Bakan Fikri Işık, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi yaşadıklarını ve sonrasında önlem olarak nelerin yapıldığını internethaber.com'a anlattı.
Abone olMilli Savunma Bakanı Fikri Işık, "FETÖ ile mücadelede hiçbir taviz yok. Çok istikrarlı ve kararlıyız. Ama bunu yaparken FETÖ ile bağlantısı olmayan hiç kimsenin de zarar görmemesi için çok azami itinayı gösteriyoruz. Bu kolay bir iş değil" dedi.
Bakan Fikri Işık, Fetullahçı Terör Örgütü'nün 15 Temmuz darbe girişimi ve hain darbe girişiminin ardından Milli Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nde başlatılan FETÖ temizliği hakkında İnternethaber Yayıncılık A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Hadi Özışık ve İnternethaber Yazarı Süleyman Özışık'a önemli açıklamalarda bulundu.
DARBE GÜNÜ ÖZEL KALEM MÜDÜRÜ ANKARA'DAN BENİ GÖNDERMEK İSTEMEDİ
- 15 Temmuz Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişiminde neredeydiniz? Hain darbe girişimi öncesi ve sonrası neler yaşadınız? O gün ile ilgili bize yaşadıklarınız anlatır mısınız?
13 Temmuz Çarşamba günü programımız vardı ertesi gün yani Perşembe günü de Cumhurbaşkanı'da beni Marmaris'e çağırdı. YAŞ ile ilgili bir değerlendirme yapalım diye, darbeden bir gün önce. Çarşamba günü özel kalem müdürü de İstanbul programını iptal ettirmek için çok uğraştı. Önemli program değil, bakan katılmadı hiç. Ben "Sanayi Bakanlığı yaptım. Savunma Sanayi İhracatı bizim için önemlidir, buna gideceğim" dedim. O gün gitmememiz için ısrar etti, ben de gideceğim deyince bana daha bir şey diyemedi. Biz Perşembe günü gittik Marmaris'e oradan Kocaeli'ne geçtim. Sabahtan erkenden de İstanbul'a geçtim. Çırağan'da toplantımızı yaptık, Cuma namazını da 1. Ordu'nun tam karşısında Selimiye Camii'sinde kıldık. Cevdet Erdöl ile buluştuk, beraber yemek yedik. O gün İstanbul'a gitmesem Ankara'ya döneceğim. Darbe olacağı için Özel Kalem Müdürü İstanbul'a gitmemi istemiyor, Ankara'da kalmamı istiyor.
BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜ PKK'DAN MİSİLLEME BEKLİYORDUK
- Sizin İstanbul'a gitmenizin engellenmeye çalışılması Ankara'da kalmanızı istemeleri hiç kuşkulandırmadı mı? Mesela Özel Kalem Müdürü neden böyle düşünüyor diye hiç sorgulamadınız mı?
Hiç öyle düşünmedim. O "Bakan gitmedi, şimdi sizin gitmeniz uygun olmaz diye herhalde bakanı koruyor" diye düşündük. Ondan sonraki süreçte Cevdet Bey'den sonra Gebze Teknik Üniversitesi'ne uğradık, Haluk hocaya. Bir vakıf kurma çalışmaları vardı onu değerlendirdik. O arada saat 6 oldu, kardeşim Melike aradı, "Abi, annem buraya gelsin" dedi. Ben de o gün nikah şahidi olacağım. Beraber yol yürüdüğümüz bir insanın. Sonra kardeşime "Nikaha katılayım sonra geleceğim" dedim. Ben de gittim, hiç oturmadık. Nikah kıyıldı, hemen ayrıldım.
Arabaya gidene kadan birçok kişi konuşmak, fotoğraf çektirmek için yanıma geldi. Neyse, arabaya bindim ardından mesaj geldi, "Genelkurmay Güney Nizamiye'de çatışma sesleri geliyor" diye. O arada da bu Fehman Hüseyin öldürüldü, PKK'nın bir misilleme yapması bekleniyordu. Dedim "Buraya kadar mı girdiler" bunlar. Sonra bir mesaj daha geldi, "Tatbikat olduğu söyleniyor, bilgi teyite muhtaç" diye. Orada irtibatım kesildi.
ANNEM EN SON 15 TEMMUZ'DA EVDEN ÇIKTI
Eve geldim, annem fena halde huzursuz. O arada birisini aramaya başladılar, ne oluyor diye. Bir şeyler oluyor ama bende anlayamadım. Televizyonu bir açtık ki asker köprüye doğru çıkmaya başlıyor. Annem tabi uyanık kadın -Allah rahmet eylesin- anladı bir şey oluyor. Ben çok belli etmeden biraz yanında oturdum. Melike'ye dedim ki "Sen anneme hazırla, güvenli bir yere geçelim" diye. Annemin evden son çıkışı o oldu, 15 Temmuz gecesi. Ama mesela çok rahatsızdı, yarı baygın gibi gitti. Kendine gelir gelmez, Cumhurbaşkanımızı sordu.
