektiğini 25 ülke ile yapmış olduğu temaslarda dile getirmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan her iki taraf için, sivil ölümlere karşı çıkan ve bunu mevkidaşlarıyla paylaşan bir lider.

Yaşanan insanlık dramının ve savaşın daha geniş alanlara yayılmasını önlemek amacıyla mesajların içeriği ve ses tonu doğal olarak sertleşti. Filistin meselesinin milli bir mesele olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan aynı zaman da İsrail’e “şimdi birlikte hareket ettiklerinin seni yarı yolda bırakır. İşte o zaman çalacağın kapı tarihte daha öncede çaldığın gibi bizim kapımız olacaktır” dedi.

ABD’nin politikası başından beri büyük abi olarak direksiyona geçmek ve küçük kardeş İsrail’in varlığını sürdürmesi için dur kalk yaptırmak üzerinedir. İsrail ABD’nin müsaade ettiği kadar güçlü olabilir. İsrail ve işbirlikçisi ABD’yi en çok tedirgin eden ülke İran’dır.

İran, İsrail’in Gazze’ye saldırmasının bir karşılığı olacağı yönünde sert ifadeler kullandı. Şii milislerin eğitildiği, bölge için silahlandırıldığı, verilecek emirle harekete geçeceği gerçeğini yüksek sesle ifade etti.

Bunun üzerine:

ABD; İran’ın kulağına “Sakın müdahale etme”, “Müdahale edersen vururum” diye fısıldadı. Pimi çekilmiş bir bomba durumunda olan İran savaşın yayılmasına müsaade etmemelidir.

İsrail’in kara harekatının boyutları bilinmiyor. Harekat birkaç hafta ya da birkaç ay sürebilir. Uzun vadeli bir harekat büyük riskleri de beraberinde getirecektir. Hizbullah’ın savaşa müdahil olması durumunda bölgedeki gelişmeler farklı boyuta taşınabilir. İran’ın bu durumda Lübnan üzerinden İsrail’e bir vekalet savaşı yürütmesi olasıdır.

Bu olasılık üzerine ;

ABD savaş gemilerini bölgeye göndermiş olabilir. Tüm ihtimaller ABD tarafından değerlendirilmekte. İsrail kara harekatı için aceleci davransa da ertelenme sebebi başarıya ulaşamama endişesindendir. İsrail kara harekatı için hazırlıklarını işbirlikçilerinin yardımıyla göstere göstere yaparken, aynı zaman da Gazze’yi bomba yağmuruna tutup, sivilleri katlediyor.

Bu arada:

Batı’nın “terörist” dediği Hamas iki rehineyi daha serbest bıraktı. Rehinelerin serbest bırakılırken ki görüntüleri yansıdı. Rehineler tokalaşarak ayrılıyor bulundukları yerden. Rehinelerden biri “Kendileri ne yiyorsa bize de onları yedirdiler. İlaçlarımı getirdiler. Temizlik şartlarını sağladılar. Hiç aç kalmadık” diyor.

Evet ilk saldırı yılların birikmiş gazıyla Hamas’tan geldi. Fakat savaş kurallarını ihlal etmediler.

Toplu cezalandırma, elektrik, su, gaz, erzak ve tıbbı malzeme mahrumiyeti savaş suçudur. Bunu yapmıyorlar İsrail gibi.