İLK DERDEST EDİLECEK KİŞİLERDEN OLACAKTIM
- Ben biliyorum ki siz düğünde insanları kırmazsınız, oturur muhabbet edersiniz. Ama o gün düğünde durmamışsınız. Zaten özel kalem müdürünün de ısrarı hiç aklınıza bir plan olduğu düşüncesini getirmedi mi? Yani "Gitmeyin" denilen plan aslında sizi derdest etmek için değil mi?
Tabiki de bu FETÖ üyesinin bir planıydı. Ankara'da olsaydım o saatte bulunacağım yer bakanlıktır. O gece ya Milli Savunma Bakanlığı'nda olurum ya SSM'de. Ankara'da olsaydım, ilk derdest edilecek kişilerden biri olacaktım.
BU KOLAY BİR İŞ DEĞİL
- Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "At izi it izine karıştı" sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Halk arasında "Genelkurmay Başkanığı'nda 28 Şubat'taki gibi dindar insanlar görevden alınıyor, TSK'da namaz kılmaya korkar hale gelen insanlar var" söylenceleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu söylemlerin önüne geçmek için neler yapıyorsunuz?
Şu an tam tersi aslında. Biz özellikle böyle söylenceler yaşanmasın diye çok önem gösteriyoruz. Şunlara dikkat ediyoruz mesela, FETÖ ile mücadelede hiçbir taviz yok. Çok istikrarlı ve kararlıyız. Ama bunu yaparken FETÖ ile bağlantısı olmayan hiç kimsenin de zarar görmemesi için çok azami itinayı gösteriyoruz. Bu kolay bir iş değil.
BUGÜN FETÖ YARIN ÇETÖ OLABİLİR
Şimdi 669 sayılı KHK'nın en temel mantığı gücün dengelenmesidir. Jandarma ve Sahil Güvenlik tamamen İçişleri Bakanlığı'na bağlandı. Dolayısıyla iç emniyet tamamen İçişleri'nin sorumluluğunda. Bu gücün dengelenmesi açısından hayati bir adımdır. Yani gücün bir tek elde toplanmasının engellenmesidir. O kişi kendinde ülkeyi yönetme düşüncesi çıkar. Yarın başka bir gerekçe ile aynı niyet ortaya konabilirdi. 669 sayılı KHK hazırlanırken buna dikkat edildi. Bugün FETÖ yarın ÇETÖ. Ne başka birisinin aynı şeye yeltenmeyeceğinin garantisi yok.
ARTIK DARBEYİ İMKANSIZ HALE GETİRDİK
- Bugün ya da yarın başka bir kişinin, kurumun ya da kuruluşun veyahut başka bir asker yapılanmasının darbe girişiminde bulunmaması garantisini nasıl sağlıyorsunuz?
80 sene 100 sene önce ne yapıldıysa onu yaptık, gücü dengeledik, bir tek merkezde toplayan yapıyı değiştirdik. Şu anda, darbeyi imkansız hale getirdik. Başka ne yaptık, Kuvvet Komutanlığı'nı MSB'ye bağladık. Personel gibi, lojistik gibi, dış ilişkiler gibi alanlarda MSB'de olması gereken, TSK'da gereksiz olan birimleri aldık. Adeta MSB'yi yeniden yapılandırdık. Asker-sivil ilişkilerini de olması gereken düzleme çektik. Ve asker ile sivilin çok daha yakın çalışacağı yeni model oluşturduk. Demokratik modelde herkes böyle çalışıyor.
KAPALI TERFİ SİSTEMİNİN NE GETİRDİĞİ BELLİ
Başka bir şey daha yaptık Yüksek Askeri Şura'nın yapısını değiştirdik. Terfilerde daha fazla demokratik denetim gelmiş oldu. Tamamen kapalı terfi sisteminin Türkiye'ye ne getirdiği belli. Bir amiral ifadesinde "Ben bunlara Albay'ken katıldım" diyor. Darbeden aktif rol oynayan birisi diyor bunu. Şimdi bu YAŞ yapısının değişmesi artık Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın bir Kuvvet Komutanı gibi kişilere doğrudan emir vermesi, gücün dengelenmesi açısından kritiktir. Gücü dengelerken de, TSK'nın harekat kabiliyetinin olumsuz etkilenmemesi içinde harekat, istihbarat, muhabere ve eğitim alanlarında emir komutayı teminat altına aldık. Yani kendi asli işini yapacak Genelkurmay üzerindeki gereksiz yükleri almış olduk.
EMEKLİ ASKERLERDE HOMURDANMA OLDU
- Türk Silahlı Kuvvetleri'nde yapılan değişikliklerle ilgili bir homurdanma oldu mu?
Bazı emekli askerlerde oldu. Yani kafasının gerisinde hala darbe olanlarda bir homurdanma oldu. Ama içerinden değil dışarıdan bir homurdanma. Yani TSK'da aktif olanlardan bir tepki almadık. Emekli olanlardan, bu anlayışta olanlardan bu konuya tepki oldu. Bu uygulamalar yani 660 KHK'sı hayata geçtiği sürece, uygulamada olduğu sürece bir yapının TSK'ya hakim olması ve bir darbe yapması mümkün değil. Çünkü artık yapı dengelendi.
15 TEMMUZ GÜNÜ ALMANLARIN KURDUĞU RUSYA MODELİ VARDI
- Milli Savunma Bakanlığı ya da TSK'daki FETÖ operasyonlarında birilerini görevden alıyorsunuz ancak mahkeme kararıyla misal geri dönmeye çalışıyor. Siz bu FETÖ ile bağlantılı olan askerler hakkında bir çalışma hazırladınız mı?
Türkiye'de asker-sivil ilişkilerinin nasıl olması gerektiği ve askerin MSB ile ilişkilerinin nasıl olması gerektiği aslında çok önceden konuşulan bir şeydi. Bir darbe yaşanmaması için alınması gereken tedbirlerin, engellemenin nasıl olduğunu aslında bu işle uğraşanlar biliyordu. Fakat bu bilgi, icraate dönüştürülemedi. Yani Türkiye'deki 15 Temmuz günü yürürlükte olan sistem, Rusya Modeli'ydi. Rusya modelini kurgulayan Almanlar bile vazgeçmişler. Ama Osmanlı almış o sistemi ve biz uyguluyorduk bugüne kadar. Bu sistemle kayda geçen 6 darbe var. Dolayısıyla 669 sayılı KHK'da biz Türkiye'de bir daha milli iradenin sokağa çıkmak zorunda bırakmayacağımız bir sistem getiriyoruz. Bu bir düzen değişikliği değil, sistem değişikliği. Bizim yaptığımız şey kim tarafından yapılmak istenirse istensin kimse darbeye yeltenmesin.
HERKESİ FETÖ'CÜ ZANNETMEK TEHLİKELİDİR
- 15 Temmuz FETÖ'nün hain darbe girişiminden sonra başlatılan soruşturmalar neticesinde asker içinde büyük bir temizlik yapılıyor? Peki asker içerisinde FETÖ üyeleri tamamen temizlendi mi?
Burada bir şeye dikkat etmemiz lazım. Burası ülkenin savunmasıyla ilgilidir. Burada FETÖ temizliği devam edecek dediğimiz hergün askeri tedirgin ederiz, bu insanların güven içinde görev yapmasını engeller. Burası tapu kadastro değil. Şu anda Suriye'de harekat ve terörle mücadele devam ediyor. Her an teyakkuzda olacağımız bir süreç yaşıyoruz. Sürekli dedikodu yapıldığı bir durumdayız. Askerin bir özelliği şu, her sabah evinden çıkarken akşam eve dönüp dönmeyeceğini bilmeden çıkıyor. Vatan için şehit olma durumu var askerin. Böyle görev yapan kişiye, şurada FETÖ var burada FETÖ'cü var demek kolay değil. Biz ne diyoruz, bu yapıyla ilgisi olmayan endişe etmesin. Bu yapıyla işbirliği içinde olan kişilere elbette gerekli işlemleri yapacağız. Herkesi FETÖ'cü zannetmek, sunmak tehlikelidir. Bu konuda dikkat ederseniz dikkatli bir dil kullanmaya çalışıyorum.
ŞEHİT Mİ DEĞİL Mİ KARAR VERMESİ ZOR BİR OLAY
- FETÖ operasyonları kapsamında açığa alınan ama FETÖ ile bağlantısı olmayan mağdur askerler ile ilgili bazı mesajlar, mailler geliyor bana. Bu tür mağdur insanların nereye müracaat etmesi gerekiyor? Biraz bu durumla ilgili bilgi verir misiniz?
Bize müracaat da edebilirler, Başbakanlık'ın oluşturduğu yeni oluşuma da. Başvuruların ardından biz olay olay inceliyoruz. Ama mesela, Askerin biri darbeye baştan katılmış, olay günü saatinde görevine gelmiş. Darbenin ilk saatlerinde de aktif görev almış ama sonra da ayrılırken darbeciler tarafından vurulmuş. Ailesine göre şehit sayılması gerekiyor ama devlet burada karar vermesi lazım. Ben bu kararı kolay kolay veremem. Hakikaten zor bir olay. Ne yapacağız, bununla ilgili bir tahkikat yapacağız ya da yargı karar verecek. Bu tip vakalar bile var, tek tek bakmak durumundayız.
AKINCILAR ÜSSÜ'NDE İŞÇİLER BİZE İSTİHBARAT SAĞLADI
- Darbe girişimi gecesi Akıncılar Üssü ile bağlantınızın kesildiğini söylemiştiniz. O gece Akıncılar Üssü ile bağlantıyı sürdürüp, kimin aracılığıyla istihbarat aldınız? Sanırım burada çok etkileyici bir olay gerçekleşti.
O gece bizleri etkileyen olay şöyle gerçekleşti: 15 Temmuz gecesi biz Akıncılar'la irtibat kuramıyoruz. Nasıl kurduk irtibatı, çalışan işçilerle kurduk. Harp-İş üzerinden oradaki arkadaşlara ulaştık, sürekli ne oluyor ne bitiyor bilgi aldık. O pistlerin bombalanması, Bakın bize o gece "Burada 3 kasa uçağı hazırlandı, dikkat edin kaçacaklar" dediler. Oradaki işçiler bize bildirdi. Hatta bir helikopter kalkmak istedi, ateş altına alındı kalkamadı. Sonra Harp-İş'i ziyaret ettim, teşekkür ettim. Oradaki işçiler bize yardımcı oldular ve sağlıklı bilgiler verdiler.
PENSİLVANYA'NIN MI EMRİNİ UYGULARLAR YOKSA ARKASINDAKİ GÜÇLERİN Mİ?
- Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı, hain Semih Terzi'nin sınırda görevli olduğu zaman büyük sıkıntılar çektiklerini belirtti. Suriye'de 16 ülkenin müdahalesi var ama baş edemiyoruz diyorlar. Suriye'ye giden Mehmetçik sayesinde Suriye'de 900 km alanı temizledik. Semih Terzi olayındaki gibi Suriye'ye müdahale edilememesi ve Suriye'den gelen tehlikelere karşı yeterince karşılık verilmemesi bu FETÖ'cüler yüzünden miydi?
Şimdi Semih Terzi denen hain, bu FETÖ üyesi generaller, Genelkumay Başkanı'nın mı emrini uygularlar yokda FETÖ'nün elebaşının emrini mi? Pensilvanya'daki kişi bunların emrini mi uygularlar yoksa kendini kullanan güçlerin emrini mi? Şu anda Cerablus'ta ve Suriye'de hakikaten büyük fedakarlıkla asker ÖSO'ya destek veriyor, yardımcı oluyorlar. Bu daha önce neden yapılamadı? Ve bu harekattan sonra herkes Türkiye'ye ne diyor diye daha fazla bakmaya başladı. Bu bölgede soft-power'ın işe yaraması için hard-power'ın gösterilmesi gerekiyor. Burada bu yapının bugüne kadar bu olaylarda engelleyebildiği faktörler oldu.
TERÖRİSTLERİN BULUNDUĞU KOORDİNATLARI BELİRLEYEN KİŞİ SAYIN CUMHURBAŞKANI'NI DERDEST ETMEYE GİTTİ
Genelkurmay Harekat Merkezi'nde teröristlerin bulunduğu noktaları işaretleyen kişi Sayın Cumhurbaşkanı'na operasyon için giden adam. Bu adamın kalkıp koordinatların belirlenmesi ve Hava Kuvvet Komutanlığı'na koordinatların verilmesini üstlenen kişi Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı derdest etmeye giden generaldir. Bu adam sana tam hedefi verir mi? Hükümeti başarı hanesine yapılacak bir operasyona yardım eder mi? Olay bu kadar vahim.
ŞU AN BUNU AÇIKLAYAMAM AMA...
Bu ur bu bünyeden temizlendikte terörle mücadelede başarı elde ediyor. Ben Meclis'te komisyon görüşmelerinde dedim ki, şehit verilmesin endişesiyle operasyonu engellenen günleri gördük. Jandarma Genel Komutanı geçen ne demişti, "30 yıldır operasyon yapılmayan bölgelere operasyon yapıyoruz." Peki neden yapmadınız 30 yıldır operasyon? Ben ismen biliyorum, nerelere operasyon yapın dendiği halde operasyon yapılmayan yerleri hem yer olarak hem de dönem olarak biliyorum. Şu an açıklayamam ama bu kesin ve net. Bu konu üzerinden çok fazla spekülasyon yapmak istemeyenlere söylemedim ama Jandarma Genel Komutanı söyledi. Bu bizim söylediğimizin ne kadar doğru olduğunu gösterdi. O gün benim ile ilgili eleştiri yapanların şimdi sesi ve soluğu çıkmıyor. O açıklamaları yapanlar çıksın konuşsun.